Hit (5503) F-16

Kuran Öğretme Karşılığı Ücret Almanın Hükmü, Ücret Karşılığı İmamlık Yapmanın Hükmü,Mescidlere İmam Tayin Edip Başkalarının Namaz Kıldırmasını Yasaklamanın Dayanağı Varmıdır,İbn Abidinin Konu Hakkındaki Fetvası

İlim Dalı : Fıkıh Konusu : Devlet Görevi Almak
Soruyu Soran : Cevaplayan : Önder Nar
Cevaplayanın Mezhebi:
Ekleyen : /2014-05-15 Güncelleyen : Sümeyye Abacı/2020-04-17

Kuran Öğretme -Kuran Öğretme Karşılığı Ücret Almanın Hükmü -Ücret Karşılığı İmamlık Yapmanın Hükmü -Mescidlere İmam Tayin Edip Başkalarının Namaz Kıldırmasını Yasaklamanın Dayanağı Varmıdır -Ücret Karşılığı Namaz Kıldıran İmamların Arkasında Namaz Kılmanın Hükmü -Kuran Kurslarında Kuran Eğitimi Vermek İçin Görev Almanın Hükmü -İbn Abidinin Konu Hakkındaki Fetvası -Vehbe Zuhaylinin Konu Hakkındaki Fetvası -

Giriş:
Kuran okutma ve imamlık gibi taatler karşılığı ücret talep etme hanefi fıkhında haramdır. Diğer mezheplerde durum aynıdır. Zamanın akışı içinde müteahhirun dan bazı alimler zaruret şartlarının oluştuğuna hükmederek bu yasağın zarurete binaen cevazına hükmetmiştir.
Aşağıda maddeler halinde bu meseleyi özetleyip delillerini kaynaklarıyla birlikte ifade ettim.

1-İmamlık Ve Müezzinlik Gibi Görevlere Karşılık Ücret Alınması Hanefi Mezhebine Göre Haramdır. Şafiiler ve Hanbeliler de aynı kanaattedir.

Hanefilerin Fetvaları İçin;  
Bkz. es Serahsi, el Mebsut I.140 vd.; İbn Nuceym, el Bahru'r-raik, I.268; İbn Abidin, Resail, I.163 (İbn Abidinin nakilleri ve görüşleri hakkında ayrıca yazacağım); Haşiyetu İbn Abidin, I.378; el Feteva'l-bezzaziyye, V.37 vd.; el Mavsili, el İhtiyar, II.60 Vd.; Damad Efendi, Mecmau’l-enhur II.384; el Merğinani, el Hidaye Maa Fethi'l-kadir, VII.179 (el Hidaye, III.269 )

Şafiilerin fetvaları için;
Bkz. er Rafii, Fethu'l-Aziz şerhu'l-veciz, XII.288 vd.; en Nevevi, Ravdatu't-talibin, V.188; eş Şirbini, Muğni'l-muhtac, II.344.

Hanbelilerin Fetvaları İçin;
Bkz. İbn Kudame, el Muğni, VIII.136.

Malikilerin Fetvaları İçin;
Bkz. İmam Malik, el Mudevvene, IV.420 vd.; el Karafi ,ez Zahira, II.62 vd.

2-Bir Mescide ''Sadece O Namaz Kıldırabilir ''Kaydıyla Belirli Bir İmam Atanması Meşru Değildir.

Hadisi şerifte;

(يَؤُمُّ الْقَوْمَ أَقْرَؤُهُمْ لِكِتَابِ اللَّهِ، فَإِنْ كَانُوا فِي الْقِرَاءَةِ سَوَاءً فَأَعْلَمُهُمْ بِالسُّنَّةِ، فَإِنْ كَانُوا فِي السُّنَّةِ سَوَاءً فَأَقْدَمُهُمْ هِجْرَةً، فَإِنْ كَانُوا فِي الْهِجْرَةِ سَوَاءً فَأَقْدَمُهُمْ سِلْمًا وفي رواية فَأَكْبَرُهُمْ سِنًّا ، وَلَا يَؤُمَّنَّ الرَّجُلُ الرَّجُلَ فِي سُلْطَانِهِ، وَلَا يَقْعُدْ فِي بَيْتِهِ عَلَى تَكْرِمَتِهِ إِلَّا بِإِذْنِهِ) .

