Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : 16.Yüzyıl | E-Posta : |
D.Yeri : Kastamonu/Tosya | D.Tarihi : |
Ö.Yeri : İstanbul | Ö.Tarihi : 975 (1568) |
Görevi : Devlet Adamı,Reisülküttab | Uzm.Alanı : Osmanlı Müellifi |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-12-09 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Celalzade Koca Nişancı Mustafa Bey
İlim ve kalem erbabından, siyaset ve hükümet idaresinin hikmetine vakıf bir zat olup Kastamonu/Tosya’lıdır.
1491 (H. 895) senesinde Tosya'da doğdu.
Babası, Tosyalı Kâdı Celâl'dir.
Celâleddîn Efendi, medreseden yetişerek Rumeli tarafındaki kazâlarda kâdılık etmiş, derecesi Eşrâf-ı Kudât rütbesine kadar yükseldikten sonra kâdılıktan çekilerek, emekliye ayrılmış ve 1528 târihinde vefât etmiştir.
Mustafa Çelebi ilk medrese tahsîlini memleketinde gördükten sonra İstanbul'a gelip, Sahn-ı Semân medreselerinde dânişmendliğe kadar yükseldi.
İlk tahsilini memleketi ulemasından ve yüksek tahsilini de İstanbul alimlerinden ikmal ederek devlet hizmetine girmiştir.
Haiz olduğu fazileti ve İslami yazı türlerinden “Divani” yazıdaki mahareti mesleğinde yükselmesine sebep oldu.
Yine bu sebeple Yavuz Sultan Selim Han zamanında (Divan-ı Hümayun) katibleri sırasına girdi.
Kanuni devrinde Mısır’a me’mur olan Vezir-i Azam İbrahim Paşa’nın takdir ve himayesine mazhar olarak mezkur vezirin tezkireciliği vazifesi ile Mısır’a gitti.
Buradan dönüş tarihi olan 931 (1525) de Hariciye Nazırı (Reisü’l-Küttab) tayin olundu.
941 (1534) tarihinde Bağdad’ın fethinde bulunup Nişancı Seydi Bey’in vefatı üzerine Nişancılık tevcih olunarak 24 sene bu mühim vazifede bulunmuştur.
964 (1557) tarihinde emekliliği seçerek on sene Müteferrika-başılık ile ömür sürdü.
Kanuni Sultan Süleyman Han’ın seferlerinden olan Zigetvar Seferinde de bulunarak Tuğra-keşlik vazifesini ifa etti.
Mustafa Çelebi, ordu ile berâber İstanbul'a döndü ve Sultan İkinci Selîm Han zamânında da kısa bir müddet, yâni on üç ay kadar nişancılıkta bulundu.
1567 (H. 975) senesi Rebîulâhir ayında vefât etti.
Eyyûb Sultan Nişancası'nda yaptırdığı câminin bahçesine ve kendisinden evvel vefât eden kardeşi Sâlih Çelebi'nin yakınına defnedildi.
Vefâtı hakkında, Deli Kâdı'nın söylediği manzum târih, mezar taşına hâkkedilmiş, yazılmış olup, aynen şöyledir:
Celâl oğlu nişânî ki cihânın,
Fenâsın gördü azmetti bekâya.
Teni hâki olup aslına râci,
Karıştı rûh-ı pâki asfiyâya.
Yeri Cennet ola diyu melekler,
Feleklerden el açtılar duâya.
İşitip rûh-ı kudsî dedi târih:
İlâhî rahmet eyle Mustafa'ya!
Celâlzâde Mustafa Çelebi, câmiden başka, yine o civarda bir hamam ve Halvetiye tarîkatı için bir tekke yaptırdı.
Celâlzâde, uzun süren Reîs-ül-küttâblık ve nişancılığı zamânında çok adam yetiştirdi.
Bunlar, gerek kendi zamânında ve gerekse sonradan devlet işlerinde mühim mevkilere geldiler.
Kendisinin maiyyetinde bulunmuş olan Nevbaharzâde, Celâlzâde'nin nişancılığı zamânında onun divitdârı idi. Sonradan süratle yükselerek, defterdâr oldu.
Eserleri:
Tabakâtü'l-Memâlik ve Derecâtü'l- Mesâlik
Mohaçnâme
Rodos Fetihnâmesi
Fetihnâme-i Karaboğdan
Selîmnâme
Mevâhibü'l-Hallâk fî Merâtibü'l-Ahlâk
Delâil-i Nübüvvet-i Muhammedî ve Şemâil-i Fütüvvet-i Ahmedî
Hediyyetü'l- Mü'minîn
Cevâhirü'l-Ahbâr fî Hasâilü'l-Ahyâr
Enisü’s-Salatin Ve Celisü’l-Havakin:
Terceme-i Mearicü’n-Nübüvve Fi Mearicü’l-Fütüvve
Mensur Şehname Tercemesi [Millet Kütüphanesinde mevcut olup terceme edeni tasrih edilmeyen diğer bir tercemede terceme sahibinin de (Mensur Şehname Tercemesi) olduğu zikredilmiştir.]
Târih-i kale-i İstanbul ve Ma'bed-i Ayasofya
Kânunnâme
Mensûr
Münşeât
Dîvânçe
Nişani