Soru: Kuran da erkeklere cennet nimetleri sayılırken bir sürü nimet sayılıyor. Kadına niye özel olarak yok erkeğe söyle iri gözlü huri kadına neden yok?

el Cevab: Öncelikle belirtmeliyim ki; bu detayın detayını öldükten sonra dirilince öğreneceğiz.
-Dünya hayatında bir erkeğin birden fazla kadınla evlilik yapması mümin kadınları rahatsız etmediği gibi; ahiret hayatında da rahatsız etmese gerektir. Eşleri cennete girince de onlara yetecektir.
-Cennetin en büyük nimeti Allah'ın görülmesidir.
Ve Ebedi Huzur ve Mutluluk Ortamının Kazanılmasıdır.
-Kadınlar için erkekler ve erkekler için kadınlar en güzel cennet nimetlerinden olacaktır. Ama dünya hayatında kadınların imtihan edildikleri kıskançlık ve hased olmasa nasıl olacağını, dünyadaki gibi kadınlar arasında güzellik açısından fark olmasa nasıl olacağını tasavvur edebiliyorsanız mesele daha yalın şekilde anlaşılacaktır.

Öncelikle Cennete Girmeye gayret etmek lazımdır. Cennete girdikten sonra bu merak en berrak şekilde kaybolacaktır.
Cennette kadınlar eşleriyle evli kalacaklarsa cennete girmeyelim o zaman diyecek bir mümin elbette olmaz.
Cennette ben de istediğim erkekle beraber olacağım diyen de (Allahın emrine itiraz etmiş olacağından) cennete giremez.

Mülahaza: Bedir Aslani
Kadınlar eşleriyle birlikteler bekâr olanlara da ğilmanlar verilir.

el Cevab: Bedir Aslani
(Kadınlar eşleriyle birlikteler bekâr olanlara da ğilmanlar verilir )
Bu genelleme doğru olmaz.
-Dünyadaki eşler ahirette de eşlerimiz olacaktır.
-Kadın birkaç evlilik yapmışsa son evlendiği erkeğin eşi olacaktır.
-Evlenmeden cennete giren kadın ve erkekler ademoğlu=insan türünden cennetliklerden İstedikleriyle Evleneceklerdir.
-Ğılmanlar ve Huriler cennet nimetidirler, hizmetkârdırlar. Erkekler hurileri eşler edinebileceklerdir. O kadar.
- Kadınlar ğılmanlarla evlilik ilişkisine girmezler. Gireceklerine dair bir nakil yoktur.
Dünya hayatında Evli olmayan Kadınların Evlilikleri; insan cinsinden cennetliklerle olacaktır.

Mülahaza: Beyza Glnr
Ben de okuduklarıma dayanarak söyleyeyim; cennette eşler takvaya göre bir araya gelecekler, kadın birçok evlilik yapmışsa en çok kimden memnun kaldıysa ya da kimi isterse onunla beraber yaşamaya devam edecektir, cennette çok evlilik yoktur, tek eşlilik vardır, huri göz aydınlığı eş demektir. Nebe suresinde denk eşten bahseder, yani kadın ve erkek her açıdan birbirine uygun olacak, birbirini tam anlamıyla tamamlayacaktır, cennetti eşiyle yaşayan eşinin sahip olduğu imkanları da elde eder, bu yüzden ayrıca kadın zikredilmemiştir...

Cennette ayrıca Allah görülmeyecektir, fani olan Baki'yi göremez!
Cennet farklı ve yepyeni bir dünyanın yaratılışıdır, dolayısıyla şu anki dünyamızla kıyaslayamayız. İnsan da ona özgü yepyeni bir formatla yaratılacaktır.

el Cevab: Beyza Glnr’in Yukarıda Yazdıklarının Özeti Aşağıdadır:
1-Cennette eşler takvaya göre bir araya gelecekler,
2-Kadın birçok evlilik yapmışsa en çok kimden memnun kaldıysa ya da kimi isterse onunla beraber yaşamaya devam edecektir,
3-Cennette çok evlilik yoktur, tek eşlilik vardır,
4-Huri gözaydınlığı eş demektir, Nebe suresinde denk eşten bahseder, yani kadın ve erkek her açıdan birbirine uygun olacak, birbirini tam anlamıyla tamamlayacaktır,
5-Cennetti eşiyle yaşayan eşinin sahip olduğu imkanları da elde eder, bu yüzden ayrıca kadın zikredilmemiştir…
6-Cennette ayrıca Allah görülmeyecektir, fani olan Baki'yi göremez!..
7-Cennet farklı ve yepyeni bir dünyanın yaratılışıdır, dolayısıyla şu anki dünyamızla kıyaslayamayız... İnsan da ona özgü yepyeni bir formatla yaratılacaktır...

Talikler:
3. Madde:
(3-Cennette çok evlilik yoktur, tek eşlilik vardır, ) sözü hatalıdır.
Mümin erkeklerin dünyada da ahirette de birden fazla eşleri vardır, olacaktır.
Dünya hayatında bir mü'min erkeğin birden fazla evlilik yapmasının caiz olduğunun inkar edilmesi insanı İslam dairesi dışına çıkaracak bir durumdur.
Ahirette birden fazla eşinin olacağı da Ayetlerle sabittir. Ayette ''Girdikleri Adn Cennetlerinde... salih olan eşleri de onlarındır...''[1] buyrulmuştur. 

جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ آبَائِهِمْ وَأَزْوَاجِهِمْ

Yine '' O mümin erkeklerin cennette pak eşleri vardır ...''[2] buyrulmuştur. 

وَلَهُمْ فِيهَا أَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ وَهُمْ فِيهَا خَالِدُونَ 

Her iki ayette, mümin erkeklerin dünyadaki eşlerinden cennete girenler ve hurilerden olmak üzere birden fazla adette eşleri olacağına delildir.

4. Madde:
(4-Huri göz aydınlığı eş demektir, Nebe suresinde denk eşden bahseder, yani kadın ve erkek her açıdan birbirine uygun olacak, birbirini tam anlamıyla tamamlayacaktır) demişsiniz.

Huri, ''göz aydınlığı eş'' demek değildir.
Huri Cennet nimeti olarak yaratılmış Bakire Kadındır.
''Biz o hurileri yarattık onları bakireler yaptık... Kendilerine sağ taraflarından kitapları verilenler (iman sahipleri) için nimet olarak...''[3] buyrulmuştur.
Bu vasıftaki hurilerin dünyadaki eşler olarak nitelenmesi söz konusu olamaz. 

إِنَّآ أَنشَأْنَاهُنَّ إِنشَآءً (35) فَجَعَلْنَاهُنَّ أَبْكَاراً (36) عُرُباً أَتْرَاباً (37) لأَصْحَابِ ٱلْيَمِينِ (38)

Huriler; kendilerine cennetteki eşlerinden başka kimsenin eli değmemiş kadınlardır. Bkz.[4] ''Cinlerden ya da insanlardan kimsenin daha önce görmediği ellerinin değmediği'' nitelemesi; bu kadınların cennette yaratıldıklarının delilidir. Dolayısıyla hurilerin aslında erkeklerin dünyadaki eşleri olması iddiası hatalıdır.

فِيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ

Huriler, dünyadaki eşlerinden ayrı olarak cennetlik erkeklere Allah’ın cennet nimeti olarak yarattığı eşlerdir. Bkz.[5]

كَذَالِكَ وَ زَوَّجْنَاهُم بحِورٍ عِين

6. Madde
( 6-Cennette ayrıca Allah görülmeyecektir, fani olan Baki'yi göremez!..) denilmiş.
Bu sözler Kuran ayetlerinde ifade edilen inançlarımızla çelişmektedir Ve Ruyetullahın inkârını içermektedirler. Bu İnanç Mutezile Mezhebinin İnancıdır.

Aşağıdaki ayetleri ve ayetlerden çıkan hükümleri dikkatinize sunuyorum.
1-Allah Tealanın cennette görülmesi cennetteki en büyük nimettir.
Kafirlerin de Ahirette -her şeyin hakikatini idrak edip, Allah'ın varlığından ve Maliku'l-mülk olduğundan onun varlığı hakkında bir tereddütleri kalmamasına rağmen-Allah’ı görememekle cezalandırılmaları onlar için en büyük azab sebeplerinden birisi olacaktır.

Ayette ''O gün kafirler Rablerini görmekten mahcub (engellenecek)lerdir.''[6] buyrulmuştur.

كَلاَّ إِنَّهُمْ عَنْ رَبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَمَحْجُوبُونَ

Ayet küfürlerine karşı bir ceza olarak kafirlerin Rablerini görmekten men olunacaklarını ifade etmektedir. Kafirlere küfürleri sebebiyle verilen bu ceza, iman sahiplerinin Rablerini görmekle ödüllendirileceklerini de ayrıca ispat eder. Onlar mahrum edildiklerine göre müminler mahrum edilmeyeceklerdir.

2-Müminlerin o gün yüzlerinin nurlanacağı ve Rab'lerine bakacakları da ayetle sabittir. ''O gün yüzleri parlar, Rablerine bakarlar ...''[7] ayeti bunu açıkça ifade eder. 

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاضِرَةٌ * إِلَى رَبِّهَا نَاظِرَةٌ

Allah'a bakmaları Allah'ı görmeleri demektir. Allah’ın rahmetini beklemeleri şeklinde mana verilmesi kuran dili-ve arap luğati kuralları dışına çıkmak olacaktır.

3-''O iman edenler ve salih amel işleyenlere en güzel karşılık ve ''ziyade'' ödül vardır ''[8] , ayetindeki ziyade efendimiz tarafından '' Allah'ı görmek'' olarak tefsir edilmiştir. 

لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا الْحُسْنَى وَزِيَادَةٌ

4-''Fani bakiyi göremez'' sözünüz ise sadece laftır.
Fani bakiyi göremiyor önermesi, öncelikle baki olan Allah bile fani olan yaratılmışları göremez, manasına da gelecektir.
Baki olan Allah kullarını göremez demek ise; Allah'a acziyet ve ilim eksikliği ve ''Basir'' sıfatının inkârını gerektireceğinden dolayı küfürdür...

''Allah Kulunu görür'' denilirse o zaman da ''görme'' olayının tek taraflı ispat edilmesi durumu oluşacaktır. Bu her şeyden evvel yaratıcı ile yaratılanın birbirlerini görebileceklerinin mümkünlüğünün delili olacaktır.

Mümkün olan fiiller hakkında ise Yüce ve her şeye gücü yeten Allah'ın haber vermesi sabit ise, o mümkün fiil mutlaka gerçekleşecektir, denilir.
Bu bağlamda ''Allah'ın kudreti mümkinata taalluk eder'', denilir. Mustahilat[9]la taalluk etmez (mantıksal-itikadi) kuralı burada uygulanamaz denilir.
Kuranı kerimde değişik ayetlerde bu manaya da işaret edilerek Allah'ın görülmesi konusu zikredilmiştir.

5- İlgili ayetlerin hepsinde Allah'ın görülmesi ile ilgili olarak ''Dağa bak.Eğer yerinde durursa; beni görebilirsin''[10] denilmiştir.

قَالَ لَن تَرَانِي وَلَكِنِ انظُرْ إِلَى الجَبَلِ فَإِنِ اسْتَقَرَّ مَكَانَهُ فَسَوْفَ تَرَانِي

Bu durum esasen Allah'ın görülmesinin mümkün olduğuna, ama dünya hayatının gerekleri sebebiyle Allah'ın dünya da görülemeyeceğine işarettir.
Ahirette ise Allah'ın insana lütfedeceği bir özellikle, insanların müminleri tarafından Allah görülecek; ama kafirler görememeye devam edeceklerdir. Ayette bu durum müminlere verilen ziyade nimet olarak ifade edilmiştir.

6-Var olanın görülmesi caizdir. Allah ta var olduğuna göre görülmesi de aklen caizdir. Mantığını da ayrıca detaylandırmak mümkündür. Fani bakiyi göremez önermesi ile Var olan her şeyin görülmesi de caizdir, önermelerini yan yana koyup düşünün. Fani olan bakiyi göremez önermesinin tutarsızlığı ortaya çıkacaktır. Detaylandırmak ve açıklamalar yapmak mümkünse de yukarıda yazdığım açıklamalar yeterli olsa gerektir.

Mülahaza: Fatih Aliye Bayındır
Allah(c.c) adildir haram ve helale dikkat eden kullarına kadın-erkek cennet nimetlerini sunacaktır zaten cennetin en büyük ödülü rabbimizin cemalini görmektir sırf huriler için cennete girecek diye cennete çalışmakta ahmaklığın ta kendisidir erkek mantığı hiç değişmiyor anladığım kadarıyla…

el Cevab: Fatih Aliye Bayındır
Bu cümleleriniz de çok sayıda yanlış içermektedir.
1-Bir Müslüman’ın dini bir konuda kayıtlandığı değerleri vardır.
İnançlarımızı amellerimizi ve ahlaki ölçülerimizi o değerlere uygun olarak belirleriz.
-Dünya hayatı ve ahiret hayatında erkeklere kadınlara kadınlar da erkeklere cinsel yönden meyilli olarak yaratılmışlardır. Bu yaratılış Allah'ın yaratması sebebiyle böyledir. Allah bu yaratılışı akılla ve iman gereği olarak uyduğumuz değerlerle kayıtlanıp rızasına yol aramamız için böyle yaratmıştır.

Kadınlar ve erkekler cinsellik duygularını kontrol etmekle, iradelerini Allah'ın imtihan ettiği konularda Allah'ın emirlerine uydurmaya çalışırlar.

Erkekler birden fazla kadınla evlenmek serbestliğiyle imtihan edilirlerken, kadınlar da bir den fazla erkekle evlenememe ile sınırlandırılmışlar ve eşlerine belirli alanlar da itaat ile hürriyetleri sınırlandırıldığında nefis ve onur yapmamakla ve Allah'ın emrine boyun eğmekle imtihan edilmişlerdir.

2-Dikkat edilsin;
Kadınların yaratılışlarına ve dünya hayatındaki bu konumlarına isyan edip bunu aşağılanma olarak algılamaları Onları Allah'ın böyle yaratmasına bir isyan ve başkaldırıdır. Ama kadın ve erkeğin eşitliği dinde vardır iddiasına ikna olmaları onların bunu esas alıp haklarındaki kısıtlamaları ve yaratılışlarındaki Allahın tercihlerini görmezden gelmelerini meşrulaştırma iddialarının nefsaniliğini ve şeytaniliğini görememelerini beraberinde getirmiştir.

Kimimiz zenginlik nimetleriyle imtihan edilirken, bir kısmımız fakirlik ve sıkıntılarıyla imtihan edildiğimiz gibidir bu durum. Nasıl rızık genişliği veya darlığı ne kadar uğraşırsak uğraşalım elimizde değilse; kadın ya da erkek olarak yaratılmamız da elimiz de değildir. Ve Kadının imtihan alanının belirlenmesi de erkeğin imtihan alanının belirlenmesi de yine elimizde değildir. Sadece yüce Allah'ın yetkisindedir.

3-''Allah Adil'dir'', hakikatine dayanarak Allah'ın Kullarını imtihanı ile alakalı konularda Beşeri-Modern İnsanın adalet anlayışını dini değerlere tatbik etmektesiniz. Bu anlayış tarihte Mu'tezili akım da görülen bir anlayıştır. Allah'ın adaleti anlayışı Mutezilenin İslam toplumundan ayrıldığı 5 temel yanlıştan birisidir.

Allah Teala adildir. Amenna. Ama Allah Teala kullarını Mükellef tutmuş ve onları emretmiş nehyetmiş her birine görevler yetkiler ve sorumluluklar ve bunlara da sınırlar tayin etmiştir. Allah Teala bu tayin edişlerde Yaratıcı olmasına nazaran Kulları tarafından sorgulanamaz. Ayette ''yaptıklarından ve emirlerinden dolayı o sorgulanamaz. Ama insanlar ve cinler hesaba çekilecek sorgulanacaklardır''[11] buyrulmuştur. 

لا يسأل عما يفعل وهم يسألون  

Allah'ın adil oluşu ile Allah'ın kullarını kuranda ve sünnette haber verilen emirler ve nehiyler ve kısıtlamalarla imtihan etmesinin beşer normları esas alınarak insan anlayışıyla sınırlanmaya çalışılması İLHAD [12] olur.

Bu çerçevede ''el Mutezile; Melahidetu'l asr '' (Mutezile günümüzdeki mülhidlerin anlayışına sahiptirler) denilse yeridir.

İman sahibi için yukarıdaki anlayıştan başka bir anlayış yoktur.

Ek: Sırf huriler için cennete girmeyi istemek bayağı bir iş aşağılık bir fiil değildir. Bazı sufilere nisbet edilen; 
“Cennet cennet dedikleri birkaç huri birkaç ğılman
İsteyene ver sen onu, bana seni gerek seni…”
Şeklinde ki ifadeler eğer sahipleri tarafından söylendikleri doğruysa ŞATAHAT türünden sözlerdir ve günahtırlar.

Cennet nimetlerini Allah bizlere haber vermiş ve cennette bunları vereceğini haber vermişken, bizim onları affedersiniz - bacak arasının şehvetlerinin derdine düşenler - hayvansı zevklerini tatmin etmek için ibadet edenler, gibi ifadelerle nitelememiz yakışık almaz.

''Sırf huriler için cennete girecek diye cennete çalışmak ta ahmaklığın ta kendisidir erkek mantığı hiç değişmiyor...'' yazmışsınız.

Burası İlim meclisidir. Meclisimizin edepleri arasında direkt ya da dolaylı olarak farklı düşünenleri aşağılamak ya da bu tür ifadelerle nitelemek yoktur. Bir ayet ile çelişen, ya da bir hadisle çelişen olursa sadece hüküm bildiriyoruz. Varsa bir hatalı anlayış onu açıklıyoruz. Ama incitmeden ve aşağılamadan. Lütfen sizler de bu hassasiyeti gösterin.

Allah akıllarımızı ve anlayışlarımızı rızasına açsın. Amin.

 

---

[1] er Ra'd 23
[2] el Bakara 25
[3] Vakıa 35-38
[4] er Rahman 56
[5] ed Duhan 54
[6] el Mutaffifin 15
[7] el Kıyame 22-23
[8] Yunus 26
[9] Aklen varlığı tasavvur edilemeyen her şey demektir.
[10] el A'raf 143
[11] en Nisa 23
[12] İlhad: Allah'ın Emir ve nehiylerini beşeri içerikle doldurarak Allah'a yapılan isyandır. Dinin tahrif edilmesidir.