Soru: Allah peygamberlerine niçin düşman çıkarır düşmanlarını ilhamla savaştan vaz geçirmek yerine birde üstelik melek göndererek yanında taraf olur bir melek yetmez binlercesini gönderir? (2021)

el Cevab:
Öncelikle akıllı insanın kendisini meczub sıfatıyla nicklemesi caiz değildir.
Sorunuz niteleme yanlışlarıyla doludur.
"Allah peygamberlerine niçin düşman çıkarır" yazmışsınız.
Allah peygamberine düşman çıkarmakla nitelenmez. İman sahipleri kafirler gibi nitelemelerle olayları nitelemez.
Olayın doğru nitelemesi şudur.
Allah dünya hayatını elest gününde hitap edip iman eden insan ruhlarına imtihan yeri olarak yaratmıştır.
Sonra onu akıl nimetiyle ve bilgi edinebilme sıfatlarıyla donatmış.
Sonra ona bilgilerinden muhakeme yeteneğiyle başka bilgiler öğrenme yeteneğini vermiştir.
Sonra peygamberler gönderip onları bu imtihanda ayrıca İmana ve doğru amellere davet etmiştir.
Buna mükellef tutmak diyoruz.
Ayette insana bu durum şöyle ifade edilir.
"Sizi yaşadığınız alemde dünyada görüp öğrenebileceğiniz şekilde donatıp size bunun için yeterli zaman vermedik mi? Ve size yaşadığınız bu hayatta öğrendiklerinizden nasıl beni görmediğiniz halde tanıyıp iman etmeniz için sizlere akıl verecek yön yol gösterecek peygamberler göndermedik mi?"
Fatır Suresi 37. ayet

أَوَلَمْ نُعَمِّرْكُم مَّا يَتَذَكَّرُ فِيهِ مَن تَذَكَّرَ وَجَاءَكُمُ النَّذِيرُ

"Biz insana yolu gösterdik (akletmesini öğrettik) ya bizi tanır iman eder ya da nimetlerimizi gözrmezden gelir ve ve küfreder "

İnsan Suresi 3. ayet

إِنَّا هَدَيْنَاهُ السَّبِيلَ إِمَّا شَاكِرًا وَإِمَّا كَفُورًا

Hulasa olarak;
Dünya hayatına gönderilip mükelleflik şartları ile nimetlendirilen bir insan hayatı hakkında kanaat üretip bu kanaatlerden sonra bir muhakame yapar imanı ya da Allah’a iman dan uzak olmayı tercih eder. Peygamber gönderildiğinde onu dinleyip uymaya karar veren onunla birlik olur ona itaat eder. Ona iman etmemeyi tercih eden Allah’ın yaratılışına koyduğu tercih yeteneği sayesinde dünya hayatında Allah’a asi olur. Kafir olur. Ve bu tercihiyle Allah’ın peygamberine karşı çıkar. Karşı çıkan imansızlığı tercih eden tercih sahibidir. Allah karşı çıkardı denilmez.
Maalesef iman sahipleri bazı modernistlerin ve kafası ve kültürü felsefi nitelemelerle kirlenmişlerin kullandıkları kavramlara konuşup tanrısal bakış açısı" dedikleri zaviyeden dünya hayatını ve dini kritik ediyorlar. Sonucunda da Allah gibi eşya ve olaylara bakmayı deniyorlar. Halbuki Allah gibi bakmaya çalışmak da küfürdür. İmanı bitirir. Sahibini dışarı çıkarır.

Sözleriniz arasında:
"düşmanlarını ilhamla savaştan vaz geçirmek yerine ..." yazmışsınız.
Bu laf tamamen iman edenlerin dünya hayatıyla alakalı iman değerlerini kabul etmeyen bir temele oturtulmuştur.
Allah dileseydi her insan iman eder kimse imandan yüz çevirmezdi.
Ama dünya hayatı insanların önce Allah’ı bulmakla sınandığı;
sonrasında da peygamberine imanla sınandıkları;
sonrasında da iman ettikleri peygambere itaat ederek Allah’ın dinine girmekle sınandıkları hayattır.
İman etmekle ve diğer mükellefliklerle imtihan için olan dünya hayatında iman edip etmeme yeteneği verdikten sonra onları tercihsiz bırakacak şekilde iman etme durumunda kılsaydı bu iman imtihanı fiiline muhalif olurdu.

Laflarınız arasında; 
"birde üstelik melek göndererek yanında taraf olur bir melek yetmez binlercesini gönderir..." vardır.
İman edenlere destek için gönderilen melekler konusuna bakış açınız da yanlıştır.
Melekler insanların mükellefliklerini bozacak bir müdahale için hiçbir zaman gönderilmemişlerdir.
İman edenlere Allah’ın yardımları vadi gereği vardır. Bu yardım mükelleflik hikmetini iptal edecek şekilde olmaz.
Peygamberler bunu bildiklerinden Allahtan gelecek mucizevi yardımlarla değil. İman edenlerin kafirlerin Allah’ın dinini tebliğe engel olmalarına karşı tedbirler alarak güç hazırlayarak tedbirli olarak savaşmışlar mücadele etmişlerdir.
Efendimizin hayatı savaşları fiilleri buna açık delildir.
Dediğim gibi dünya hayatı; iman, imandan sonra peygamber davetini kabul, ondan sonra peygamber davetiyle öğrenilen Allah’ın dinine uygun yaşamak ve bu suretle de Allah’ın insanları imtihanında başarı kazanarak ahiret saadetini kazanmak içindir.

Mülahaza: Varidli Meczub
Misal Bedir’de... Bir avuç fakir savaşa hiç hazır olmayan vakit ve durumda mümin var karşısına büyük güçlü bir ordu çıkıyor Allah sevgili peygamberinin bu savaşını biraz daha sonralara en hazırlıklı zamana ötelemesi onun yanında ve yararında olduğunun göstergesidir ama tam tersini diliyor ve yaptırıyor neden...
Arkasından üç meleğin bitireceği işe üç bin melek gönderiyor güç bela kazandırıyor şayet gerçek buysa tuhaf değil mi?

el Cevab: Sorunuzdaki ve önceki ifadelerinizdeki ana tema "Allah’ın fiillerinin tutarsızlığı" şeklindedir.
Hikmeti nedir bağlamında soruyu sorduğunuz ihtimaline karşılık Allah’ın fiillerinin Allah’tan başkası tarafından yargılanamayacağı ayetini hatırlatacağım. Tabii iman sahibi olduğunuz ekseninde bu cevap uygun olur.
Allah’a iman etmeyen birisi iseniz. Ona iman edenleri olmuş ve olacak işlerde iman eksenli düşündükleri için ti ye almak istiyor olsanız gerektir. İşiniz epeyce meşakkatli ve uzun olacaktır. Bununla uğraşmak gerçekten zayıf akıllı insan işidir. İşinize bakın derim.
Başkalarına imansızlığınızı bir değer olarak sunmak istiyorsanız bunu da yapma hürriyetiniz elbette var. Ama Camiye gelip orada değil toplumsal alanın buna uygun ortamlarında bu düşünceleriniz ve delillerinizi ve kritiklerinizi seslendirmelisiniz.