​‘’Sizlere en Allah'ın kitabını en iyi okuyanınız imam olsun, bunda eşit olanlar olursa sünneti en iyi bileniniz imam olsun, bunda da eşitler olursa o zaman diğerinden daha önce hicret eden imam olsun, bunda da eşitlik olursa yaşça büyük olan imam olsun, sizden biriniz evinde ya da evi hükmündeki yerde bir şahsa onun izni olmadan imamlık yapmasın’’ [1]rivayeti buna delildir.
Bir mescidde cemaat toplanınca efendimizin bu emri çerçevesinde davranılmalıdır. Okuyuşu zayıf olan, kıraat ve fıkıh bilgisi az olan biri bir ilim adamı varken onun önüne geçmemelidir.

Memurluk gereği buna uymamak sünneti ihmal etmektir. Hükmü sünnet olan cemaatle namazı koruyup hükmü sünnetle sabit olan imamete geçme sıralamasını ihmal dini ölçülere uymaz...
İmamete kimler ehildir konusundaki onlarca hadis dikkate alınmadan yapılacak görevlendirme sünnete muhalif unsurlar içerdiğinden doğru olmayacaktır.

3-Ama bu iki uygulama, cumhuriyet döneminde dini işlerin düzenlenmesi ve kontrol altında tutulması kasdıyla kanunlaşmış, zorla dayatılmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluş amacı ve görevleriyle alakalı kanun ve yönetmeliklere bakmak yeterli delildir. Tek Parti dönemi düzenlemesi olan Diyanet İşleri Kanunu çerçevesinde namazın kur'anın mealiyle kılınması mecburiyeti getirilmesi vs. uygulamaları akla getirin.

4-İslam fıkhını bilenler ,bir namaz vaktinde mescidde toplanan cemaatten en fakih olanın imam olmasıyla alakalı hadisi şerifi bilirler. 
Cuma ve bayram namazlarında ise devlet başkanının atayacağı hatibin namazı kıldırması hanefi müctehidlerinin islam devlet başkanına (ictihadla) tanıdıkları bir yetkidir.
Hadisi şerifte; 
عَنْ عَمْرِو بْنِ سَلَمَةَ رضي الله عنه أن أباه أتى من عند النبي صلى الله عليه وسلم فقال لقومه : جِئْتُكُمْ وَاللَّهِ مِنْ عِنْدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَقًّا ، فَقَالَ : (صَلُّوا صَلَاةَ كَذَا فِي حِينِ كَذَا ، وَصَلُّوا صَلَاةَ كَذَا فِي حِينِ كَذَا ، فَإِذَا حَضَرَتْ الصَّلَاةُ فَلْيُؤَذِّنْ أَحَدُكُمْ ، وَلْيَؤُمَّكُمْ أَكْثَرُكُمْ قُرْآنًا) .قال عمرو : فَنَظَرُوا فَلَمْ يَكُنْ أَحَدٌ أَكْثَرَ قُرْآنًا مِنِّي ، فَقَدَّمُونِي بَيْنَ أَيْدِيهِمْ ، وَأَنَا ابْنُ سِتٍّ أَوْ سَبْعِ سِنِينَ .

Amr b seleme hadisi ;
’Babam peygamberimizin yanından geldi ve şöyle anlattı. Peygamberimizin yanından geliyorum şöyle buyurdular, şu namazı şu vakitte, şu namazı şu vakitte kılın… Namaz vakti girince aranızdan birisi ezan okusun ve size en çok kuran ezberinde olanınız imamlık yapsın…’’ [2]

Cuma ve bayram namazlarının halifenin atadığı imam tarafından kıldırılması ictihadı geniş şekilde fıkıh kitaplarında yer bulan bir bilgidir. (Bunun konuyla direk alakası yok sonra bir ara yazarım)

5-İmamlık Yapma Karşılığı Para Alınması İbadet İçin Para Alınması Manasıyla ''Rencide Edici'' Bir Durumdur.Ama Diğer Taraftan, İmamlıkla Alakalı Hükümleri Bilenler Tarafından Cemaatlerin Eda Edilmesinin Temin Açısından da Çok Güzel Bir Tedbirdir.
İmamlık görevi esas değil de, cami cemaatini eğitme ve kayyumluk için görev verilen ve maaş bağlanan birisinin ilimde uygun durumda olması gözetilerek camilerin cemaatlerine ve mahalle halkına hizmet götürülmesi anlayışıyla cevaz verilen ücret alma durumu, zamanla imamlık için para alınmasının cevazı anlayışına dönüşmüştür.
Halbuki bu anlayış hatalıdır. Bugünlerde vekaletle kurban kesme anlayışı da çığrından çıkmak üzeredir. Peygamberimiz vekaletle kurban kesmeyi değil bizzat kendisi kurban kesmeyi emretmiş,takat yetiremeyenlerin bir kasaptan istianesine izin verilmiştir.
Vekaletle kurban bu çerçevede meşru iken bugün fakir ülkelerde kurban keseceğiz ve dağıtacağız, bahanesiyle bankaya para yatırılıp kurban kesme haline dönüşen bir kurban ibadeti ortaya çıkmıştır. 


Esasen caizlik vechi varken;
-Haram olan vechinden yol alarak, meseleye zarurete binaen cevaz vermek; içinde yaşanılan zamanın anlayışının ürünü olsa gerektir.

Belirli bir ücret verilmesini şart koşmadan imamlık yapıp neticede cemaaten gelecek hediyeleri kabul etmek caiz görülmüştür. Ama namaz kıldırmak için belirli bir ücret almayı şart koşmadan namaz kıldırmak ve kendisine verilecek para veya hediyeleri almak caiz görülmüştür .
İbn Nüceym şöyle der; ‘’bir şart koşmaksızın imamlık yapsa, cemaat te onun ihtiyaç içinde olduğunu bildiklerinden aralarında para toplayıp ona verseler ve her namaz için bunu yapsalar, bunda bir beis olmaz, hatta güzel de olur. Onun da bunu alması helal olur[3]

-Meselenin tartışmaya konu olma sebebi: ibadetleri yaparken ücret almanın caiz olup olmamasıdır.
İbn abidin bunu şöyle ifade eder. ‘’Amel taatsa, onun yapılmasında ücret alınması taatlerde ücret alınmasının haramlığı sebebiyle haramdır.’’ [4]

6- İbadetler Allah Emrettiği İçin Yapılacağından Başka Bir Niyetin İbadet Yapmada Gözetilmesi Amelin İbtaline Sebeptir.
Üç şey ameli ibtal eder. Bunlardan biri imandan sonra şirke düşmek , diğeri riya için amelin yapılması , üçüncüsü başa kakmaktır.
Her iman edenin bildiği gibi, Allah ibadetleri sadece kendisine taat için farz kılmıştır. Onun emri sebebiyle yapılan bir taati para için de yapmak ameli iptal edecektir.

7--İmamlık Nedir :
İmamlık, namaz ibadetinde dini açıdan cemaate imamlık yapma ehliyetinde olan bir şahsın diğer müminlere dini naslarda belirtildiği ve efendimizden görüldüğü üzere liderlik yapmasıdır.
İbn Abidin şöyle tanımlar: ‘’rabtu salati'l-mutemmi bi'l-imam ‘’ "imamlık cemaatin namazlarının imamlık yapana bağlanmasıdır.’’ [5]

8- Haramlık Delili Olan Hadisler ;
1- Osman b. Ebi’l As Hadisi:
’Efendimize beni kavmime imam tayin et ey Allahın rasulu dedim o da seni onlara imam tayin ettim , en zayıflarına göre davran,ve kendine ezan okumasına karşılık ücret talep etmeyecek bir müezzin bul ‘’[6] buyurdular.
Hadiste efendimiz ücretle müezzin tutmayı nehyetmiştir. Nehy tahrim ifade eder.

2- Ubey b. Ka’b Hadisi
"Birisine kuran öğretmiştim o da bana karşılığında bir yay hediye etmişti. Bu durumu Allah rasulune haber verince alırsan ateşten bir yay almış olursun buyurdular. Hemen yayı sahibine iade ettim.’’[7]
Hadisi el Elbani tashih etmiştir.[8]

3- Ebud Derda Hadisi;
"Kim kuran öğretmesine karşılık bir yay alsa yüce Allah onu ateşten bir yay ile azab eder’’[9]

4- Ubade b. Es Samit Hadisi:
"Suffe ehlinden birilerine kuran öğrettim aralarından biri bana bir yay hediye etti. Kendi kendime bu bir mal sayılmaz ve bununla Allah yolunda cihad ederken kullanırım dedim. Allah rasulüne de mutlaka caiz olur mu diye sormaya azmettim. Ve ey Allah'ın rasulü kur'an öğretmem  ve din öğretmem karşılık bir adam bana yay verdi mal değil ve bende onu cihad ederken kullanırım olurmu diye sordum. Eğer ateşten bir yayla azab edilmek istiyorsan kabul et’’[10] buyurdular.

5- Abdurrahman b. Şibl Hadisi ;
"Kur'an okuyun ama onunla rızık kazanmayın… "[11]

6- İmran b. Huseyn Hadisi;
"Kim Kur'an okursa karşılığını Allah'tan istesin sizden sonra bir topluluk gelir kuran okurlar ve buna karşılık halktan ücret telep ederler.’’ [12]

10-Günümüzdeki Fetva Da Değişiklik Oldu Denilmesinin Mahiyeti Nedir; 
Günümüzdeki durum şudur. Cami de görevli müezzin ya da imamlar üç açıdan para alma durumundadırlar.
1-Namaz kıldırmak için camide görev almak.
2-Caminin açık kalmasını ve namaz kılmaya uygun halde kalmasını temin etmek.
3-Dini ve diğer konularda cami merkezli olarak dersler vermek.

1. Açıdan hüküm: Namaz kıldırmak için ücret almak haramdır. Haramlık illeti baki olduğu müddetçe devam eder.
Zaruretler bütün mahzurlu şeyleri mübah kılmaz. Bazı şeyleri mübah kılar.
İbadetleri parayla yapmak namazı ifsad edecektir. Kendi nefsinde namazı sahih olmayanın başkasına imameti caiz olmaz.
2. Açıdan hüküm: Caminin açık kalması ve ibadete uygun halde tutulması vazifesi için ibadet olmadığından para almak caizdir. İmamlık ve müezzinlik görevlerinin tanımlarına bu konulursa haramlık endişesinden kurtulunur. Her zaman görev yerlerinde bulunmalı ve kendilerinden daha imamlık şartlarında iyi biri cemaatte hazır bulunmadığı müddetçe imamlık görevini deruhte etmelidirler.
3. Açıdan hüküm: İslami ilimler öğretmek ibadet değildir. İmanın gereği salih ameldir. Ve farzı ayn değil farzı kifayedir. Bir grubun yapmasıyla diğerlerinden sorumluluk düşer. Kur'an okuma ve öğretmek karşılığında ücret almakla alakalı sabit bir hadisle yasaklama olduğundan, kuran öğretmekle alakalı cevazdan söz edilemez. La İctihade Maa'n-nas kuralı herkesçe bilinmektedir. Hiçbir kimsenin Allah rasulunun açık emrinin üzerine söz söyleme yetkisi de yoktur. Söz söylerse bunun geçerliliği de yoktur.
Ama diğer ilimleri ücretle öğretmek hakkında nas yoktur. Mali açıdan zor durumda olanlar bu işlere vakit ayırmaları karşılığında ücret alabilirler.
İmam tayin etmek ve bu isimlendirme eski zamanda cami hocası ve kayyumu şeklindeydi. Ve mesele ifade ettiğim üç ana asıldan son iki asıl üzerine oturtularak halledilmişti.
Son dönem ulemasının cevaz fetvaları ibadetlerin ücretle yapılmasına değildir. Fetvaya asıl bu olsa ibadetin ücretle yapılması illeti ve onunda fesadı fetvaya geri dönerdi. Son dönem uleması kur'an ve ilimlerinin zay olması ve cemaatle namaz şiarının kaybolmasından korkarak zaruret mesabesinde gördükleri ihtiyaca binaen o görevleri deruhte edenlere ücret verilmesine cevaz vermişlerdir.
Zarurete binaen verilen cevaz hali normal bir hal değildir. Bunun üzerine cevaz asılmış gibi hüküm verilmesi asla caiz olmaz.

Bugün meselenin hallediliş vechini tam ve net olarak bilmeyen cami görevlileri ve diyanet bürokratları ortaya çıkınca bunu tekrar hatırlatmak gereği ortaya çıktı.
Olay bundan ibarettir.
Size söylediğim şeyin ana çerçevesini çizdim. Umarım anlaşılmıştır.

