Hit (585) Y-1464

Ubeyd ez Zakani el Kazvini

Künyesi : Lakabı :
Tabakası : E-Posta :
D.Yeri : Zâkân D.Tarihi : 1327
Ö.Yeri : İsfahan - Bağdat Ö.Tarihi : 1370
Görevi : Edebiyatçı,Şair Uzm.Alanı : Şiir
Görev Aldığı Kurumlar : Mezuniyet :
Bildiği Diller : Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak :
Ekleyen : /2014-07-23 Güncelleyen : /0000-00-00

Ubeyd ez Zakani el Kazvini

Hâce Nizâmüddîn Necmüddîn Ubeydullâh-ı Zâkânî Kazvînî (ö.772/1370’ten önce)

Hicviyyeleriyle tanınan İranlı şair ve edip.

727’de (1327) Nevâdirü'l-emsâl adlı eserini kaleme alması ve hemşehrisi Hamdullah el-Müstevfî’nin 730’da (1330) telif ettiği Târîh-i Güzîde’de onun güzel şiirleri ve eşsiz risâleleri olduğunu belirtmesinden hareketle VIII. (XIV.) yüzyılın başlarında veya bundan kısa bir süre önce Kazvin’de yahut buraya bağlı Zâkân köyünde doğduğu söylenebilir. Yine Müstevfî’nin kaydettiğine göre Zâkânîler, Arap asıllı Benî Hafâce kabilesinden olup yetiştirdikleri âlim ve yöneticilerle tanınmıştır (Târîh-i Güzîde, s. 805). Eğitimini Kazvin’de tamamlayan Zâkânî şiirlerinde “Ubeyd” mahlasını kullanmıştır. 727’de (1327) İlhanlı Sultanı Ebû Said Bahadır Han’ın veziri Alâ-eddin Muhammed Feryûmedî ile dostluk kurdu ve ona Nevâdirü'l-emsâl adlı kitabını takdim etti. Muhtemelen 746’da (1346) veya ertesi yıl Kazvin’den ayrıldı;
Şîraz’ı 742’de (1342) ele geçiren İncûlular hânedanından Cemâleddin Ebû İshak’ın himayesine girdi, kendisine methiyeler yazdı ve 751’de (1351) telif ettiği ‘Uşşâknâme’yi ona ithaf etti. Bu hükümdarın 754’ te (1354) yaptırdığı saray için 758 (1357) yılında öldürülmesi dolayısıyla kaleme al¬dığı şiirlerden aynı tarihlere kadar Şîraz’da kaldığı anlaşılmaktadır. Bu sırada Şems-i Fahrî, Hâcûyi Kirmânî, Hâfız-ı Şîrâzî, Adudüddin el-Îcî ve Şeyh Emînüddîn-i Belyânî gibi şair ve âlimlerle aynı ortamda bulundu.

Muzafferîler Hükümdarı Mübârizüddin Muhammed, Şîraz’a hâkim olup Ebû İshak’ı ortadan kaldırınca Ubeyd önce memleketine, oradan Bağdat’a giderek Celâyirliler Sultanı Şeyh Üveys’in (1356-1374) hizmetine girdi. Muzafferîler’den Şah Şücâ‘ babası Emîr Mübârizüddin’in yerine tahta geçince (1358) Ubeyd tekrar Fars bölgesine dönüp onun yakınları arasında yer aldı. Bazı şiirlerinden, hânedan içindeki mücadeleler yüzünden Şîraz’ı terkeden Şah Şücâ‘ ile birlikte 766-768 (1364-1366) yıllarında Kirman’da bulunduğu, şahın 768’de (1367) İsfahan’ı işgal ettiği ve aynı yıl Şîraz’ı tekrar ele geçirince onunla birlikte bu şehre geri döndüğü anlaşılmaktadır. Bundan sonraki hayatına dair bilgi yoktur. Ubeyd’in Alâ-i Buhârî’nin 767’ de (1366) istinsah ettiği Esmâr ve eşcâr adlı eserinin üzerindeki bir kayıt yazmanın 772’de (1370) oğlu İshak’a intikal ettiğini göstermektedir (Külliyyât, s. 31-32). Dolayısıyla Ubeyd-i Zâkânî bu tarihten bir süre önce muhtemelen İsfahan veya Bağdat’ta vefat etmiştir.

Eserleri:
Hiciv ve mizah alanında klasik Fars edebiyatının en önemli simalarından olan Ubeyd-i Zâkânî gazelde Sa‘dî-i Şîrâzî, kasidede Enverî ve Muizzî’den etkilenmiştir. Divanında yer alan şiirleri, kısa hikâye ve risâleleri ayrı ayrı ve bütün halinde Külliyyât’ın içinde günümüze ulaşmış (yazma nüshaları için bk. Münzevî, II, 527 vd.; III, 3247 vd.; FME, s. 269-273; M. Ca'fer-i Mah- cûb, bk. bibl.), müstakil olarak ve birlikte çeşitli baskıları yapılmıştır.

1. Dîvân
3000 civarında beyit ihtiva edip kaside, gazel, terciibend ve terkibibend, mesnevi, kıta ve rubâîlerden meydana gelmektedir.

2. Uş-şâknâme
Şairin sürekli âşık olan gönlünden şikâyetle başlayan 734 beyitlik bu mesnevide âşık ve mâşukun yaşadıkları haller anlatılır.

3. Nevâdirü'l-emsâl
Bu Arapça eserde çeşitli bilgeler, peygamberler, filozoflar ve şairlere ait sözlerle bazı özdeyişlere yer verilmiştir (Tahran 1314 hş.).

4. Şerhu'l-Çağmînî
Mahmûd b. Muhammed el-Çağmînî’nin astronomiyle ilgili eseri üzerine yazılmıştır (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 521).

5. Mûş u Gürbe
(Tahran 1325, 1331, 1332,1335, 1352 hş.; Bombay 1884, 1888; Delhi 1895)
Kedi ile farenin konu edildiği bu kasidenin Külliyyât’ta doksan dört olan beyit sayısının yazma nüshalarda daha az veya çok olması zaman içinde başkalarınca bazı ilâveler yapıldığını düşündürmektedir. Hikâyede zamanın insanının ikiyüzlülüğü, ahlâk ve âdâbı hicvedilmekte, muhtemelen Kirman hâkimi Mübârizüddin Muhammed ile Şîraz hâkimi Ebû İshak İncû arasındaki mücadeleye işaret edilmektedir. Herbert Wilhelm Duda manzumeyi Almanca’ya (Katze und Maus, Salzburg 1947), Abbas Âryanpûr Kâşânî İngilizce’ye (The Story of The Cat andMice, Tahran 1971), Jalal Alavinia ve Therese Marini Fransızca’ya (Le chat recidiviste: le chat et la souris, Paris 2005) çevirmiştir. Eserin Türkçe tercümesini Günay Kut ve Zehra Toska neşretmiştir (“Kedi ile Fare Hikâyesi”, Şinasi Tekin’in Anısına: Uygurlardan Osmanlıya, haz. Günay Kut ve Fatma Büyükkarcı Yılmaz, İstanbul 2005, s. 535-586).

6. Ahlâku'l-eşrâf
Müellif bu küçük risâlede peygamberlerle filozof ve din adamlarının tavsiye ettiği hikmet, namus, hayâ, iffet, şecaat, adalet, cömertlik, hilim, vefa, merhamet, doğruluk gibi erdemleri kendi zamanında terkedildiği için “mezheb-i mensûh” diye niteledikten sonra bunların yerine dönemin ileri gelenleri tarafından benimsenen, bu sebeple “mezheb-i muhtâr” denilen, ahlâk ve erdemden uzak davranış ve alışkanlıkları eleştirmektedir. Eser Külliyyât ve Letâif içinde basılmıştır.

7. Risâle-i Dilgüşâ (Letâ’if)
Arapça ve Farsça kısa hikâyeler, latife ve özlü sözlerden meydana gelen eser, devrin anlayış ve ahlâkını hicvetmek amacıyla Sa‘dî-i Şîrâzî’ nin Gülistân’ı gibi sade ve akıcı bir dille yazılmıştır. Eserdeki bazı hikâyeleri Muallim Nâci Ubeydiyye adıyla Türkçe tercümeleriyle birlikte yayımlamış (İstanbul 1303), Jalal Alavinia ve Therese Marini risâleyi Fransızca’ya tercüme etmiştir (Traite de la joie de coeur, Paris 2005).

8. Şad Pend (Pendnâme)
Sosyal eleştiri niteliğinde, yer yer kaba ve müstehcen, alay içerikli 100 öğüt ihtiva etmektedir.

9. Rîşnâme (Naşîhatnâme).
Sakalın olumsuz bir sembol olarak yer aldığı bu mensur-man-zum hikâyede dönemin cinsel sapkınlıkları eleştirilmektedir.

10. Risâle-i Ta'rîfât (Deh Faşl)
On başlıktan oluşan bu kısa risâlede bazı dinî, sosyal, siyasal içerikli kelime, kavram, makam ve mesleklerinkısa tanımları alaycı bir üslûpla yapılarak devrin ahlâkî çöküntüsüne dikkat çekilmektedir.

11. Fâlnâme-i Burûc (Tâli‘nâ- me) (İÜ Ktp., FY, nr. 123)
Görünüşte burçlardan hareketle fal bakmayı konu edinen bu mensur risâlede her falın sonuna bir rubâî eklenmiş olup eserde fal baktıranlar ve falcılar kınanmakta ve alaya alınmaktadır.

12. Fâlnâme-i Vuhûş u Tuyûr
Altmış kadar rubâîyi ihtiva etmektedir. Mevlânâ’nın “Mûsâ ile Çoban” adlı manzumesi taklit edilerek yazılan Sengterâş adlı seksen altı beyitlik bir mesnevi Ubeyd’e nisbet edilmişse de (Külliyyât, s. 282) bu durum şüpheyle karşılanmıştır.

Ubeyd-i Zâkânî’nin Külliyyât’ında yer alan mizah türü risâlelerinin büyük bir kısmı (Ahlâku’l-eşrâf, Rîşnâme, Şad Pend, Risâle-i Dilgüşâ, Risâle-i Ta‘rîfât, Mellâd u Piyâz ve bazı şiirler) Fransa’nın İstanbul başkonsolosu M. Ferte’nin mukaddimesiyle Mirza Habib Efendi tarafından Müntehab-ı Letâ'if adıyla neşredilmiştir (İstanbul 1303). Daha sonra kaside, gazel, kıta, rubâîler, terkibibend ve mesnevilerden oluşan şiirleriyle Uşşâknâme’yi içeren Külliyyât’ı Abbas İkbâl-i Âştiyânî Külliyyât-i Ubeyd-i Zâkânî adıyla yayımlamış (Tahran 1321 hş.), daha sonra terciibend, mesnevi, tazmin ve kıtalar, rubâîlerle İstanbul’da basılan Lefâ’ifteki eserleri de ekleyerek eseri iki cilt halinde tekrar neşretmiştir (Tahran 1331-1332 hş.). Pervîz-i Atâbekî Külliyyât’ı yeniden yayımlamış (Tahran 1343 hş.); Ahlâku'l-eş râf, Rîşnâme, Şad Pend, Risâle-i Dilgüşâ, Risâle-i Tarîfât, Mûş u Gurbe ile hikâyeleri Hicviyyât ve Hezeliyyât adıyla neşretmiş (nşr. Gulâm Hüseyin Fernûd, Tebriz 1969), Arapça Nevâdirü'l-emsâl ile Şerhu'l-Çağmînî hariç müellifin bili¬nen bütün eserlerini içeren Külliyyât’ın on üç nüshaya dayalı tahkikli neşri Muhammed Ca‘fer-i Mahcûb tarafından gerçekleştirilmiştir (New York 1999). Ubeyd-i Zâkânî, Osmanlı divan şairleri ve Tanzimat devri yazarlarınca takdir edilmiş, Ebüzziyâ Mehmed Tevfik sözlerinden seçmeler yaparak bunları Türkçe’ye çevirmiştir (Müntehabât-ı Letâ’if, İstanbul 1303). Hasan Cevâdî Ahlâku'l-eşrâf, Risâle-i Tacrîfât, Şad Pend, Risâle-i Dilgüşâ ve Mûş u Gurbe’yi İngilizce’ye tercüme etmiştir (The Ethics of the Aristocrats and Other Satirical Works, Piedmont 1985).

Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort