Hit (1055) Y-1080

Ali Emiri Efendi

Künyesi : Lakabı :
Tabakası : 20.Yüzyıl E-Posta :
D.Yeri : Diyarbakır D.Tarihi : 1857
Ö.Yeri : İstanbul Ö.Tarihi : 23.Oca.23
Görevi : Şair,Tarihçi,Yazar Uzm.Alanı : Şiir
Görev Aldığı Kurumlar : Mezuniyet :
Bildiği Diller : Arabça, Osmanlıca Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak :
Ekleyen : Serkan Boztilki/2008-01-27 Güncelleyen : /0000-00-00

Ali Emiri Efendi
Şair Saim Seyyid Mehmed Emîri Çelebi'nin torunlarından Seyyid Mehmed Şerif Efendi'nin oğludur.
İlk tahsilini Diyarbakır'da Sülükiyye Medresesinde yaptı.
Amcası Fethullah Feyzi Efendi'den Farsça dersleri aldı.
Daha sonra, dayılarının Mardin sancağı tahrirat ve rüsumat müdürü bulundukları sırada oraya giderek başta Ahmed Hilmi Efendi olmak üzere bazı müderrislerden üç yıl kadar çeşitli dersler aldı; kısa zamanda Arapça ve Farsçasını ilerletti.
Çocukluk dönemlerinde eski tarzda şiirler yazmaya başladı.
1875'te telgrafçılık kurslarına katılarak telgrafçı oldu.
1876'da V. Murad'ın cülusu üzerine bir cülüsiyye kaleme aldı.
1878'de Hey'et-i Islâhiyye ile Diyarbakır'a gelen Abidin Paşa'nın yanına müsevvid olarak girdi; onunla birlikte Harput, Sivas ve Selanik'e gitti.
Daha sonra Sis (Kozan) sancağı Âşâr müdürlüğü ile Adana Aşar Nezâreti başkatipliği yaptı.
Sırasıyla Leskovik, Kırşehir ve Trablusşam sancağı muhasebeciliklerinde, Ma'müretülaziz (Elazığ) ve Erzurum defterdarlıklarında, Yanya ve İşkodra maliye müfettişliklerinde, Halep defterdarlığı ile Yemen maliye müfettişliğinde bulundu.
Bu sırada rütbe-i ula sınıf-ı sânîsi nişanı ile taltif edildi.
1908'de II. Meşrutiyet'in ilanından sonra kendi isteği ile emekli oldu.
Emekliye ayrıldıktan sonra Milli Tetebbülar Encümeni, Tasnif-i Vesâik-î Tarihiyye Encümeni başkanlığı ile Târih-i Osmânî Encümeni üyeliği yaptı.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi Dairesi Tasnif Komisyonunun başında bulunduğu sırada da kendi adına izafe edilen Ali Emîri Tasnifini meydana getirdi.
Aynı zamanda Vakıflar Nezaretine uzun vicdannâmeler yazdı.
Eski eserlerin bakımsızlık ve ihmalini dile getirerek halkın vicdanını temsil etti.
Hayatı boyunca gittiği her yerde kitap toplayan Ali Emîri Efendi, ilmî ve edebî faaliyetlerini emekliliğinden sonra daha da hızlandırdı.
Bir ara, eski bir Oğuz şehri olan Cend'e kadar giderek birçok değerli eser ve vesika toplamış, Kırşehir muhasebecisi iken de masrafları kendisinden, işçiliği dervişlerince karşılanmak üzere Hacı Bektaş-ı Veli Dergâhını tamir ettirdi.
Orta seviyede bir şair, usta bir münekkit olan Ali Emîri Efendi'nin asıl büyük yanı, hayatı boyunca toplamış olduğu paha biçilmez değerde kitaplardan oluşan kütüphanesini. Fatih'te Feyzullah Efendi Medresesinde kendi kurduğu Millet Kütüphanesine bağışlamasıdır.
Bu kütüphaneye çoğu nadir ve tek nüsha olan 16.000 cilt eser vakfetmiş, ölümüne kadar da bu müessesenin müdürlüğünü yaptı.
Ali Emiri Efendi'nin önemli hizmetlerinden biri de Kaşgarlı Mahmuden o zamana kadar ele geçmeyen meşhur Diuân-ı Lügâti't-Tûrk adlı eserini bulması ve ilim aleminin hizmetine sunmasıdır.
Bütün bu faaliyetleri arasında biyografi ve tezkire türünde birçok eser kaleme aldı,
Bazı eski eserleri de "Nevâdir-i EslâF adı altında haşiyelerle yeniden yayımladı.
Ali Emîri Efendi ayrıca Osmanlı Tarih ve Edebiyat Mecmuası (31 Mart 1334-Eylül 1336 arasında 31 sayı; Tarih ve Edebiyat adıyla 31 Ağustos 1338 – 31 Kânunuevvel 1338 arasında 5 sayı) ile Amid-i Sevda (1908–1909, 6 sayı) dergilerini çıkardı, gerek buralarda gerekse öteki bazı dergilerde değerli makaleler yayımladı.
Araştırmacı kişiliği yanı sıra şiirleri, çeşitli şehir ve bölgelerin şairlerini tanıtan tezkireleriyle de edebiyat tarihimizde önemli bir yeri vardır.
Mezarı İstanbul-Fatih Camii'ndedir.

"Bütün hayatını vakfettiği kitapları arasında yaşarken emeklilik yıllannda muntazaman gittiği ve nadir kitap aradığı Sahaflar Çarşısı'nda Türk kültürünün büyük âbidelerinden biri olan Kaşgarlı Mahmud'un o döneme kadar varlığı bilindiği halde nüshalarına rastlanmamış olan Divan-ı Lûgat'it Türk adlı kitabını bulmuştur. Dünyada tek nüsha olan bu emsalsiz eser dönemin Sadrazamı Talat Paşa 'nın da desteğiyle bastırılmıştır. Burada önemli olan Ali Emin Efendi'nin bu emsalsiz yazmayı görür görmez önemini fark etmesi, satın alması ve istifadeye sunmasıdır. Bu kitabın bulunuşunun 'romanı'bütün kaynaklarda anlatılmaktadır. " (Şevket Beysanoğlu)

"Ali Emiri kudretli bir divan şairi değil, fakat muvaffakiyetli ve velut bir nâzımdır. Onun her hangi bir manzumeyi süratle kaleme aldığı da munakkaktır. Esasen Ali Emiri'nin asıl kıymeti şairliğinde değil, tarihi, edebî bilgilerde mümtaz bir bilgiye sahip oluşundandır. Tefahürden ziyadesiyle hoşlanan Ali Emiri'nin meşhur bilgisi nispetinde çok çok değerli eserler de vücuda getirmiş değildir. Onun en büyük faidesi, ülkemize gayet kıymetli yazmaları ihtiva eden bir kütüphane vakfetmiş bulunmasındadır. Bugün Millet Kütüphanesi'nin Ali Emiri kitaplarını teşkil eden kısım bilhassa tarih, divan ve mecmua hususunda bir çok kütüphanelere lercik olunacak kıymettedir. Uzun süren hayatı esnasında nerede değerli bir yazma eser gördü ise satın almış ve kütüphanesini zenginleştirmeye çalışmıştır Türk dilinin en mühim bir menbaı olan Divanı Lügat-it Türk de dahil olduğu halde bir çok ehemmiyetli eserler onun himmetiyle elde edilmiş ve bunlardan bir kısmı tab olunabilmiştir." (Sadcddin Nüzhet Ergun)

Ünlü sairlerimizden Yahya Kemal Beyatlı, Ali Emiri Efendi için bir gazel yazdı. Ali Emiri Efendi'ye Gazel adlı şiirinde onu şu beyitlerle övdü:

"Muhtâc isen fâyuzuna eslâfpen-dinin
Diz çök önünde şimdi Emin Efendi'nin
Amid o şehr-i nur öğünsün ilele-bed
Fazl ü faziletiyle bu necl-i bülendi-nin"

ESERLERİ:

  • Tezkire-i Şuârâ-i Âmid (c. 1. 1910),
  • Cevahir-ül Mülûk (Osmanlı padişahlarının şiirleri, 1901),
  • Yavuz Sultan Selim'in Türkçe Eş'annın Tahmisatı, Osmanlı Vilayat-ı Şarkıyyesi (1918),
  • Osmanlı Şairleri Tezkiresi (16 cilt,) (1.cildi Muzaffer Esen'de, diğer ciltler Millet Kütüphanesinde),
  • Divan, Levami-ül Hamdiyye (Hamdedenlerin Nurlan, 1911),
  • Ezhar-ı Hakikat (Hakikat Çiçekleri, 1918; Yrd. Doç. Dr. Mehmet Arslan tarafından Kızılırmak dergisinde, sayı: 9, Eylül 1992, Sivas),
  • Emin-i Tokadı Hazretlerinin Terceme-i Hâli (1950),
  • Sivani (3 cilt. Millet Kütüphanesi Emiri kitaplan, Manzur No: 37, 38, 39).

YAZMA ESERLERİ:

  • İşkodra Şairleri,
  • Yanya Şairleri,
  • Esâmi-i Şuarâ-i Âmid,
  • Diyarbekirli Bazı Zevatın Tercü-me-i Halleri,
  • Tunus Tarihi,
  • Teselya Osmanlı Şairleri,
  • Yemen Hatıratı.
  • Divan.

YAYIMA HAZIRLAMA

  • (Nevâdir-i Eslaf genel başlığı altında): Câm-ı Cem-âyin'i (Selimnâme-i Osmani, Bayâti Hasan b. Mahmûd'un, 1331),
  • Mardin Mülûk-i Artukıyye Tarihi ve Kitabeleri ve Şâir Vesâik-i Mûhimme (Ferdi Kâtib, 1331).
  • Âsafnâme (Lüt-fı Paşa'nın, 1326),
  • Nizâmü'd-Düvel,
  • Acaibü'lLetâıf(Gıyâseddin Nakkâş'ın, 1331).

KAYBOLAN ESERLERİ:

  • Tuhfetü'l-Leyliyye (hicivler, latifeler).
  • Mir'âtü'l-Fevâid fi Teracim-i Şuarâ-i Âmid,
  • Abâü'l Akvam,
  • Kilâbü'l- Egâni Tercümesi.

İNCELEME:

  • Mes'ele-i Şarkiye (1900)
  • Sorbonne Darülfünununda Edebiyat-ı Hakikiye Dersleri (1900)
  • Paris Musahebeleri (3 cilt, 1899. 1913)
  • Şarkîye Medhal (Mısır, 1900)
  • Mes'ele-i Şarkiye (1900)
  • Yıldız Hatırat-ı Elîmesi (1910)
  • Cevabımız (2. bas. 1911)
  • Bir Safhay-i Tarih (1913)
  • Bir Safha-i Hayât (1913)
  • Fethet (yazılan, 1913, ömrüm adıyla, 1914)
  • Rical-i İhtilal (1913)
  • Nisvân-ı ihtilâl (1913)
  • Condorcet, Saint-Just, Danton, Robespierre (1913)
  • İlm-i Ahlak (ders kitabı, 1914)
  • Tarih-i Siyasî (1918)
  • Raşid Müverrih mi Şair mi (1919).

ALi EMİRi EFENDİ
BÎR GAZEL

Sensin imdâd eyleyen yâ hazret-i subhan bana Sensin ihsan eyleyen genc-i ademden can bana
Senden ayrı kim olur kaadir bana lûtf etmeğe Bu vücudu aklı ettin çünkü sen ihsan bana
Kabz u bastın eyledim ta'mik hep Hak üzredir Vermedin bir şey abes ya fazla ya noksan bana
En büyük şükrüm budur yârab senin iltâfına Kalb-i kasi vermedin verdin hazin vicdan bana
Birtakım bigânelerle etmedin hemdem beni Eyledin irfan u fazl-ı iffeti yaran bana
Bu Emîrî abdini dünyada ettin kâmyâb Eyle ferdada (da) ihsân-ı rü'yet derman bana

Mustafa Özbalcı
Edebiyata ve sanata ilgisi küçük yaşlardan itibaren divan şiiri tarzında kaleme aldığı şiirlerle başlayan Ali Emîrî Efendi'yi düşünce hayatımızın ve kültür târihimizin unutulmaz isimlerinden biri yapan asıl tarafı, onun kitap severi iği ve kütüphaneciliğidir. Memur olarak görev yaptığı yerler başta olmak üzere gezici dolaştığı her yerde devamlı kitap toplamış, parayla satın alamadığı kitapları el yazısı ile istinsah (kopya) ederek yazma ve basma kitaplardan oluşan zengin bir koleksiyona sahip olmuştur. Ona, "kitap kurdu", "kitap hastası" gibi sıfatlar ya-kıştınlmıştır. Yeni kitaplar bulmak maksadıyla görev yerlerinin sık sık değiştiril-meşini bizzat istediği, sürekli değişik mekânlarda çalışmayı arzu ettiği söylenir. Ali Emîrî Efendi, bir kitapçı veya sahafta karşısına çıkan değerli bir kitabı alacak kadar paraya sahip değilse, kitapçıya bir tanıdığı gelsin diye saatlerce bekletmiş. Amacı, tanıdığından ödünç para alarak o kitabı elde etmektir. Hakkında küçük, ama çok değerli bir monografi kaleme almış bulunan Dr. Muhtar Tevfikoğlu, onun hastalık derecesine varan bu kitap severliği konusunda şunları söyler:
mmifanrî 'nin kitap sevgisi bildiğimiz mânâda bir sevgi değil, büyük bir aşk, büyük bîr tutkuydu. Görülmedik derecede kuvvetli, şiddetli bir ihtiras...Daha doğrusu bir hastalık Evet, tarifi güç, tedavisi imkânsız bir hastalık! Altını çizerek tekrar ediyoruz: Emîrî yalnız bir kitapsever, kitap sevdalısı, kitap âşığı, yani "bibliyofil" değil; aynı zamanda bir kitap hastası (kitap delisi tâbirini kullanmak istemiyoruz), evet tam manâsıyla bir kitap hastası, yani "bibliyoman 'di." (Dr. Muhtar Tevfikoğlu, Ali Emîrî Efendi, Kültür Bakanlığı Yayınlan, Ankara 1989, s.37).
İstanbul Fâtih'de Şeyhü'l-islâm Feyzullah Efendi Medresesi'nde bulunan Millet Kütüphanesi, onun bir ömür boyu varını yoğunu vererek biriktirdiği kitaplarını 17 Nisan 1916'da bağışlamasıyla kurulmuştur. Dil, tarih ve edebiyattan coğrafyaya ve tıbba kadar hemen her konuda paha biçilmez yazma ve basma eserler, divanlar, tezkireler, koleksiyonlar, vesikalar, Farsça ve Arapça on beş bini aşkın kitapla dolu mükemmel ve zengin bir kültür hazinesi olan bu kütüphanenin adının Millet Kütüphanesi olmasını kendisi istemiş, o da Mehmet Akif in İstiklal Marşı'm kitabına almayarak millete mal etmesi gibi, kitaplarını mil- lete bağışlamış, kütüphaneye adının verilmesine bile karşı çıkmıştır. Türk dilinin temel eserlerinden olan Divan-ı Lûgati't-Türk de, onun bulup gün ışığına çıkardığı kültür hazinelerinden biridir. Bu değerli eserin tek yazma nüshası da Millet Kütüphanesi'nde bulunmaktadır. Hiç evlenmeyerek bütün ömrünü millet hizmetinde ve kitaplarla haşir-neşir geçirmiş olan, eline geçen bütün parayı kitaba yatırdığı için ömrünün son zamanlarında perişan ve bakımsız duruma düşen Ali Emîrî Efendi, aynı zamanda tam bir millet ve târih âşığı, dürüst ve mütevazı bir gönül adamıdır.
{Büyük Türk Klasikleri Ansiklopedisi, c. 13,2002)

website website open
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort