Hit (4530) M-65

Muhammed Esedin Mucize Anlayışı

Yazar Adı : Muhammed Esed İlim Dalı : Tefsir
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü : Yazar Tanıtım
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-07-14 Güncelleyen : /0000-00-00

Muhammed Esed’in Mucize Anlayışının Değerlendirmesi

İnsanı yoktan var eden ve onu yer yüzünde kendisine halife kılan Yüce Allah insana dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamak adına peygamberleri vasıtasıyla ilahi mesajını indirmiştir. 23 senelik bir süreçte inzal ettiği Kur’an-ı Kerimi ile “Asr-ı Saadet” denilen “Mutluluk Çağı’nı İnsanlara yaşatıp gelecek nesillere örnek haline getirdi. Önce ahlaken olgunlaşmasını sağladı. Sonra, insan- insan, insan-doğa, toplum - toplamla ilişkilerini düzenleyen evrensel ilke ve prensiplerini gönderdi. Böylece insanlığın dünya ve ahiret hayatının mutluluk anahtarı insana verilmiş ve bu anahtarın “kullanım kılavuzluğu” mesabesindeki Hz. Muhammed (sa)’in yaşantısıyla da bu yaşam biçimi insana sunuldu.

Müslüman entelektüeller Kur’an'ın getirdiği bu evrensel ilke ve prensipleri peygamberin sünneti ışığındı anlama, yorumlama ve kullanma çabasında oldu. Bu çaba daha çok “lafız -mana- rivayet” üçgeninde şekillenmiş böylece akıl-nakil dengesi kast edilen manayı tespitte önemli bir kıstas oldu.

Kültürel Mirasın anlama, yorumlama ve kullanma aşamalarından geçirilmesi beraberinde burada kullanılacak yöntem problemini getirdi. Geçmişten günümüze uzanan çizgide İslam entelektüelleri arasındaki görüş ayrılıkları temelde kullanılan yöntem farklılıklarına dayanmaktadır.

Günümüzde Kur’an ve Sünnetin anlaşılması ve yorumlanmasında önerilen yöntemler “lafız - mana- rivayet” üçgeninde Makasıdü’ş- Şeri’a (Hukukun Gayeleri) bağlamında olmalı, akıl - nakil dengesiyle işlemelidir. Aksi takdir de yapılan çalışmalar Kur’an-ı Kerim’in batini yorumundan başka bir şey olmayacaktır.

Araştırmamızda İslam dünyasının yetiştirdiği ender isimlerden olan merhum Muhammed Esed (ö.1992)in samimi gayelerle kaleme aldığı Kur’an Mesajı (The Message Of The Quran) Meal - tefsir çalışmasını ele aldık. Onun mucizeleri anlama tarzını gerekçeleriyle ortaya koyarak yorumlarının diyalektiğini yaptık.

İnsan olmamız hasebiyle eksikliklerimiz mevcuttur. Her şeyi eksiksiz bilen sadece ve sadece Allah’tır ve tek doğru O’nun katındadır.

I-Muhammed Esed’in Mucize Anlayışının Tespiti

a)Hz.Nuh. (as)

Kur’an-ı Kerim’de hz. Nuh ve onun kavmi ile ilgili bir çok ayet yer almaktadır. Tümüne bakıldığı vakit;tufanın hz. Nuh’un ilahi mesajını dinlemeyen bir kavmin inkarı sonucunda olduğu aşikardır. Aşağıdaki ayetler bunun göstergesidir.

حَتَّى إِذَا جَاء أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ قُلْنَا احْمِلْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلاَّ مَن سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ وَمَنْ آمَنَ وَمَا آمَنَ مَعَهُ إِلاَّ قَلِيلٌ

Nihayet emrimiz geldiği ve tennur (tandır veya geminin kazanı) tutuşup parladığı zaman dedik ki; "Erkeği ve dişisi olan her canlıdan ikişer tane, aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında, aileni ve iman etmiş olanları geminin içine yükle". Zaten beraberinde iman edenler çok az idi. Hud11/40 :

فَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِ أَنِ اصْنَعِ الْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَاوَوَحْيِنَا فَإِذَا جَاء أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ فَاسْلُكْ فِيهَا مِن كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَن سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ مِنْهُمْ وَلَا تُخَاطِبْنِي فِي الَّذِينَ ظَلَمُوا إِنَّهُم مُّغْرَقُونَ

Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: Bizim nezaretimiz altında ve vahyimizle gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de tandır kaynayınca, her cinsten eşler halinde iki tane ve bir de içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemiye al. Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle boğulacaklardır! Müminun 23/27

Tufanın kısmi mi yoksa umumi mi olduğu hususu ise tartışmalıdır. Tufanın şekli konusunda ise herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir. Yukarıdaki ifadelerinden de anlaşılacağı üzere tufan öncelikle tandır dediğimiz fırından su fışkırması şeklinde olmuş ve bu bir tesadüf de değildir. Muhammed Esed, Kur’an Mesajı isimli eserinde ‘ Kitabı Mukaddeste, Sümer ve Babil efsanelerinde ve nihayet Kuran’da sözü edilen tufan çok muhtemeldir ki , Buzul çağında şimdiki Cebeli Tarık’ın bulunduğu yerde Atlas Okyanusunu engelleyen ve yine şimdiki Çanakkale Boğazının bulunduğu yerde Kara Deniz’i engelleyen o çağda mevcut kara engellerin çöküntüsüyle açıklanan ve bu gün Ak Deniz’in örtmekte olduğu büyük havzayı istila eden su baskınını simgelemektedir.’ diyerek bütün bir mucizeyi bir basit doğa olay ile açıklamaya çalışmaktadır. Ancak mucizeleri deprem, su baskını gibi doğa olaylarıyla açıklamaya çalışmak mucize kelimesinin anlamıyla çelişmektir.İnsanı yapmaktan ve kavramaktan aciz bırakan şey anlamındaki mucize kavramı bu denli sübjektif ve de hiçbir nassın muhtemel hiçbir manası olmaksızın tevil etmek indi bir yorumdan öteye gidemez.

b)Hz.Hud-Salih-Şuayb-Lut (as)

هُوداً قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُواْ اللّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَـهٍ غَيْرُهُ أَفَلاَ تَتَّقُونَ وَإِلَى عَادٍ أَخَاهُمْ

Âd (kavmin)e de kardeşleri Hûd'u (gönderdik): "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka bir ilâhınız yoktur. (O'na karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?" dedi. A’raf 7/65,

وَعَاداً وَثَمُودَ وَأَصْحَابَ الرَّسِّ وَقُرُوناً بَيْنَ ذَلِكَ كَثِيراً *وَكُلّاً ضَرَبْنَا لَهُ الْأَمْثَالَ وَكُلّاً تَبَّرْنَا تَتْبِيراً * وَلَقَدْ أَتَوْا عَلَى الْقَرْيَةِ الَّتِي أُمْطِرَتْ مَطَرَ السَّوْءِ أَفَلَمْ َكُونُوا يَرَوْنَهَا بَلْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ نُشُوراً

37- Nuh kavmine gelince, Peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde, onları suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık. Biz zalimler için acıklı bir azab hazırlamışızdır. 38-Ad'ı, Semud'u, Ress halkını ve bunlar arasında daha bir çok nesilleri de (inkârcılıkları yüzünden helak ettik) 39-Onların herbirine misaller getirdik; (ama ögüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik 40-(Resulüm!) Andolsun ki, (bu Mekke'li putperestler), bela ve fenalık yağmuruna tutulmuş olan beldeye uğramışlardır. Peki onu da görmüyorlar mıydı? Hayır! Onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.( Furkan 25/37-40)

وَقَالُواْ يَا صَالِحُ ائْتِنَا بِمَا تَعِدُنَا فَعَقَرُواْ النَّاقَةَ وَعَتَوْاْ عَنْ أَمْرِ رَبِّهِمْ فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُواْ فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ

77-Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğundan dışarı çıktılar; "Ey Sâlih, eğer hakikaten elçilerdensen, bizi tehdit ettiğin (o azabı) bize getir! "dediler.78-Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı, yurtlarında diz üstü çökekaldılar. (A’raf 7/77-78)

وَلَمَّا جَاءأَمْرُنَا نَجَّيْنَا شُعَيْباً وَالَّذِينَ آمَنُواْ مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مَّنَّا وَأَخَذَتِ الَّذِينَ ظَلَمُواْ الصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُواْ فِي دِيَارِهِمْ جَاثِمِينَ

Ne zaman ki, emrimiz geldi, Şu'ayb ve beraberindeki müminler, tarafımızdan bir rahmet sayesinde kurtuldular. Ve o zalimleri korkunç bir gürültü yakaladı da oldukları yerde çöküp kaldılar. (Hud 11/94)

كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ بِالنُّذُرِ * إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ حَاصِباً إِلَّا آلَ لُوطٍ نَّجَّيْنَاهُم بِسَحَرٍ

33-Lût kavmi de uyarıları yalanladı.34 Biz de onların üzerlerine (taşlar savuran) bir fırtına gönderdik. Yalnız Lût ailesini seher vakti kurtardık, ( Kamer 54/33-34)

Hz.Hud, hz. Salih, hz Şuayb ve hz Lut un kavimlerinin yok edilişleri yukarıdaki ayetlerde anlatılmaktadır. Müellif Ad kavmi, Semud ve Medyen halklarının helaklerini ‘önceden yazılan cezanın sert taş püskürtüleri ifadesinde yatan bu mecazi anlamdir.’ diyerek bu kavimlerin volkan patlaması sonucunda volkanik taş yağmuru ve şiddetli sarsıntı sonucundaki volkan patlaması sesinden helak olduklarını iddia etmektedir. Bu iddiaları ciddi bir delil olmadan sadece henüz ispatlanmamış jeoloji tezleriyle desteklemektedir.

c)Hz. İbrahim (as)

فَجَعَلَهُمْ

Yaptığımız bu tetkik sonucunda müellifin tespitinin doğru olmadığı gördük. Böylece bu kelimelere bu şekilde anlam vererek müellif gibi anlamak K. Kerim'in ruhuna aykırı olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır.

Aynı zamanda Ali İmran suresinde ‘And (appoint him) as a messenger to the Children of Israel, (with this message): "'I have come to you, with a Sign from your Lord, in that I make for you out of clay, as it were, the figure of a bird, and breathe into it, and it becomes a bird by Allah's leave: And I heal those born blind, and the lepers, and I bring the dead into life, by Allah's leave; and I declare to you what ye eat, and what ye store in your houses. Surely therein is a Sign for you if ye did believe’,‘ ِ şu bir gerçek ki ben size Rabbinizden bir mucize getirdim.......Eğer inanlarsanız bunda sizin için tam bir mucize(ayet) vardır.’ denilerek bu olayların bir mucize olduğu ifade edilmektedir.(bkz.Yuhanna11/17-571,Matta 9/28)

Gerekçelerine bakıldığında M.Esed’in söz konusu ayetlerle ilgili olarak yaptığı yorumlarının dilbilimsel kurallar ve Kur’an-Sünnet bütünlüğü açısından zayıf, İslam dünyasında tebaruz eden müfessir alimlerin anlama biçimlerinin dışında bir yorum olduğu ortaya çıkmaktadır.
Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi : Tarihi Osmani Encümeni Mecmuası
Sanal Dergi : eskieserler dergisi
Makale Linki :
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort