Künyesi : | Lakabı : |
Tabakası : 19.Yüzyıl | E-Posta : |
D.Yeri : İstanbul/Sarıyer | D.Tarihi : 1832 |
Ö.Yeri : Yunanistan/Atina | Ö.Tarihi : 1885 |
Görevi : Memur,Mutasarrıf | Uzm.Alanı : Gazeteci, yazar |
Görev Aldığı Kurumlar : | Mezuniyet : |
Bildiği Diller : Fransızca, İngilizce, İtalyanca | Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak : |
Ekleyen : Nurgül Çepni/2010-03-04 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Agâh Efendi, Çapanzâde
Tercümân-ı Ahvâl gazetesini yayımlayan gazeteci.
1932 yılında İstanbul Sarıyer'de doğdu.
Babası Yozgatlı Çapanzâde Ömer Hulusi Efendi'dir.
İlk tahsilinden sonra 1842 yılında Galatasaray Tıbbiye-i Şâhâne-i Adliyye'sinin hazırlık sınıfına girdi.
Yedi yıl devam ettiği bu okulu bitiremeden ayrıldıysa da burada Fransızca, İngilizce, İtalyanca öğrendi ve 1849’da Babıâli Tercüme Odası'na memur oldu.
Paris sefirliğine tayin edilen Rıfat Veliyyüddin Paşa'nın maiyet kâtibi olarak 1852 yılında Paris'e gitti.
Üç yıl sonra bazı önemli yazışmaları Babıâli'ye ulaştırmak göreviyle İstanbul'a döndü.
Önce Karantina müdür muavinliğine, daha sonra 1855’de Rumeli orduları baş mütercimliğine tayin edildi.
Bu görevdeyken Viyana Muahedesi gereğince Kars'ı teslim almaya memur edilen Anadolu müşirinin maiyetinde bulundu (1856).
Kırım Savaşı bittikten sonra baş mütercimlikten istifa etti ve Mostar'da mutasarrıf vekili oldu (1857).
Birkaç yıl sonra bu görevden de ayrılarak İstanbul'a döndü.
Şinâsi ile birlikte 22 Ekim 1860’da Tercümân-ı Ahvâl'i çıkarmaya başladı.
Bir yandan gazetenin neşriyle uğraşırken diğer yandan bazı devlet dairelerinde çalıştı.
1861 yılında Postahâne-i Âmire nâzırı oldu.
Posta idaresinin ıslahı için yeni uygulamalara girişerek ilk defa posta pulu kullanma usulünü yürürlüğe koydu (1862).
Bir süre Vapurlar nazırlığı, Ereğli Kömür Madenleri nazırlığı yaptıktan sonra Dîvân-ı Muhasebat üyeliğine tayin edildi.
Bu görevdeyken Yeni Osmanlılar Cemiyeti'ne girdiği anlaşıldığından vazifesine son verildi.
10 Mart 1866'da 792. nüshasını çıkardıktan sonra gazetesini kapattı.
Yeni Osmanlılardan Ali Suâvi ve diğer bazı kişilerle birlikte 31 Mayıs 1867’de Fransa'ya kaçtı.
Oradan Nâmık Kemal, Ziya Bey (Paşa) ve Ali Suâvi ile önce Londra'ya, sonra Brüksel'e geçti.
Brüksel'den, Yeni Osmanlılar'ın yayın organı olarak Londra'da çıkarılan Muhbir ve Hürriyet gazetelerinin yayım çalışmalarına katıldı.
Âlî Paşa'nın ölümünden sonra, Sultan Abdülaziz'in 42. doğum yıl dönümünün Berat kandiline rastlaması vesilesiyle çıkarılan aftan faydalanarak Kasım 1871’de İstanbul'a döndü.
22 Temmuz 1872’de İzmit mutasarrıflığına tayin edildi.
Bir süre sonra bu görevinden alındıysa da V. Murad padişah olunca yeniden aynı göreve getirildi (13 Temmuz 1876).
II. Abdülhamid tarafından Şûrâyı Devlet âzalığına tayin edildikten bir müddet sonra azledilerek önce Bursa'ya, oradan da Ankara'ya sürüldü (1877).
Daha sonra affedilerek 1884 yılında Rodos mutasarrıflığına tayin edildi.
Nâmık Kemal'le yeri değiştirilerek Midilli mutasarrıflığına gönderildikten sonra Ekim 188S'te Atina sefiri oldu.
Atina Büyükelçiliği görevindeyken Aralık 1885'te öldü.
İstanbul'da Sultan II. Mahmud Türbesi hazîresine gömüldü.
İlk yirmi dört sayısını Şinâsi ile birlikte çıkardığı Tercümân-ı Ahvâl, Türkiye'de gazetecilik anlayışının yerleşmesi yolunda büyük hizmet görmüştür.
Gazetecilik ve idarecilik yanında bazı piyes denemeleri yapmışsa da bunların önemli çalışmalar olduğu söylenemez.
Gazetecilik dışında onun yaptığı asıl hizmet, Türkiye'de posta idaresinin gelişmesi hususundaki çalışmalarıdır.