Hit (652) Y-1406

Şeyh Bedrettin

Künyesi : Lakabı :
Tabakası : 14.Yüzyıl E-Posta :
D.Yeri : Simavna / Samova/ Edirne D.Tarihi : 1359
Ö.Yeri : Serez Ö.Tarihi : 1420
Görevi : Mutasavvıf,Tasavvuf Şeyhi Uzm.Alanı : Tasavvuf
Görev Aldığı Kurumlar : Mezuniyet :
Bildiği Diller : Arabça, Osmanlıca Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak :
Ekleyen : Serkan Boztilki/2008-02-01 Güncelleyen : /0000-00-00

Şeyh Bedrettin
Doğduğu kasaba günümüzde Yunanistan topraklan içindedir. Asıl adı Bedreddin Mahmud'dur. Şiirlerinde Bedri mahlasım kullandı. Samova fatihi ve ilk kadısı İsrail b. Abdülaziz'in oğludur. Babasından dolayı Simavna Kadısıoğlu diye tanındı. Babasından aldığı derslerle başladığı öğrenimini Bursa ve Konya medreselerinde sürdürdü. Kudüs, Mekke ve Mısır'da özel dersler aldı, öğrenimini tamamlayarak Mısır saraylarında şehzadelere öğretmenlik yaptı. Şeyh Hüseyin Ahlati'ye bağlandı, ondan icazet (yeterlilik, diploma) ve hilâfet (vekâlet) aldı. Şeyhinin Ölümünden sonra altı ay kadar şeyhlik yaptı. Ardından Halep'e ve Konya'ya gitti. Valinin, Müslüman olacağını bildirerek kendisini davet etmesi üzerine Sakız'a geçti. Oradan Edirne'ye gitti. Musa Çelebi tarafından kazaskerliğe (askerî kadı) atandı. Mehmet Çelebi'nin Musa Çelebiyle giriştiği saltanat mücadelesini Mehmet Çelebi kazanınca İznik'e sürüldü ve hapsedildi. Buradan kaçarak Candaroğulları'ndan İsfendiyar Bey'e sığındı, sonradan Zağraya geçti.
Şeyh Bedreddin'in taraftarlarının çoğalmasını ve çevresinde yaydığı toplumsal eleştirileri bir tehlike olarak kabul eden padişah tarafından adamlarının üzerine asker gönderildi. Halifelerinden Börklüce Mustafa ve taraftarları Karaburun dolaylarında kılıçtan geçirildi. Torlak Kemal adlı halifesi Manisa'da ele geçirilerek asıldı. Kendisi de Türkmenistan'a kaçmak istedi ama başaramadı. Bir rivayete göre Nûrü'l-Kulûb adlı eserini padişaha sunarak affedilmeyi umdu. Sonuçta Çelebi Mehmed'in kuvvetleri tarafından esir alınarak Serez kasabasında asıldı ve orada toprağa verildi. Kemikleri 1961'de göçmenler tarafından Türkiye 'ye getirilerek İstanbul’da Sultan Mahmud Türbesinin çevresine gömüldü.
Hemen bütün Osmanlı tarihçileri Şeyh Bedreddin'i büyük bir bilgin olarak kabul ederler. Bugün ise doktrinini özgürlük ve eşitlik gibi liberal ilkelere dayandıran kimileri, onu Osmanlı liberallerinin öncüsü sayarken, kimi tasavvuf ve fıkıh (İslâm hukuku) bilginlerince de fikirleri eleştirilir. Buna karşılık, özel mülkiyeti reddetmesi, her türlü mülkün halkın ortak malı olması gerektiğini savunması nedeniyle sosyalist çevrelerce bir öncü olarak sayılıp beğenilir. Şeyh Bedreddin; döneminde Varidat adlı eseriyle, Cumhuriyet döneminde de Nazım Hikmet'in hakkında yazdığı “Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı" {1936) ile tanındı. Ayrıca Hilmi Yavuz'un Bedreddin Üzerine Şiirler (1975) kitabı ilgiyle karşılandı. Bilal Dindar tarafından hakkında "Şayh Badr al-Dîn Mahmûd et ses Wâridât" adıyla (Paris, 1975) bir doktora çalışması yapıldı. Şeyh Bedreddin; tasavvuf, fıkıh (islâm hukuku), tefsir (Kur'an-ı Kerim'i anlama ve açıklama) ve dil alanında eserler verdi.
"Bedreddin, Hükümeti iyi bir nazarla görmüyordu. Ergeç fenalıklar Hükümetle beraber cemiyeti de sürükleyip gidecekti. Onun indinde, idare cihazı bir cebir kuvveti idi O zamanki hükümet şekilleri kâmilen istibdada dayandığı için hepsini şiddetle baltalıyordu. Şeyhin gayesi, bütün insanları başka bir hayata, müsavata kıymet veren mesut bir devre ulaştırmaktı. Bir anarşist gibi cemiyet kanunlarım ve içtimaî müesseseleri kökünden yıkmak taraftarı değildi. Mamafih yeni bir medeniyet, yeni bir hayat kurabilmek için bazı değişiklikler yapmak icap ediyordu," (Bezmi Nusret Kaygusuz)

ESERLERİ:

  • Varidat
  • Nûrü'l-Kulûb
  • Camiü'l-Feteva
  • Çırağu'l-Fütuh
  • Meserretü'l-Kulüb
  • Letaifü'l-İşârât
  • Camiü'l-Fusuleyn
  • Unkudü'l Cevahir
  • Çerâgu'l-Fütüh..

ŞEYH BEDREDDİN
İbnüttayyar Semahaddin Cem

(....) Bedreddin Semâvenî, insanı şaşırtıp aldatacak derecede açık fakat iki taraflı bir ifadeyle, Vahdeti Vücud mesleğine tarafdar ve mensupmuş gibi görünmekle beraber kat'iyyen Vahdeti Vücud'cu bir mutasavvıf değildir; bir ilâhiyatçı da değildir. Onun gerek bunda gerekse Kur'ânın hükümleri ve beyyinelerinde kanaati tamamen ayrı, İslâm akıydesine aykırıdır. "VARİDAT" adlı tanınmış toplama eseri, lüzumsuz yere tevil edilerek Şeyhin temize çıkarılabilmesi doğrusu pek zor, âdeta imkânsızdır. Materyalist (maddeci) tevilleri ve Kelime-i Tevhid'den Peygamberin ismini ve onun Allah Resulü olduğu hakkındaki ibareyi çıkarması, müritleri ve bilhassa İmparatorluğa karşı muğber ve gayrimemnûn bir çok safdil ve biçare topluluğu indinde hükümdar, kurtarıcı, nebî gibi telakki olunmağa başlaması onun terkipçi ve anarşist maksadını, bâtıl bir mezhep kurma gayesini açıklar.
O, beşerî ve mutlak bir müsavat islter. Menkul, gayrimenkul her şeyde ve her malda iştirak (Collectivisme) ister. Akıl ve iz'ân ile idrâk olunacak tabiî kanunlar ister. Dervişlerin, hocaların ve rüsum âlimlerinin (ulemâ-i rüsûm'un) yok olmalarını ister. Hükümetler ona göre zulüm, istibdat ve tegallüp teşkilâtıdır ve yıkılmasını ister (burada hedef, doğrudan doğruya Osmanlı - Türk Devletidir). Gaye, dîn zannedilen bâtıl ve akıl dışı Hıristiyanlık inançlarını Müslümanlıkla birleştirmek; mülkiyet, kazanç, toprak, eşya ve hayvanatta kollektivizm'i sağlamaktır. Müslim, isevî, musevî, mecusî yoktur, ancak insanlar yâni kardeşler vardır (Fran-Mason gizli cemiyetinin "frer"leri gibi) ve bu kardeşlik sayesinde hak, bâtılı yener.
Tarihçi Abdurrahman Şeref Beyin de itirafı veçhile ileri derecede bilgili olan Şeyh Bedreddin, Kur'ânı Kerîmin, kendinden önceki dinî kitapları, yâni bu kitapların henüz tahrifden önceki semavî aslî metinlerini ve doktrinlerini tanımakla beraber artık hükümlerinin kalmadığını ve beşeriyetin yegâne din kitabı olarak Mushaf-ı Şerifin gösterildiğini, bütün insanların sükûnet, hilm ve muhabbetle islâm'ı kabul etmeleri gerektiğini pek âlâ biliyordu. Fakat safderunları büyüleyip çekici sapık fikirlerle dolu cümleler ve mantık oyunlariyle İslâmiyeti zuhur ve intişar mefkuresinden uzaklaştırmağı âdeta hedef tutarak rum ermeni, yahudi topluluklarını kendine bağlamağa muvaffak oldu. (....)
(İslâm İlahiyatında Şeyh Bedreddin 1966)

Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort