Hit (4017) F-649

Müslümanların İslami Kurallara Göre Yönetilme Sorumlulukları, Gayrimüslim Bir Ülkede Yaşamanın Hükmü

İlim Dalı : Fıkıh Konusu :
Soruyu Soran : Cevaplayan : Önder Nar
Cevaplayanın Mezhebi:
Ekleyen : /2001-01-15 Güncelleyen : /2020-01-17

Soru: 1-Müslümanların İslami Kurallara Göre Yönetilme Sorumlulukları Var mıdır?
2-Müslümanların yaşamadığı ülkelere gidip orada yaşamak caiz midir?
3-Bu tür Ülkelerden Müslümanların Yaşadığı Ülkelere Hicret Etmenin Dini Hükmü Nedir?

 
el Cevab:
C1-) Müslümanların Dinlerinin Değerlerine Göre bireysel ve toplumsal hayatlarını düzenlemeleri farzdır. Hukuki ilişkiler de Kuran ve sünnetteki hükümlerin dikkate alınması da bir dini farizadır.

C2-) Müslüman bir Kadın İslam Kurallarıyla yönetilmeyen bir ülkeye tek başına eğitim vs bir sebeple gitmez. Bu caiz değildir.
Bu hükmün delili Nisa 97 ayetidir.
“Kıyamet günü, Yeryüzünde Zulüm gördüğümüz için Senin emirlerini Yerine Getiremedik” bahanesini öne sürerek Allahın Emirlerini yerine getiremedikleri mazeretini öne sürenlere o gün ''Allahın arzı geniş değil miydi, o memleketten hicret etseydiniz denilir. Ve O gün bu bahaneyi öne sürecek olanların mazeretleri kabul edilmez. Ve cehennem onlara azap yeri olur. Ne kötü bir varılacak yerdir orası''


إن الذين توفّاهم الملائكة ظالمي أنفسهم قالوا فيم كنتم قالوا كنا مستضعفين في الأرض قالوا ألم تكن أرض الله واسعة فتهاجروا فيها فأولئك مأواهم جهنم وساءت مصيرا

Manasına bakarsanız Allah'ın emirlerini yerine getiremediğiniz ülkeye taşınmanın mahzurunu kavrarsınız.
İslam Fakihleri bu ayeti kerimeye dayanarak Halkı Müslüman olmayan ülkelerde yaşamanın caiz olmadığını fetvaya bağlamışlardır. Daha doğrusu İslam dininin gereklerinin yaşanmasına izin verilmeyen ülkelerden elden geliyorsa hicret edilmesi gerekir.

Bazı gayrimüslim ülkelerde yaşayan insanlar oradaki medeni hayat standartlarını ön planda tutarak Paris Mekke’den daha güvenli diyebiliyorlar.
Yine dinimizi rahatça yaşıyoruz diyebiliyorlar.
Dinimizin şeairi nedir diye sorduğumda ise susuyorlar.
Dinimizin üç ana bölümü vardır.
1-İnançlarımız
2-Ameli yükümlülüklerimiz
3-Ahlak kültürümüz.

İslam Dini Mensuplarının Yaşadıkları Toplumlarında Korumakla mükellef oldukları değerler vardır. Bunlara zaruratı Diniyye de denilir. Bir toplum ya da ülkede Müslümanlar olarak bu değerleri koruyabiliyorsak o ülkeden hicret etmek gerekmez.

1- Nefsin(canın)korunması: Müslüman bireyler Müslüman olarak güven içinde yaşayabilmelidir.
Örnek: (İslam ülkesi olmayan ülkelerde, Müslüman kadın ve erkekler inançlarına muhalif vakıayla yaşamak durumundadırlar. Allah’a küfredilmesi haramdır. Saygı göstermek zorundadırlar. Peygamberimize hakaret edildiğinde sineye çekmek durumundadırlar. Zira bunlar o toplumlarda suç değildir.)
2- Aklın korunması: Akıl sağlığını bozacak şeylerin etkisi altına girme tehlikesi olmamalıdır.
Örnek: (İçki içmek, esrar, eroin kullanmak, felsefenin ateist söylemlerinin çocuklara öğretilmesi ama İslam değerlerinin öğretilmeyerek çocuklarımızın akıl sağlıklarının bozulması tehlikesi vardır.)
3- Dinin korunması: Dinin ve değerlerinin yasak olmaması, kuran ve sünnet eğitimi alınabilmesi ve seslendirilebilmesidir.

Örnek: (Allahın kanunlarının seslendirilmesi, toplu ibadet, nikâh, kurban, zekât toplanması ve dağıtılması, içkinin yasaklanması, açık saçık gezenlere engel olunması, çocuklarımız ve eşlerimizin kılık kıyafetleri ne aile reisi olarak müdahale edilmesi açıktan ezan okunması, kurban kesilmesi, çocukların sünnet ettirilmesi, evlilik ve boşanmalarda ve diğer miras gibi dini hükümlerin tatbik edilmesi bu ülkelerde yasaktır. Yani İslami değerlerin seslendirilmesi yaşanması ve yaşanmasına davet edilmesi ve tatbik edilmesi yasaktır.)

4- Neslin korunması: Ve çocuklara İslam değerlerimizin öğretilmesinin serbest olması. Çocuklarımızın ve nefislerimizin dini değerlerimizi yaşamamıza müdahale edilmemesi. Hayatın her alanında kendimiz ve aile bireylerimizin dini mali ve ahlaki güvenliğinin olması.
Örnek: (Müslüman ailelerin çocuklarının kanun kuvvetiyle ellerinden alınması ve eşlerinin erkeklerden kanun zoruyla uzak tutulması çoklukla karşılaşılan bir durumdur. Bu tehlikelerin olduğu bir ülkede yaşanılması haramdır.

5- Malın korunması: Sahip olduğumuz malların elimizden alınma, gasp edilme, ya da haram olan şeylere bulaştırılma tehlikesinin olmaması.

Örnek: (Müslümanlar her türlü ticari işlemlerinde faiz almak ve vermek zorundadırlar. İşyerlerinde insani ihtiyaçlar çerçevesinde sigara içme ve tuvalet ihtiyacı statüsünde ibadet serbesttir. Yoksa Allah’a inanma ve inancın gereklerini yapma hakkı kanunlar karşısında yoktur.

Yukarıda çok özet şekilde ifade ettiğim vakıa sebebiyle Müslümanların İslam ülkesi olmayan ülkelerde yaşamaları caiz olmaz. Ama eksik kültür ve birikim, Müslümanların dinlerini uygun şekilde öğrenmemeleri zaman zaman onları bu konularda dinleriyle çelişen sözler söyleme durumunda bırakabiliyor.

Müslümanlar Yahudi ve Hristiyanlarla arkadaşlık yapamaz, sevgi saygı minnet beslemezler.
Ayeti kerimede ''Allaha ve Ahiret gününe iman etmiş insanlardan Allaha ve Rasulüne isyan edenlere taat ve onlara sahiplenen bulamazsın. Babaları çocukları kardeşleri ve aileleri olsa da...'' buyrulmuştur. [1]

لا تجد قومـًا يؤمنون بالله واليوم الآخر يُوادّون من حاد الله ورسوله ولو كانوا آباءهم أو أبناءهم أو إخوانهم أو عشيرتهم  ((المجادلة/22


Müslümanlar Allaha ve Rasulune iman etmeyen ehli kitaba sevgi beslemez. Onları dostlar edemezler.
Ayeti kerimede: ''Ey iman edenler. Yahudileri ve Hrıstiyanları dostlar edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Kim onları dost edinirse onların dinine geçmiş olur. Elbette Allah Hakkı gördükleri halde uymayanları (zalimleri) hidayet etmez.
İmanlarında (Kalplerinde) hastalık olanları onlara yakınlaşmaya çalışır görürsün. Onlara yakın durmazsak başımıza bir bela gelir derler...'' [2]

يا ايها الذين آمنوا لا تتخذوا اليهود والنصارى أولياء بعضهم أولياء بعض ومن يتولهم منكم فإنه منهم إن الله لا يهدي القوم الظالمين   فترى الذين في قلوبهم مرض يسارعون فيهم يقولون نخشى ان تصيبنا دائرة فعسى الله أن يأتي بالفتح أو أمرٍ من عنده فيصبحوا على ما أسروا في أنفسهم نادمين

 

Ayette açıkça ifade edildiği gibi Ehli kitapla dostluk kurmak, onlara dayanmak, onlarla içli dışlı olmak, Allah yerine onlardan yardım ve fayda beklentisiyle onlara sarılmak dostluklarını kazanmaya çalışmak sahibini İslam dairesi dışına çıkaracak bir fiildir.
Dolayısıyla onların toplumlarında onların egemenlikleri altında zelil ve aşağılanarak yaşamakta haramdır. Kurtulma imkânı varsa oradan hicret edilmesi gerekir.

Müslüman bir Kadın Ailesinin yaşadığı gayri İslami kurallarla yönetilen ülkede ve İslami kurallara göre yönetilen ülkede ailesi ve eşinden ayrı olarak yolculuğa çıkmaz. Müstakil ev tutup oturmaz.
- Kadınların yol emniyeti olsa da mahremsiz yolculuğa çıkması caiz değildir.

لا تسافر المرأة إلا مع ذي محرم

Kadınlar mahremsiz yolculuğa çıkmasınlar hadisi var. [3]

لا يحل لامرأة تؤمن بالله واليوم الآخر أن تسافر مسيرة ليلة إلا معها رجل ذو حرمة منها

-Yine Allaha ve Ahiret gününe iman eden bir hanım yanında bir mahrem olmaksızın yolculuğa çıkmasın…[4]

C3-) Zaruratı Diniyye ile alakalı İslami değerlerin korunamadığı ülkeye gidip yerleşmek caiz değildir.
Bu tür ülkelerden İslam Toplumlarının güçlü olduğu yerlere göç etmek ise farzdır. Değişik engeller sebebiyle buna güç yetiremeyen ya da fırsat bulamayanlar mazur olabilirler. Ama ellerinden hicret etmek geldiği halde etmeyip Allahın emirlerini yaşadıkları toplumda yasak olduğu için yerine getirmeyenler günahkâr olurlar ve bu günahları sebebiyle Ahirette azap görürler.

Mülahaza: Aziz Akcair
Hocam ayette dost edinmeyin yazıyor peki irşad ve tebliğ nasıl yapılacak? Ali imran suresinin 113 ve 114 ayetlerini nasıl anlayacağız?

 
el Cevab: Esasen kuran ayetlerinin tercümesi (cümle olarak tercümesini kastediyorum) sıkıntı sebebidir. Ayetlerin tefsiri gerekir. Tercümesi ve tercümesi üzerine hüküm bina etmek hatalı olacaktır.
--
Ayetteki '' evliya '' kelimesini ; ''dostlar edinmeyin'' şeklinde tercüme etmek sıkıntı oluşturmaktadır. Dost edinmemek şeklindeki tercüme yetersiz kalmaktadır. Ayette Yahudi ve Hristiyanları dost edinmek; İslam dairesinden çıkmayı gerektiren bir itikadi günah olarak ifade edilmektedir. Ayette dost edinenler hakkında ayrıca ''kalplerinde maraz olanlardır'' ifadesi de geçmektedir.
(ayet münafıklar hakkında değildir. Ayetin başında Müslümanlara değil dikkat edin '' İman edenlere'' hitap edilmektedir. Bunun manası şu olur. Kim Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin emrine uymazsa iman dairesinden çıkar ve bu fiili onun kalbinde maraz olduğu ve imanının bozulduğu manasına gelir.

Yukarıda yazdıklarım çok sayıda tefsir kitabında geçer. Örneğin İmam Kurtubi’nin Ahkamul Kuran isimli tefsirinin ilgili bölümünü okuyabilirsiniz. Bkz. [5]

( قوله تعالى : ياأيها الذين آمنوا لا تتخذوا اليهود والنصارى أولياء بعضهم أولياء بعض ومن يتولهم منكم فإنه منهم إن الله لا يهدي القوم الظالمين
 
فيه مسألتان :
 
الأولى : قوله تعالى : اليهود والنصارى أولياء مفعولان ل تتخذوا ; وهذا يدل على قطع الموالاة شرعا ، وقد مضى في " آل عمران " بيان ذلك . ثم قيل : المراد به المنافقون ; المعنى يا أيها الذين آمنوا بظاهرهم ، وكانوا يوالون المشركين ويخبرونهم بأسرار المسلمين ، وقيل : نزلت في أبي لبابة ، عن عكرمة . قال السدي : نزلت في قصة يوم أحد حين خاف المسلمون حتى هم قوم منهم أن يوالوا اليهود والنصارى ، وقيل : نزلت في عبادة بن الصامت وعبد الله بن أبي بن سلول ; فتبرأ عبادة رضي الله عنه من موالاة اليهود ، وتمسك بها ابن أبي وقال : إني أخاف أن تدور الدوائر . بعضهم أولياء بعض مبتدأ وخبره ; وهو يدل على إثبات الشرع الموالاة فيما بينهم حتى يتوارث اليهود والنصارى بعضهم من بعض .
 
الثانية : قوله تعالى : ومن يتولهم منكم أي : يعضدهم على المسلمين . فإنه منهم بين تعالى أن حكمه كحكمهم ; وهو يمنع إثباتالميراث للمسلم من المرتد ، وكان الذي تولاهم ابن أبي ثم هذا الحكم باق إلى يوم القيامة في قطع الموالاة ; وقد قال تعالى : ولا تركنوا إلى الذين ظلموا فتمسكم النار وقال تعالى في " آل عمران " : لا يتخذ المؤمنون الكافرين أولياء من دون المؤمنين وقال تعالى : لا تتخذوا بطانة من دونكم وقد مضى القول فيه ، وقيل : إن معنى بعضهم أولياء بعض أي : في النصر ومن يتولهم منكم فإنه منهم شرط وجوابه ; أي : لأنه قد خالف الله تعالى ورسوله كما خالفوا ، ووجبت معاداته كما وجبت معاداتهم ، ووجبت له النار كما وجبت لهم ; فصار منهم أي : من أصحابهم . )
 

Dost Edinmekle Medeni İletişim Kurmak Arasında Fark Vardır.
Müşrikler ve ehli kitabın dost edinilmesi, onlarla insani ilişkiye girilmesinden farklı bir olgudur.
Dost edinilmeleri haramdır. Ve ayette açıkça ifade edildiği üzere İslam dairesi dışına çıkış sebebidir.
Konunun ''vela ve bera'' boyutu da vardır. Müminler yalnızca müminlere sevgi saygı ve bağlılık beslemek yükümlülüğündedirler. Ve yalnızca Allah tanımazlardan ve Ehli kitaptan ve inanışlarından teberri etmek kendilerini korumak durumundadırlar. İman edenler aralarında merhametli ama kafirlere karşı şiddetlidirler ayeti buna işaret eder.

Müslümanlar İslam değerleri çerçevesinde birbirleriyle ilişki kurup dostluk yaparlar. Bu durum hayatın her alanında ölçüleri ve kuralları kuran ve sünnetle çizilmiş bir alandır.

Gayrimüslimlerle Medeni İletişim Düzeyinde İlişki Kurmak Caizdir.
Gayrimüslimlerle ve ehli kitapla insani ilişki ve medeni hayat gerekleri düzleminde bir iletişim kurmak caizdir. Onun ilerisine geçmek Allaha olan küfürlerine rağmen, peygamberimizi inkar etmelerine rağmen kutsallarımızı reddetmelerine rağmen, bizim ahlak değerlerimizi açık açık çiğnemelerine rağmen asla caiz olmaz.
Bizim ülkelerimizin başına sardıkları belalar, ekonomik çıkarları için yaptıkları hileler, ülkelerimizin yönetimlerine gelen insanların bazılarını bir şekilde etki altına alarak yaptırdıkları ihanetler bireysel ve toplumsal düzeyde onlarla dostluk kurmamıza engel başka başka sebeplerdir.

Gayri Müslimlere İslam Dininin Tebliği Sadece İslam Alimlerinin Yükümlülüğüdür.
Sıradan Müslümanların Gayrimüslimlere İslam tebliğ etme sorumlulukları yoktur. Hatta yetersiz ve ya eksik bilgilendirme yapmaları riski varsa bu hata da olacaktır.
İslam alimlerinden her bireyin değil, Emri bil maruf ve nehyi anil münker yapma altyapısı olan ilim adamlarının İslam Dinini tebliğ etmeleri onların görevleridir.

 


[1] el Mucadile 22
[2] el Maide 51-52
[3] el Buhari, es Sahih H No: 1029; ve Muslim, es Sahih H No: 2390; Ebu Davud es Sünen, H No: 1469; Ahmed b Hanbel, el Musned H No: 4476; el Beyhaki, es Sünen el Kubra H No: 4974
[4] Muslim es Sahih H No: 1338; İbn Hıbban, es Sahih H No:2790
[5] el Kurtubi, Ahkamu'l-Kuran VI.157-158

Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort