Yazar Adı : | İlim Dalı : Biyografi |
Konusu : | Dili : Türkçe |
Özelliği : | Makale Türü : Müstakil |
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-07-08 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Hz. Mevlânanın Lâkapları
“Mevlâna” lâkabı, efendi, sahip, mâlik anlamında Arapça sıfat olan “Mevlâ” kelimesiyle; "biz" anlamındaki Arapça bitişik şahıs zamiri “nâ”dan oluşmakta ve “efendimiz” anlamına gelmektedir. Arapça"da genel olarak “el-Mevlâ”, diğer Doğu dillerinde “Mevlâna” lâkapları, İslâm dünyasında hürmet belirtmek için önemli kişilerin isimlerinin önünde kullanılmıştır. Aynı kullanım Osmanlı döneminde âlim ve faziletli kişiler için de söz konusu olmuştur.
“Mevlevî” lâkabı , Allah, sahip, efendi gibi anlamlar taşıyan “Mevlâ” kelimesine nispet "yâ"sı eklenerek oluşturulmuş bir kelime olup “Mevlâ"ya mensup” anlamındadır. Allah"a bağlı, ilâhî, dinî anlamıyla bu kelime İslâm dünyasında önemli bilgin ve şeyhler için lâkap olarak kullanılmıştır. Günümüzde de bilhassa Hindistan"da bu anlamıyla kullanılmaktadır.
“Mullâ” (Mollâ) kelimesi de lâkap olarak Mevlâna için az da olsa kullanılmıştır. Bu kelime, muhtemelen Arapça "Mevlâ" kelimesinin İranlılar tarafından bu şekilde telaffuz edilmesiyle oluşmuştur. Türkçe"de de bazen “Munlâ” (Monlâ) şeklinde telâffuz edilen kelime de aynı özellikte olmalıdır.
“Hudâvend” kelimesiyle eş anlamlı olan “Hudâvendigâr” da Menâkıbu"l-ârifîn"den ve Sipehsâlâr"ın Risâle"sinden anlaşıldığına göre Mevlâna için çocukluk yıllarından itibaren kullanıla gelmiştir. Menâkıbu"l-ârifîn"de babasının bu lâkabı Mevlâna için kullandığı belirtilmektedir. Anılan iki eserde bu unvan çoğunlukla “Hazret-i Hudâvendigâr Mevlâna” ve “Hudâvendigâr Mevlâna Celâleddin” şeklinde anılmaktadır. "Hudâvendigâr" kelimesi efendi, sahip, sultan ve Allah anlamlarını taşımaktadır. Kelimenin efendi, sultan ve benzeri anlamından hareketle Türkçe"de başta Sultan Murad Hüdâvendigâr olmak üzere çeşitli şahıslar için kullanıldığı vâkidir.
“Şeyh” lâkabı Mevlâna için oğlu Sultan Veled"in eserlerinde, XIV. asır kaynaklarında ve sonrasında kullanırken günümüz kaynaklarında pek anılmaz. İhtiyar, önemli kişi, bilgin ve önder gibi anlamlar taşıyan kelime mezhep ve tarikat önderleri için de kullanılmıştır.
“Belhî” ve “Rûmî” sıfatları bazen birlikte bazen ayrı olmak üzere yaygın olarak kullanılagelmiştir. Ancak Rûmî sıfatının Mevlâna"nın ve Sultan Veled"in eserlerinde bulunmadığı, Sipehsâlâr"ın Risâle"si ile Menâkıbu"l-ârifîn"de de belirtilmediği bilinmektedir.
Mevlâna için üzerinde durulacak son mensubiyet bildiren sıfat, “Konevî” (Konyalı) sıfatıdır. Mevlâna"nın adıyla birlikte önceki asırlarda anılmış olan bu sıfatın, her nedense son asırda dillerde dolaşmaması ve hatta araştırmaya dayalı eserlerde dahi yerini koruyamamış olması dikkat çekicidir.
Muhyiddîn Ebû Muhammed el-Kureşî (1297-1374), el-Cevâhiru"l-muziye fî tabakati"l-Hanefiye isimli eserinde Mevlâna"nın Hz. Ebubekir"e ulaştırdığı soy silsilesini verdikten sonra, “el-ma"rûf bi-Mevlâna Celâleddîn el-Konevî “Mevlâna Celâleddin el-Konevî diye meşhurdur” kaydını koymuştur.