Hit (3671) M-227

Mealimiz Münasebetiyle

Yazar Adı : İlim Dalı : Tefsir
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü : Müstakil
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-07-04 Güncelleyen : /0000-00-00

Mealimiz Münasebetiyle

Takdim Yazısı: Suat Yıldırım Hocamızın, uğrunda neredeyse bir ömür tükettiği Kuran'ı anlama gayreti nihayet semeresini verdi. Ortaya çıkan meal, Ramazan ayında, Zaman gazetesinin bir kültür hizmeti olarak okuyucusuyla buluştu. Dostları ve sevenlerinin yıllardır büyük bir iştiyakla beklediği meal, nihayet basıldı. Bu yazıda Hocamız, mealinin özelliklerini birkaç başlık altında inceliyor. Dikkatli okuyucularımız, Hocamızın birkaç sayı önceki yazılarının hemen tamamıyla meallerde yanlış tercüme edilen kısımlarla ilgili olduğunu, bunları örnekleriyle gösterdiğini hatırlayacaklardır.Bu yazısında da Hocamız hazırladığı mealle ilgili olarak kısacaa) Açık anlaşılır ve halkın kullandığı Türkçe ile yazıldığı;b) Ayetler arası münasebetlere dikkat çekildiği ve üç bin kadar ayetin birbiriyle irtibatlarının nazara verildiği c) Sûre içinde bir konudan diğerine intikal ederken gerekli hassasiyetin gösterildiği, ilgili ayetlerden örneklerle, kopukluklar var zannedilen yerlerin mealinde olmadığı hususları üzerinde durmaktadır.

Mealde dikkat edilen hususlardan biri de Kur'an'ın hitab üslubunu aynen yansıtma cehdidir. Hocamız bunu -tevazu ifadesi olarak- kısmen gerçekleştirdiğini ifade ediyor. Saygılarımızla takdim ediyoruz.

Keremi bol Rabbimizin hazırlamaya muvaffak ettiği Kur'an-ı Hâkim ve Açıklamalı Meali isimli eserimiz Zaman gazetesince yayınlanıyor. Kitabın yayınlandığı sırada yurdumuzdan uzakta, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi'nde görevli bulunmaktayım.

Eser kamuoyuna sunulunca onun hakkında müellif olarak benim açıklamada bulunmamda fayda gören dostlarımızın tekliflerini makul buldum. Mealimizin başlıca özelliklerini kısa bir makale çerçevesine sığdırmaya çalışacağım. Şöyle ki:

Âyeti Açıklayan Başka Ayetler; Tefsirde yapılacak ilk iş, ayeti açıklayan başka ayetleri bulmaya çalışmaktır. Kur'an'ın bir kısmı diğer kısmını tefsir eder prensibi müfessirler arasında darbımesel olmuştur. Onun için tefsirlerde bu prensibin uygulandığını görürüz; fakat kısa meallerde buna yer verilememektedir. Zannedersem ilk olarak bu mealimiz, ayeti açıklayan diğer ayetlere işaret etmektedir. Eserimizde üç binden fazla ayet birbiri ile irtibatlandırılmıştır. Ayetlerin meallerinin sonlarında bildirilen rakamlarla, sure ve ayet numarası verilerek o ayetin tefsirinde faydalı olan diğer ayetler bildirilmiştir.

Açık Türkçe İfade; Doğru mananın yanı sıra açık Türkçe ifade konusunda bir üslup çilesi çektiğimizi ifade edebiliriz. Metne sadık kalma iddiasıyla böylesi bir eserde ön planda bulundurulması gereken Türkçe anlatım tuhaf hale getirilmemeli, okur ürkütülmemelidir. Mesela Fatiha Suresi'nde Ceza gününün Malik' i tuhaflığı ve Türkçe yönünden yanlışlığı yerine Din gününün, hesap gününün tek hâkimi , Allah gökleri ve yeri hak ile yarattı müphemliği yerine Allah gökleri ve yeri hak ve hikmetle (veya ciddi bir maksatla) yarattı., Allah'ı aciz bırakıcı değildirler tuhaflığı yerine tefsirlerde belirtildiği üzere Kaçıp Allah'ın elinden kurtulamazlar,
Biz onun için akıllı bir oğul müjdeledik veya biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik. Yerine Akıllı bir oğlunun dünyaya geleceğini kendisine müjdeledik, Allah, üçün üçüncüsüdür diyenler kâfir olmuştur yerine Allah, üç uknumdan biridir diyenler kâfir olmuşlardır. Namaz kılmakla emrolundum; yerine "Namaz kılmam emredildi" demeyi tercih ettik.

Tenâsübü'l-Âyât; Kur'an hakkındaki önemli ilimlerden biri tenasübü'l-ayat denilen ve ayetler arasındaki insicam ve bağlantıyı gösteren ilimdir. Arap edebiyatında beliğ ve etkili sözde aranan başlıca şartlardan biri, onun veciz, yani özlü olmasıdır. Onun içindir ki Kur'an-ı Kerim, dikkatli muhatabın karinelerle anlayabileceği kelimeleri zikretmez, fakat başka bir dile tercüme halinde söylenmeyen kelimeleri karinelerle bulup yerleştirmek birçok durumda mümkün olmadığından meallerimizde ayetler birbirinden kopuk sanılmaktadır. Bu irtibatı kuramayan bazı tefsirler bile bulunmaktadır. Onun için bazı müsteşrikler ve meal okuyan başkaları Kur'an'ı, birçok yerde muktadab (öncesi ve sonrası ile münasebette olmayan) sözlerin toplamı sanmışlardır. Bu inceliği anlayamayan bazı müfessirler bile bunun, Kur'an'ın peyderpey indirilmiş olmasına raci olduğunu öne sürmüşlerdir. İşte böylesi yanlışlara meydan vermemek için Kur'an tefsiri veya meali yazan kimselerin ayetler arasındaki irtibat ve insicamı göstermeleri gerekir. Ta ki muhatap veya okur, bütünlük ortaya koyan bir hitap karşısında olduğunu anlasın. Halbuki irtibat kurmanın da ötesinde Nişaburi ve Fahruddin Razi gibi müfessirlere göre Kur'an tefsirinin nice güzellikleri münasebetlere derc edilmiştir. Tefsirlerin çoğu bunları göstermek için gerekli açıklamalarda bulunmuşlardır; fakat mealde bu izahları nakletmek mümkün olmadığı gibi gerekli de değildir. Mealin hazırlandığı dilin imkânları iyi kullanılabilirse o dildeki bağlaçlar kullanılarak nispeten veciz ve edebi bir üslup tutturulabilir.

Mealimizin önemli bir özelliği de bu hususa ihtimam göstermeye çalışmasıdır. Eksiklerimize rağmen, yapabildiğimiz kadarının bile, meal edebiyatımıza önemli katkıda bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu konuyu yazacağım sırada mealimizi açınca Neml suresi karşıma çıktı. Şimdi oradaki bu kabil özelliklerin bir kısmını nakledeceğim. Böylece tefsirde bu konunun önemini değerli okurlarımıza arz etmeye çalışacağım. Şöyle ki 6. ayetin mealinin başında Fakat sana gelince denilmesi gerekir ki hem burada muhatap olan Hazret-i Peygamber Aleyhisselam'ın durumunun, bir önceki ayette bildirilen durumdan tamamen farklı olduğu gösterilsin, hem de irtibat kurulabilsin.

7. ayet mealinin başına nitekim bağlacı konulup muhatabın zihni önceki kısımla benzerlik kurmaya hazırlanmazsa, Hz. Peygamber'den bahsedilirken birden Hz. Musa'ya geçilmesini anlamak zor olacaktır.

10-12. ayetlerde Cenab-ı Allah, Musa Aleyhisselam'a risalet verirken ona hitabı şöyle devam etmektedir "Korkma! Benim katımda peygamberler korkmaz; yalnız haksızlık eden bunun dışındadır. Kötü hali iyiliğe çeviren kimse bilsin ki Ben şüphesiz bağışlarım, merhamet ederim. Elini koynuna sok! Firavun ve milletine gönderilen dokuz mucizeden biri olarak kusursuz, bembeyaz çıksın" deniliyor.

a) Bu mealden, istisnanın peygamberlerden yapıldığı sanılmakta, dolayısıyla haksızlık eden peygamberler varmış zannı uyanmaktadır.

b) Söz, peygamberlerden, bir geçiş olmaksızın aniden kötü hali iyiliğe çeviren kimselere intikal etmektedir.

c) Hemen ardından Elini koynuna sok, emri verilmekte geçiş bağlantısı kurulmamaktadır. Ayrıca elinin bembeyaz olduğu söylenmektedir. Oysa el hakkında beyaz sıfatı makbul sayılmaz. Burada maksat, projektör gibi pırıl pırıl ışık saçan mucizevi bir hale dönüşmesidir. Oysa biz mealimizde gerek fikir silsilesi, gerek lisan yönünden bağlantıyı şöylece kurmaya çalıştık Korkma, Musa!, buyurdu, Çünkü Benim huzurumda resuller korkmazlar. Benden korkanlar, zulüm ve günah işleyenlerdir. Fakat onlar da o fenalıktan sonra güzel işler yaparlarsa, onlara karşıda Ben çok affedici geniş merhamet ve ihsan sahibi olarak muamele ederim. Haydi, elini koynuna sok! Şimdi çıkar İşte kusursuz, pırıl pırıl ışık saçıyor. Böylece Firavun'a ve onun halkına göstereceğim dokuz mucizeye bu da dâhil olsun. Hakikaten onlar yoldan tam çıkmış bir güruhtur.

17. ayette Süleyman Aleyhisselam'ın ordusunu teftiş etmesi konusuna geçilirken, baş tarafta günün birinde denilmeyince yukarısıyla kopukluk meydana gelmektedir.

20. ayette Süleyman Aleyhisselam kuşları araştırarak Hüdhüd'ü niçin göremiyorum Yoksa kayıplarda mı Bana açık bir delil getirmelidir. denilince başka grupları anlatmaktan kuşlara geçilmesi irtibatsız sanılmaktadır. Ayrıca burada ordudan kaybolması sebebiyle Hüdhüd'den beklenen, delil değil mazerettir. Keza Türkçede kayıplarda mı yerine Kayıplara mı karıştı demenin daha me'nus ve alışılmış bir tabir olduğunu da unutmayalım. Bunları göz önüne alarak şöyle meal vermek bize daha uygun geldi Bir de kuşları teftiş etti ve 'Hüdhüd'ü neden göremiyorum; yoksa kayıplara mı karıştı Kuvvetli ve geçerli bir mazeret ortaya koymadığı takdirde onu şiddetli bir şekilde cezalandıracağım yahut boynunu keseceğim.'

Hüdhüd, Sebe kraliçesinden, 23. ayette övgü ile bahsetmektedir. Fakat sonra 24. ayette onun güneşe tapan müşrik biri olup şeytana uyduğunu söyleyince muhatap şaşırmaktadır; ama karşı fikre geçişte yani 24. ayet mealinin başında Ne var ki ve Hüdhüd görmediği şeyi anlatırken, Türkçede onu belirtecek bir ifade ile Anlaşılan, şeytan onu yoldan çıkarmış. demekle aslında mevcut olan insicam belirtilmektedir.

39. ayette bir cinnînin marifeti bildirilip 40. ayette de ona üstün gelen insanlardan büyük bir âlimin, tahtı bir anda getirmesinden bahsedilmektedir. Bu mukayeseyi ve farkı belirten bir ifade kullanılmazsa anlatım kopuk ve yavan olmaktadır Cinlerden biri şöyle dedi (...), Kitap ilmi olan şöyle dedi denilince mukayese gizli kalmaktadır. Oysa 40. ayet mealinin başına sadece bir ama edatı konulmakla hem bağlantı kurulmakta, hem de mukayese gerçekleşmektedir.

Bu örnekler saymaya gelmeyecek kadar çoktur; fakat bu kadarı bile şunu göstermeye kâfidir Tefsirlere bakıp münasebetlerin izahını öğrenen ve dikkatini yönelterek insicamı kavrayan müfessir, Türkçedeki imkânları da kullanmasını bilirse mealin başarı derecesi yükselebilir ve insanlar onu daha rahat okuyup yararlanabilirler. Yer darlığı sebebiyle burada sadece bir meali göz önünde bulundurduk. O da ülkemizin en yetkili dini kurumunun defalarca yayınladığı mealdir.

