Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : 20.Yüzyıl | E-Posta : |
D.Yeri : Balıkesir | D.Tarihi : 1865 |
Ö.Yeri : İstanbul | Ö.Tarihi : 1941 |
Görevi : Milletvekili,Mutasavvıf,Siyasetçi,Şair | Uzm.Alanı : Siyaset Adamı,Tasavvuf |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Arabça, Osmanlıca | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Fıkıh Dersleri/2008-08-26 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Abdülaziz Mecdi Efendi
Babası Hafız Hasan Efendi'den ilk bilgileri aldıktan sonra rüştiyeyi bitirdi.
Dayısı şair ve müderris Yahya Efendi'den, medreselerde okutulan İslâmî ilimleri özel olarak okuyup icazet aldı.
Rüştiyeyi bitirdikten sonra aynı mektebe ikinci muallim olarak tayin edildi (1884) ve dokuz yıl bu görevde bulundu.
Rüştiye, idadiye dönüştürülünce açıkta kaldı. Yeni açılan Balıkesir idadisine darülmuallimin mezunu olmadığı için atanamadı.
Daha sonra Meclis-i Maarif reisi fıkıh âlimi Büyük Haydar Efendi'ye hitaben yazdığı Arapça manzum bir dilekçe heyetin dikkatini çekti, bunun üzerine imtihana çağrıldı. Yapılan imtihanda başarılı bulunarak, Balıkesir İdadisi Türkçe ve edebiyat muallimliğine tayin edildiği kendisine bildirildi; fakat Şam'a gönderildi.
Altı ay sonra da Girit'te Rum mektepleriyle rekabet için açılmış olan Mekteb-i Kebîr-i İslâm’a tayin edildi (1893).
Girit'te yayımlanan Hakikat gazetesinde edebî makaleler yazdı ve o yıllarda Girit valisi olan Mahmud Celâleddin Paşa'nın dostluğunu kazandı.
Girit İsyanı (1897) sırasında İstanbul'a dönerek Tantâvîzâde Hâlid Bey adına Anadolu'da zahire tüccarlığına başladı.
1902'de birdenbire kendisine bir cezbe ve istiğrak hali geldi ve işini bırakarak Balıkesir'e döndü. Sekiz ay kadar süren bu dönemde Kadiri tarikatına mensup Ali Âşir adında bir zattan inâbe aldı.
Bir müddet sonra tekrar ticarete başladı.
1905'te hükümet tarafından Konya ticaret borsası komiserliğine tayin edildi.
Konya'da iken tanıştığı Sivaslı Ali Kemâli Efendi ve Ayaşlı Şâkir adlı iki meczup onun üzerinde derin tesirler bıraktı.
İkinci Meşrutiyet'ten sonra yapılan ilk seçimlerde Balıkesir'den (Karesi) milletvekili seçildi.
İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde muhalefeti temsil eden Hizb-i Cedîd grubunda yer aldı ve partinin politikasını şiddetle tenkit etti. İkinci seçimlerde devre dışı bırakıldı.
1913 yılında Mısır'a gitti ve altı buçuk yıl orada kaldı.
Mütarekede İstanbul'a döndü. 1920'deki IV. dönem seçimlerine katılarak milletvekili seçildi.
12 Nisan 1920'de kapatılan bu mecliste ikinci reis vekili olarak görev yaptı.
Daha sonra Ankara’ya gitti ve Şûra-yı Evkaf üyeliğine getirildi.
1923–24 yıllarında Şer'iyye ve Evkaf Vekâleti müsteşarlığı yaptı.
Vekâlet kaldırılıp kendisinin Diyanet İşleri Başkanlığına getirilmesi söz konusu olunca İstanbul'a döndü.
Cumhuriyet'ten sonra resmî ve özel hiçbir görevi kabul etmeyerek Beyazıt'taki evine çekildi; dinî-tasavvufi sohbetlerde bulundu.
ESERLERİ: