Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : 19.Yüzyıl | E-Posta : |
D.Yeri : Adana | D.Tarihi : 1892 |
Ö.Yeri : Medine | Ö.Tarihi : 12 Şubat 198 |
Görevi : Muhasebeci,Mutasavvıf | Uzm.Alanı : Tasavvuf |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Arabça, Osmanlıca | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Fıkıh Dersleri/2008-01-14 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Mahmut Sami Ramazanoğlu;
Mutasavvıf, âlimdir.
İlk ve ortaöğrenimini Adana'da tamamladıktan sonra İstanbul Darülfünun(Üniversite) Hukuk Fakültesini birincilikle bitirdi.
Bir ara Gümüşhanelidergâhına devam ettiyse de daha sonra Kelâmı dergâhı şeyhi ve Meclis-i Sûfiye reisi Erbilli Es'âd Efendiye bağlandı. Kısa bir süre sonra irşad (halka ders vermeye yetkili hocalık) göreviyle gönderildiği Adana'ya gitti. Tekkelerin kapatılmasından sonra Adana'da bir yandan vaaz ve sohbetleriyle irşad hizmetlerini yürütürken, diğer yandan bir kereste ticarethanesinin muhasebesini tutarak geçimini sağladı.
Babasından kalanbüyük bir serveti, geçimini alın teriyle kazanmak düşüncesi nedeniyle reddetmişti. Adana'da yaşadığı yıllarda kışları Şehir merkezinde, yazları ise Namrun ve Kızıldağ yaylalarında geçiriyordu. Bazı yaz aylarını Kayseri'nin Talaş ve Yeşilhisar gibi sayfiye yerlerinde geçirdiği de oluyordu.
Hac yolunun açıldığı 1946 yılında ilk defa hacca gitti. 1951 yılında gittiği istanbul'da üç yıl kaldıktan sonra 1953'te ikinci kez hacca gitti. Dönüşünde arkadaşı Konyalı Saraç Mehmed Efendi ile uğradığı Şam'a yerleşti. Daha sonra ailesi, damadı ile birlikte yanına gitti. Dokuz ay sonra yeniden İstanbul'a dönerek önce Beyazıt-Laleliye, sonra da Erenköy'e yerleşti.
İstanbul'da bulunduğu yıllarda da vaaz ve sohbet halkaları ile irşad hizmetini yürütürken, geçimini Tahtakale'de bir ticarethanenin muhasebeciliğini yaparak sağladı.
Vaaz, irşad ve sohbetlerinden toplumun her kesiminden çok sayıda insan yararlandı. Son yıllarda şöhretinin artması ve gördüğü ilginin dikkat çekecek ölçüde yaygınlaşması üzerine uzlete (inziva, yalnızlık) çekildi. Ancak yakın dostları ile evinde, Ramazan'da hatim ile kılınan teravih namazlarında ve özel sohbetlerde görüşür oldu.
1957 yılında yakınları kendisine Eyüp Sultan'da mezar yeri almayı önerdiklerinde; "Herkesi arzusuna bıraksalar, biz Cennetü'l Baki'yi arzu ederiz" demişti.
1979 yılında yerleştiği Medine'de beş yıl yaşadıktan sonra öldüğünde Cennetü’l Baki mezarlığında toprağa verildi.
ESERLERİ;