Hitap Üslubu;  Kur'an-ı Kerim; incelenen yazılı bir kitap olmasının yanında okunan, beyanı ile etkili olan bir hitaptır. Bu hitap üslubunu imkân nispetinde Türkçesine intikal ettirmeyi arzuladık. Kısmen gerçekleştirmeyi başardığımızı zannediyorum. Mesela, Kadir Suresi'ne şöyle meal verdik;

1. Biz Kur'an'ı indirdik Kadir Gecesi.

2. Bilir misin nedir Kadir Gecesi

3. Bin aydan daha hayırlıdır Kadir Gecesi!

4. O gece Rab'lerinin izniyle ruh ve melekler, her türlü iş için iner de iner...

5. Artık o gece bir esenliktir gider. Ta tan ağar ana kadar.

Öyle umuyorum ki asla sadakatten ayrılmaksızın Kur'an'ın hitap üslubu Türkçenin imkânları kullanılarak bir nebze aksettirilmiştir. Benzeri yerler mealimizde az değildir.

Referans Sistemi; Meali hazırlarken müteaddit tefsirlerden ve meallerden istifade ettik; fakat tefsirlerden elde ettiğimiz manayı uygulamaya çalıştık. Yoksa onları bilgi olarak nakle lüzum görmedik. Açıklama kabilinden olan yerlerde de istifade ettiğimiz eserlerin ve yazarların isimlerini zikretmedik. Şunun için

a) Bir cilde sığdırma ve her sayfada bir Kur'an sayfasının meal ve açıklamasını bitirme şartı buna imkân vermedi.

b) Böyle bir Kur'an mealinde okurun zikrini ve fikrini dağıtmak istemedik. Yazarlar ve kitap isimleri bildirilseydi birçok okurun zihni dağılacak; Neden şu şahıs zikredildi, falanca zikredilmedi Halbuki falan tefsire başvurulsaydı daha iyi olurdu. Yahut falan yazarın yanlış fikirleri var. Neden Kur'an tefsirinde ona yer verildi gibi düşüncelere gidilebilirdi.

c) Netice itibarıyla meal, umuma mal olmayan münferit görüşlere yer verme, değişik iddialarda bulunma yeri olmadığından ve sorumluluğunu yüklenmeyeceğimiz bilgileri nakletmediğimizden bu isimlere yer vermedik.

d) Bununla beraber müsveddelerimizde yararlandığımız eserler kayıtlıdır. Gerektiğinde onları kullanabiliriz.

Netice olarak Şu bir gerçektir ki; bir Kur'an mealinin herkesi tatmin etmesi mümkün değildir. Onun içindir ki iddiadan uzağız, aczimizi bilmemiz lazımdır. Seleflerimizin gayretlerini yıkıcı tenkitle değil, takdirle yâd ediyoruz. Aslında mükemmel meal ve tefsirden insanı aciz bırakan, Kur'an'ın i'cazıdır. Bu şuurla Rabb'imizden bu eseri noksanlarıyla beraber nezdinde makbul olan eserlerden kılmasını niyaz ediyoruz.

 

 

Tefsirde yapılacak ilk iş, ayeti açıklayan başka ayetleri bulmaya çalışmaktır. Kur'an'ın bir kısmı diğer kısmını tefsir eder prensibi müfessirler arasında darbımesel olmuştur. Onun için tefsirlerde bu prensibin uygulandığını görürüz; fakat kısa meallerde buna yer verilememektedir. Zannedersem ilk olarak bu mealimiz, ayeti açıklayan diğer ayetlere işaret etmektedir. Eserimizde üç binden fazla ayet birbiri ile irtibatlandırılmıştır. Ayetlerin meallerinin sonlarında bildirilen rakamlarla, sure ve ayet numarası verilerek o ayetin tefsirinde faydalı olan diğer ayetler bildirilmiştir.
Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki :
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort