Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : 19.Yüzyıl | E-Posta : |
D.Yeri : Kastamonu/Tosya | D.Tarihi : 1880 |
Ö.Yeri : | Ö.Tarihi : 10.06.1962 |
Görevi : Elçi/Sefir,Milletvekili,Müderris,Müftü | Uzm.Alanı : Müftü,Siyaset Adamı |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Arabça, Osmanlıca, Türkçe | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Aybike Şeker/2008-08-18 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Servet Efendi (Akdağ)
(Bursa Mebusu Ulemadan Abdullah Servet)
1880 (1296)'de Kastamonu-Tosya İlçesi'nde doğdu.
Kuzey Kafkasya'dan Anadolu'ya göç eden bir aileden Ahmet Efendi'nin oğludur.
İlköğrenimini Tosya İbtidâi Mektebi'nde yaptı.
Orta öğrenimini de Tosya Rüştiyesi'nde tamamladıktan sonra Kastamonu İdadisi'nden mezun oldu.
Ayrıca İstanbul'da Aksaray-Dârü't-tedris Medresesi'nde öğrenim gördü.
Müderrislik icazetini ise, Bursa Medresesi Müderrislerinden Hacı Mustafa Efendi'den aldı (1).
Öğrenimi sonrasında 14 Kasım 1899 tarihinde Bursa İli Mektupçuluk Kalemi'nde mümeyyizlik ile devlet hizmetine girdi.
1 Aralık 1913'te Bursa Vaizliği'ne atandı.
Nakşibendî Dergâhı Şeyhi olarak mütareke sonu dönemde Milli Mücadele'den yana vaazlarıyla halkı aydınlatmaya çalıştı.
Bu nedenle 30 Haziran 1919'da görevinden alındı.
TBMM'nin I. Dönemi için yapılan seçimlerde Bursa Milletvekili olarak
23 Nisan 1920 açılışında hazır bulundu.
Mecliste İrşad, Şer'iye, Tapu Kadastro, Milli Eğitim ve Tasarı komisyonlarında çalıştı" (2).
TBMM'nin beşinci toplantısının ikinci oturumunda (27 Nisan 1920) Servet Efendi'nin şu önergesi okunur:
"Aydınlanmanın insan varlığının mutluluğu yolunda en önemli himmet olduğu, çok eski devirlerden beri bilinen bir gerçektir.
Ne yazık ki düşmanlarımız bu güzel hakikatı, kötü yollarda kullanmakta ve bâtılı hak gibi gösterme gayreti içinde bizi dertlendirmektedirler.
Propaganda adı verilen, olayları özel ve gizli çıkarmaya âlet etme, düşmanlarımızın başarı ile yürüttükleri en etkin silahlarıdır.
Silaha, benzer tesirli silahla karşı konulur.
Doğruluğuna inandığımız hakikatleri milletimizin önüne açıkça sermek için biz de harekete geçelim.
Bu gaye ile, Millet Meclisi'mizin halk hizmetleri için kuracağı şubeler arasında bir de İRŞAD (Aydınlatma, yol gösterme) ŞUBESİ'nin eklenmesini teklif ederim" (3).
Daha sonra aynı oturumda önergesinin gerekçelerini açıklamak üzere kürsüye gelen Servet Efendi "insan ruhunu inşâ eden esas varlıkları açıklıyor, af ve sulh, tenvir ve irşâd, tecziye ve ihâfe (hoşgörürlük-aydınlatma-Uyarma, korkutma-cezalandırma) üzerinde duruyor, memleketin içinde bulunduğu nâzik vaziyete rağmen, eğer halk vaktiyle aydınlatılmamış, hakikatler kendisine anlatılmamışsa, aldanmış olmanın günah ve vebâlinin sadece bu masûm insanlar üzerine yükletilmeyeceğini, Beypazarı'ndaki olayın (4) bütün ülkeden temel illetinin bir zerresi olduğunu, Ceza’nın son tedbir olarak ele alınmasını, aydınlatma ve uyanmanın da din adamaları’nın en kutsal ödevi olduğunu söylüyor" (5).
İşte, Milli Mücadelemizde, sanıldığından büyük hizmeti olan İRŞÂD HEYETLERİ,
Servet Efendi'nin önerisi üzerine oluşturulmuştur (6).
Servet Efendi, İstiklâl Mahkemelerinde de görev yaptı.
Bu cümleden olarak, 22 Kasım 1920'de Diyar-ı Bekir İstiklâl Mahkemesine üye seçildi.
Ancak görevine 22 Ocak 1921 tarihinde son verildi (7).
Öte yandan Servet Efendi, Mustafa Kemal Paşa'nın da onayı alınarak kurulan Yeşil Ordu Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer aldı.
Cemiyetin sonradan zararlı olmaya başlaması ve özellikle Çerkez Ethemle işbirliğine girmesi nedeniyle kapatılmasına karar verildi.
Fakat Servet Efendi, Nazım (Tokat), Mehmet Şükrü (Karahisar-ı Sahip) gibi milletvekilleriyle birlikte cemiyetin faaliyetlerini gizli yürüttü.
Cemiyetin yıkıcı çalışmalarının Ankara İstiklâl Mahkemesi'ne intikal etmesi üzerine, mahkemenin bu yöndeki isteği dikkate alınarak, Nazım ve Mehmet Şükrü Beylerle birlikte 21 Mart 1921'deki gizli birleşimde Servet Efendi'nin yasama dokunulmazlığı kaldırıldı (8).
Yapılan yargılama sonunda Servet Efendi'nin suçsuzluğu anlaşıldı.
Bunun üzerine bu kez de Meclis, 9 Mayıs 1921 tarihli oturumunda Mehmet Şükrü Bey ile birlikte söz konusu olaydan sorumsuzluğuna karar verdi (9).
Servet Efendi, milletvekilliği süresince çeşitli konularda Meclis kürsüsünden ikisi gizli oturumda olmak üzere ondört konuşma yaptı (10).
Milletvekilliği sona erince politika ile ilgisini kesti.
1927–1937 yılları arası Atatürk'ün özel emriyle Mısır, Yemen, Suudi Arabistan, Hindistan ve Pakistan'da iyi niyet elçisi olarak Türkiye'yi tanıtma faaliyetlerinde bulunduğu, eşi Emine Akdağ ve kızı Necat Uçal tarafından yazılan mektupta bildirilmişse de bu konuyu belgelemek mümkün olmadı.
1937'de Hatay'a yerleşerek bölgenin bağımsızlığı ve Türkiye'ye katılması konusunda yararlı çalışmalar yaptı (11).
Servet Efendi, 18 Ekim 1939'da Hatay Müftülüğü'ne atandı (12).
12 Haziran 1942'de bu görevden emekliye ayrıldı.
Sonraki yaşamını Ankara ve İstanbul'da ve 1950'den itibaren de İzmir'de sürdürdü.
10 Haziran 1962'de vefat etti.
Evli olup üç çocuk babası idi.
Mecliste "Şeyh Servet Efendi" olarak anılırdı (13).
Servet Efendi, Milli Mücadele'deki hizmeti nedeniyle Yeşil Şeritli İstiklâl Madalyası ile ödüllendirilmiştir (14).