11- Meselenin Netice İtibarıyla Faydası Nedir;
Fayda şuradadır. İbadetler memuriyet konusu yapılamaz. İbadet karşılığında ücret alınamaz.
Cami görevlilerime cami hocası ve kayyumu manasında imam denilebilir. Ama imam tayin edilmesi dindeki hükmü sünnet olan cemaatle namaz ibadetinin meşruiyet çerçevesine müdaheledir. Sünnetle tesbit edilmiş imamete geçme sıralaması sabittir, Şuan ki uygulamadan, sünnetteki bu kuralın ihlal edilerek, bir şahsın arkasında namaz kılma mecburiyetinde bırakılması mahzuru oluşmuştur.

Ortaya çıkan mahzurlar nelerdir ;
-İmamların çoğu temizlik, ibadetler fıkhı konularında bilgili değildir.
-İmamların çoğu dindar değildir. Ve çoğunluğu tarafından  sakal sünneti -kanunen serbest iken–terk edilmektedir.
-Kuran okuma ve dini bilgi seviyeleri imamlık yapmaya uygun olmayan çok sayıda imam vardır.
-Faiz yiyen, piyango ve at yarışı oynayan, sigara içen çok sayıda imam ya da müezzin vardır. Son diyanet işleri başkanlarından birisi makamında tavla oynarken tesadüf edilmiş, bunun onun tutkularından olduğu ortaya çıkmıştır.
-Sadece maaşından dolayı imamlık yapan imamların sayısı azımsanamayacak kadar çoktur. Halbuki cevaz fetvası maişet ile ilgilenmek sebebiyle ilim neşrine vakit bulunamamasının üzerine bina edilmişti. Bu sebeple cami cemaatinin dini sorun ve ihtiyaçlarıyla asla ilgilenmemektedirler.

Camileri rızık kapısı gören insanlar, müslümanların arasında önemli bir yeri olan cemaatla namaz imamlığı, vaaz yoluyla cemaatin irşadı ve mahalle cemaatinin çocuklarının eğitimicuma ve bayram hutbelerinde cemaatin irşadı sorumluluğunu ifsad etmektedirler.
Camilerde maaşlı görevli bulunmalıdır. Bu caizdir.
İmamlık yapma konusunda cemaat bilinçlendirilmeli ama uyutulmamalıdır.
Camilere musallat olmuş; itikadlarının bile delillerini bilmeyen bu asalak sınıf temizlenmeli, dini ilimlerde ehliyet sahibi müminlerden olmalarına özen gösterilerek bu yara tedavi edilmelidir.

İbn Abidin'in Şifau'l-alil İsimli Makalesi Çerçevesinde İmamlık Müezzinlik Gibi Taatleri Ücret Karşılığı Yapma Meselesi Ve Hanefi Fıkhındaki Yeri, Vehbe Zuhaylinin Konu Hakkndaki Fetvası tıklayınız;


 

 


 

[1] Muslim, es Sahih, h no: 2373 , es San’ani, Subulu’s-selam I.424 ,h no: 381

[2] el Buhari, es Sahih, h no: 4302, es Sanani, Subulu’s-selam, I.423, h no: 380

[3] İbn Nuceym, el Bahru'r-raik, I.268

[4] İbn Abidin, Şifau’l-alil,I.154

[5] ibn Abidin, ed Duru’l Muhtar Maa Haşiyet İbn Abidin I.163

[6] Ahmed b. Hanbel, IV.29 HNo: 16250, 16252; Ebu Davud, es Sünen,es Salat, I.146 H no: 531 ; en Nesai,es Sünen, I.351; İmam Malik, el Müdevvene IV.420; et Tirmizi, es Sünen, I.409,410; İbn Mace,es Sünen, I.236;

[7] İbn Mace,es Sünen, II.730 HNo : 2158 ; el Beyhaki, es Sunenu'l-kubra, VI.207

[8] Bkz. el Elbani, İrvau'l-Ğalil, HNo :1493

[9] el Beyhaki, es Sunenu'l-Kubra, VI.208 H No: 11680, Bkz. el Heysemi, Mecmau'z-zevaid, IV. 298.

[10] Ebu Davud, es Sünen, III.264 Hno: 3416; İbn Mace, es Sünen, II.730, Hno: 2157; el Beyhaki, es Sünenu'l-kubra, VI. 206, H no:11681; et Tahavi, Müşkilu’l-Asar, XI.111

[11] Ahmed b.Hanbel, el Musned, III:551, H no: 15507; et Tahavi, Şerh Maani'l-Asar, III. 18

[12] et Tirmizi, es Sünen, V.164, H no:2917; Ahmed b.Hanbel, el Musned, IV. 587, H no:19887.

Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort