İlim Dalı : Fıkıh | Konusu : |
Soruyu Soran : | Cevaplayan : Önder Nar |
Cevaplayanın Mezhebi: | |
Ekleyen : /2004-12-14 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Soru: Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellim'in balık yemediğini okudum az önce, ilginç geldi bana, hiç duymamıştım, doğru mu acaba bu bilgi?
Mülahaza: Fîhi Mâ-fîh
Balina Ziyafeti
Ashab-ı Kiram’dan Cabir r.a. Hazretleri anlatıyor:
Rasulullah s.a.v. bizi bir müfreze (askeri birlik) ile göndermişti. Başımıza da Ebu Ubeyde’yi komutan tayin etmişti. Kureyş’e ait bir kervanı ele geçirmekle vazifeliydik. Azık olarak da bize bir dağarcıkta hurma verilmişti. Başka azığımız yoktu. Ebu Ubeyde, bize birer tane hurma veriyordu.
- O bir hurmayı ne yapıyordunuz? diye sorulunca dedi ki:
- Çocuğun emmesi gibi o hurmayı ağzımızda tutup emiyorduk. Sonra da üstüne su içiyorduk. Bu bize bir gün bir gece yetiyordu. Değneğimizle ağaç yapraklarını çırparak, düşen yaprakları su ile ıslatıp yiyorduk.
Böylece yolumuza devam ettik. Deniz kıyısına vardık. Deniz kıyısında büyük bir kum tepesi gibi bir şeyin yükseldiğini gördük. Yanına vardığımızda kıyıdaki şeyin anberbalığı (balina) denen hayvan olduğunu gördük. Ebu Ubeyde önce:
- Bu leştir, dedi. Sonra da şunu söyledi:
- Hayır. Biz Rasulullah s.a.v.’in elçileriyiz ve Allah yolundayız. Zaruret haline düştük. Bundan yiyiniz.
Biz yaklaşık bir ay boyunca o hayvanın etiyle geçindik. Üç yüz kişiydik ve şişmanlamıştık. Hayvanın göz çukurundan testilerle yağ alıyorduk, öküz büyüklüğünde et parçaları koparıyorduk. Ebu Ubeyde bizden on üç kişiyi alıp hayvanın göz çukuruna oturtmuştu. Kaburga kemiklerinden birini alıp yere dikti; sonra en yüksek deveyi binicisiyle onun altından geçirdi. Bu hayvanını etinden pastırma yapıp azık ettik.
Medine’ye geldiğimiz zaman Rasulullah s.a.v.’in yanına vardık. Bu durumu kendisine anlattığımızda dedi ki:
- O, Allah’ın size çıkarıverdiği bir rızıktır. Yanınızda onun etinden bize yedireceğiniz bir şey var mı?
Biz de getirdiğimiz etlerden bir miktarını Rasulullah s.a.v.’e gönderdik, O da etten yedi.
Tarîhu’t-Taberî, 3/32-33; el-Bidâye ve’n-Nihâye, 4/669-70; İbn Yusuf es-Sâlihi: Sübülü’l-Hüdâ ve’r-Reşâd (Beyrut,1993), 6/176-178.
el Cevab: Deniz hakkında efendimiz Suyu Temiz ve temizleyici hükmündedir. Ölüsü de helaldir, buyurmuşlardır.
[هُوَ اَلطُّهُورُ مَاؤُهُ، اَلْحِلُّ مَيْتَتُهُ (İmam Malik Muvatta ( 1.45 -230 s.) ] Denizden babam çıksa yerim lafı imam Şafii’ye nisbet edilir. Deniz ürünlerinin yenilmesinde esas olan mubahlıktır. Görünüşü mide bulandırıcı ya da iğrendirici olan bazı canlıların yenilmesi mekruh kabul edilmiştir. Hicaz Demir Yollarınında naklettiği gibi efendimiz balık yemiştir.
Mülahaza: Sevim Yılmazel Yazar
Ben karpuz yemedi diye biliyordum…
el Cevab: Efendimizin karpuz yemeyin diye bir emri yoktur. Meyvalardan yasaklandığı sabit olmadıkça yemek helaldir. Tayyibatı Allah helal kılmıştır. Değişik karpuz türlerinin hakkında hadis kitaplarında efendimizin yediğine dair rivayetler vardır. Bazı rivayetlerde iki meyveyi bir arada yemediği manasına gelen ifadeler vardır.
Ek 1; efendimizin bazı zamanlar midesinin üzerine taş bağladığı sabittir. Sahabeden bazıları da bunu yapmışlardır. Yemeklerde birden fazla yemeği aynı mecliste yemek hakkında efendimizin çekinceleri vardır. Karpuzu hurmayla yemeği tavsiye ettiği de nakledilmektedir. Midenin üçte birini boş bırakmayı üçte birini suya üçte birini yemeğe ayırmayı tavsiye ettiği tıbbı nebevi kitaplarında nakledilir.