Hit (767) Y-2268

Aykut Edibali

Künyesi : Lakabı :
Tabakası : 19.Yüzyıl E-Posta :
D.Yeri : Afyon Sandıklı’da D.Tarihi : 1942
Görevi : Milletvekili,Siyasetçi Uzm.Alanı : Devlet Adamı,Gazeteci, yazar
Görev Aldığı Kurumlar : Mezuniyet :
Bildiği Diller : Mezhebi : İtikad : , Amel : , Ahlak :
Ekleyen : /2008-02-18 Güncelleyen : /0000-00-00

Aykut Edibali
Afyon Dumlupınar İlkokulu (1953 ) Afyon Ortaokulu ( 1956), Afyon Lisesi (1959), İÜ Hukuk Fakültesi ( 1963) Mezunu.Afyon'da Hizbu’t-Tahrir’in Halka Çalışmaları'na Arkadaşlarıyla katıldı.
1967 de Yavuz Aslan Argun, Kemal Yaman Arkadaşlarıyla birlikte MBD (Mücadeleciler Birliği) kurarak bu Derneğin Çevresinde gelişen Fikir ve Gençlik Hareketlerinin Öncülüğünü yaptı. M.E. Alpkan'ın Ev'ine Teklifsizce girip çıkabilmektedirler. Bu ikisi, Devlet'e Bağlılıkları Güçlü Mehmet Emin Alptekin, Ömer Öztürkmen, İrfan Atagün gibi Şahıslar'ın ve Devri'n Türkçüleri tarafından yönetilen Milliyetçiler Derneği ile Aydınlar Ocağı'nda kümelenen Çevrelerin Telkinlerine Muhatap oluyorlar; Ziya Uygur gibi Devrin Türk-İslamcıları’ndan Özel Dersler alıyorlardı.
Konya'dan Afyon'a Yaz İmamlığı ve Vaizlik için gelen Mevlut Baltacı ve Mevlut İslamoğlu Onunla tanıştılar.Konya'da, İstanbul'da, Adana'da vs Yerleşim Birimleri'nden Gençler Hareket'e katılırlar.
"Bu Gençlerin Fikri Beslenme Kaynakları ise genellikle Türkiye'de İslami Uyanış’a Katkı sağlayan Çeviri Kitaplar ve İslami Hareketler'in Anlayışlarını aktaran Şifahi Bilgilendirmelerdi. Bu Gençler'in Konya Yüksek İslam Enstitüsü Talebe Cemiyeti Ad'ına daha sonra "İslam Medeniyeti Dergisi’ne dönüşen ve Türk-İslamcılar'ının çıkarttıkları Yeni Ümit Dergisi Önemli bir Fikri Canlılık oluşturuyor ve Dergi çıkartanları, karşılaşılan Sorunlar'ın Çözüm'ü için Kur'an Ayetleri'nin ve Hadisler'in Başlıklar Halinde Tasnif'ine çalışıyorlardı. Tasavvuf'u ve Felsefi Tartışmalar'ı İslam Akaidi'nden Sapma olarak görüyor, İnsanları Dinler'ini Tahkik etmeye çabalıyor, özellikle İmam ve Müftüleri İkaz ediyor, Mahalli Çalışmalar'da Halk içinde Önemli Kazanımlar sağlıyorlardı. Sahabe Nesli'ni İdealize eden bu Gençler, Sahabe Kardeşliğni Kurumlaştırma İdeali ile çokça Siyer ve İlk Dönem İslam Tarihi’ni okuyor, İslam Devleti’nin yeniden nasıl kurulacağının İmkanlar'ını tartışıyordu. Oluşturdukları Arşivler'de Hilal Dergisi vardı."
1970 de Otağ Yayınevi ve Tesisler'ini kurdu.3 Şubat 1970 de YMM Dergisi'ni çıkardı. Dergi 16 Sayfa, Büyük Boy, Ön Kapak Sayfası Renkli ve Resimliydi. Tirajı 12-20.000 arasında değişti. Kadro Elemanları tarafından dağıtılıyordu. Büyük Şehirler'in İşlek Merkezleri'nde de Slogan ve Vurgulu anlatım'ıyla adeta Gösteri'yi andırır bir şekilde Dergi Tanıtım Ekipleri tarafından Satışlar yapılıyordu.
Türk Milleti, Millet'in altındaydı. Millet İdeolojisi İslam'ı Temsil eder. Aziz Türk Milleti, Büyük Türk Millet.TMM nin sadece Askeri Başarı ile Sınırlı kaldığını ve Millet’in Fikri, Siyasi, Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Alanlar'da Yeniden Bağımsızlığının ve Kurtuluş'unun sağlanması gerekiyordu. Millet Düşmanları'nın Hile ve Planları Deşifre edilecekti.
Eğitim'de Esas aldıkları Çalışmalar'ın 3 Dergi’nin İlk Yayın Yıl'ında Ön ve Arka Kapak İç Sayfaları'nda yayınlanmıştı. Hareket'in Doktrini İlmi Sağ, Fikri ve Siyasi Kimliği İnkılap İlmi, Metod ve Stratejisi ise Yeniden MM Stretejisi idi. Dünya'daki İdeolojik Çatışmalar ikiye bölünüp Komunizm ve Kapitalizm gibi İnsan Fıtratı'na uymayan tüm Anlayışlar Sol İdeoloji, İnsan Fıtratı'na Uygun ve Yaratıcı'nın Bildirimler'ine Uyanlar'da Sağ ideoloji'dir. İslam ve Küfür kullanılmaz. Inkılap İlmi’nde Türkiye'deki Hakim İdeoloji'nin Judeo-Grek Menşeli Kapitalist Sistem olduğu belirtilir.
Hazırladığı Buhranlarımız Teksir Notları YMM Kadroları'na Hareket'in Fikri ve Siyasi Hedefleri Konusunda Genel bir Çerçeve veriyordu.Her Hafta yazdığı Başyazılar, Güncel İdeolojik Muhtevası ile Gün'den oluşturuyordu. Kadrolar'ın Haftalık Eğitim Proğramlar'ında Belirleyici bir Rol'e Sahip'ti.
Dergi’nin 2.Sayısında Milli Kültür'ün Lügatçesi Başlığı altında Nesefi’nin Akaidi tanıtılır.Yine 2.Sayı'da Edibali "İslam’ın Peygamberi'nin Takip ettiği Mücadele Stratejisi'nin İncelenme'siyle tamamlanmadıkça havada kalır" diye yazar. Zekai Konrapa'nın Siyer’i Hareket'in Eğitim Metinleri'nden olur.
14.Sayı'nın Başyazısı: Ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe.
4 Nisan 1970 de MB tarafından Konya'da düzenlenen "Milli Mücadele Mitingi"nde "Yaşasın Milli Devlet" "Yaşasın Milli Ordu" diye bağırılır.
17.Sayı'da şöyle yazar: "Bize İntikal eden Bilgiler'e göre Eski Türkler Maddeci değildiler, Ruh'un Ölümsüzlüğüne, Kainat'ı yoktan vareden Ulu Allah'ın Varlığına inanıyorlardı. Hatırlanmalıdır ki Eski Türkler'in Politesit olduğu Yol'unda allanıp pullanan Hurafe Ciddi bir Tetkik'e dayanabilecek Kudret'te değildir."
Dergi’nin 25. Sayısında Türkiye’deki Millet’in İttifaklar kurması gerektiğini, İlk İttifak’ın da İslam Ülkeleri’yle oluşturulması Lazım geldiğini; ancak bu İttifak’ın Türkiye’ye fazla bir Kazanç sağlamayacağını belirtti. Ve en Önemli İttifak'ın Kapitaist ABD ile kurulması gerektiğini belirtti.
28.Sayı'da " Dünya'da Ebedi Dostluklar bulunmadığı Haklı olarak söylenmiştir. İslam Dünyası’nı Teşkil eden Milletler'in, Başlarındaki Yahudi Uşağı İdareciler'i alaşağı etmeleri Şart'ıyla, Türkiye Tabii Müttefikler'ini bulacaktır. Ancak Müslüman Milletler'in Teknik Geriliği düşünülecek olursa, bu İttifak'ın da Kafi Kudreti Temin etmeyeceği açıktır. Ve Başka Müttefikler bulmak Zaruret olacaktır. Dünya'nın Bugünkü Şartları Karşısında bu, Amerika'dan başkası değildir."
44. Sayı'nın Kapağında Kurtuluş İslam'da yazar.52.Sayı Devletimizin Milliliğini Korumalıyız.
1971 12 Mart Darbesi Necmettin Erişen'in Başkanı olduğu Mücadeleciler Birliği'ni kapattı. kapattı. A. Edibalinin yazıp Komunist İhtilal'e Karşı Tedbirler Kitab’ı Cuntacı Paşalar'a gönderilmiş, DGMler'in kurulması Teklif edilmişti.
1971 70.Sayı: " İstihbarat Fonksiyonu olmayan bir Cemiyet yaşayamaz. Bugün içinde bulunduğumuz Vahim Durumda bilhassa MİT in Son Derece Verimli Çalışmasına Muhtacız. Bu da ancak MİT'in Bünye'sine sızabilmiş Millilik Vasfına uymayan Ajanlar'ın Tasfiyesi ile Mümkün'dür."
1972 Konya Milli Karar Mitingi. "Komunistler Kahrolsun, Ordu Millet el ele" Sloganları atılır. 1970'li yıllarda bir esir Türkleri anma gününde, kürsüde konuşurken ağladı , de ağlattı..
1973 de 3 Aylık Araştırma-İnceleme Dergisi Gerçek ile Aylık Kültür-Sanat, Edebiyat Dergisi Pınar'ı çıkardı.Gerçek'te 1974 de Halil Bayrakçı "Türk Kültürü'nün Sosyal İdealleri" Başlıklı Yazı'sında "Milli Devlet: Kavmin Asırlar süren Tekamül'ü ile katileşmiş Şahsiyet'inin Temsilcisi ve Kavm'in Maddi ve Manevi Hususiyetler'inin Koruyucusu, Geliştiricisi ve Terviye edicisi olduğuna göre..."diye yazılır
Mart 1975 de Yeni Ortam Gazete ve Matbacılık Tesisleri'ni Satın alarak çıkardığı Bayrak Gazetesi, 4 Yıl Günlük Yayını sürdürdükten sonra Haftalık Gazete’ye dönüştü.1976 da YMM kadroları Bursa'da AP Adına bir Miting düzenlediler.
4 Ekim 1976 Konya'da Tarihi Karar Mitingi. Sloganlar: " DGM'den sadece Vatan Hainleri korkar.", DGM İşçiler'e Değil, Komunistler'e, Vatan Hainleri'ne ve Millet Düşmanları'na Karşı", "DGM Devlet Güvenliğinin ve Hukukun Teminatıdır", "DGM Devlet'in Emniyetidir", "DGM ye Karşı Çıkanlardan Millet Hesap Soracak."
Sonraki Yıllar'da Yayıncılık, Reklamcılık, Eğitimcilik gibi Çeşitli İşler'e, Kurucu, Ortak ve Danışman olarak Çalışmalar'ını sürdürdü.
1976-1977 den itibaren başlayan ve YMM Kadroları'nın Ciddi bir Bölünme Etkisi altına alan Muhalefet Hareketi.

12 Eylül Sonrası:
Edibali 24 Mart 1984 de bir kısım Arkadaşlar'ıyla birlikte IDP ni (Islahatcı Demokkrasi Partisi) kurarak, Parti'sinin Genel Başkanlığı'nı Kuruluş Tarih'inden sonra yürüttü.
Sonra Millet Partisi kuruldu. 1991 Seçimleri'nde RP ile yapılan Milli İttifak'la Meclis'e girdi.
İslami Alt Yapıları yetersizdi. Yavuz Aslan Argun, Halil Şıvgın, Yusuf Arkoç, Ziya Belviranlı , daha sonra ANAPlı oldu. Daha sonra bazıları DYPli. Melik Gökçek, Ömer Vehbi Hatipoğlu, Cemil Çiçek, RP-Fazilet’li oldu.
Yayınladığı Gazete ve Dergiler'de Başyazıları yanısıra Çok Sayıda Araştırma ve İnceleme Yazısı çıktı.

Nurettin Topcu'nun Yakın Dost'uydu. Bizim Anadolu Gazete'sinin Sahib'iydi. Gazeteyi 1974 de YMM e devretti. "Türkiye'de İhvanı Müslimin'in, Hizbu't-Tahrir in, Cemaat-ı İslami'nin, Rabıtatu'l-Alemi'nin Uzantıları Müslümanlar'ı Sapık Fikirler'iyle adlatmaktadırlar. Bu Akımlar'ın Tesirler'ini kırabilecek, Zararlı Yönler'ini giderecek, Olumlu Yönler'ini Türkiye Gerçekleri'ne göre sentezleyecek bir Hareket'e İhtiyaç var" der.
Hamza Türkmen" Konya'daki Müslüman Gençler, Faaliyetler'ini geliştirdikçe Teşkilatlı olma İhtiyac'ını daha fazla hissediyorlardı. O Dönem'de Selçuklular'ından kalma Sahip Ata Camii bir Nevi İllegal Teşkilat ve Eğitim Merkezi gibi kullanılıyordu. Cami İmamı Necmettin Erişen, Konya Müftüsü Tahir Büyükkörükçü'nün Hışmına uğruyor, Kadızadeler Haftası'yla 2,3 defa Sürgün'e yollanıyordu.."
Hamza Türkmen/ Haksöz Dergisi
H. Türkmen:" Bu Kitap Kur'an ve Siret Bilgisi'nden kalkarak Rasulullah'ın Mücadele'sinde Stratejik Safhalar'a Dikkat çeken T. Nebhani'nin Siyer Çalışmasını olduğu gibi çevirerek "Tarih Boyunca İslam'a Yönelik Yıkıcı Akımlar" Adlı Kitab'ının Baştarafına İktibas eden C.R.Atılhan'ın aktardığı Form'u tekrarlar."
N.Erişen: 60lı Yıllar'ın ortalarından itiberen Konya'nın 85 Mahallesi'nde Tebliğ Amaçlı, Proğramlı, Kültürel Çalışmalar yapıyorduk. Hatta Cumartesi ve Pazar Günleri birkaç Doktor, Vaiz, Güzel Sesli Hocalar'la Köyler'e gidiyorduk. Doktorlar ilgilendiğimiz Köylüler'i Muayene ve Tedavi ediyorlar; Hatipler ve Hafızlar Cami'de Konuşmalar yapıyor ve Kur'an Tilavet ediyorlar; Köy Odaları'nda İslam'ın Esasları öğretilmeye çalışılıyor, Dünya ve Türkiye'deki İnsanlığın Çıkmazları, Kurtuluş Yolları Bilgimiz Oranında anlatılıyordu. İçtimai ve İktisadi Bünye'deki Dengesizliğin Sebepler'i İzah edilmeye çalışılıyor, İslami Çıkış Yolları gösteriliyordu.
Bu Çalışmalar'da Arkadaşlarımız adeta Fedakarlığın en Son Noktasını kullanıyorlardı. Görülmemiş bir Gayret; Sevgi Dolu, İstek Dolu.. Bir İnsan'ın götüremeyeceği, kaldıramayacağı kadar Yükler'in altına Girişini düşünün. İnsanüstü, ancak Bütün Varlığıyla İnanmışlar'ın, Adanmışlar'ın yapabileceği bir Çalışma. Senelerce süren böyle bir Çalışma'yı düşünün, bu Politik Şuur'da Kültür Patlaması demektir.
Bu Büyük Özverili Çalışma'yı Etrafımız'daki Hüsnüniyetli İnsanlar Hz.Muhammed'in Ashabı'nın Çalışmalar'ına benzetiyorlardı. Hatta bunların içinde Hz.Muhammed'in Soyundan gelenler varmış, diye efsaneleştirme Yönüne gidenler dahi oluyordu.
Çalışmalarımız tutmuştu. Konya'da İnsanlar'ın Gönlünde Taht kurmuştuk. Herkesle Abi Kardeş olmuştuk. Bu Sevgi Gücü bize yorulmak nedir, dinlenmek nedir unutturmuştu. İşte Mücadeciler Birliği böyle bir Potansiyal'le kucaklaşmıştı.
Ben Hapishane'den çıkmıştım. Memuriyet'e geri alınmadım. Hanınım Çocuklarım'a Bulgur kaynatıp yediriyordu. Yağ Filan alamıyordum. Etrafımıza göre başka yaşıyorduk. Bir başka Hal'di bu... Bu Hali Dost Düşman kıskandı. "Ah şu Çalışma, ah şu Kara Oğlan" diyormuş Doğaz Öz. O Bürokrat ve Öğrenciler'in arasında Sosyalist Örgütlenme Görevi yapan bir Savcı'ydı. Sonra Devlet'i El'inde bulunduranlardan Zehir Hafiye Faruk Sükan'ın, olmadı İ.S.Çağlayangil'in Dil'ine düşmüştük. Çalışmalarımız bu türlü Beyinler'in Cidarlar'ını çatlatıyordu ve bizlere Yönelik Temel Soru şuydu: Bunlara karşı nasıl bir Tuzak kurulmalı?
Halk kültürlenmiş, sanki Doping almıştı. Mesela Yarım Saat Konuşma Fırsatı'nı bulduğunda Devr'in Etkin Devlet Adamları Ecevit veya Mustafa Üstündağ'ı bildiği Doğrular'ı anlatarak bunaltıp bocalayan Terzi Abdullah Oflaz gibi HalK'tan, Esnaf'tan, İşçi ve Köylüler'den nice İnsanlar yetişmişti.
İşte bu Dönemler, bazılarında, Söz'ünü ettiğimiz Kültürlenmiş Müslümanlar'a Sahip çıkma ve Yönlendirme Telaşı başladı. Serdengeçti geldi olmadı. C.R.Atilhan geldi olmadı. Necip Fazıl geldi olmadı. Hasan Aksay geldi olmadı. Çünkü bunlar El'e Avuca sığacak İnsanlar değildi. Konya'ya birileri gelmeliydi ve bu Hazır hale gelmiş Potansiyel'e Sahip çıkıp, Oy Potansiyeli Haline dönüştürülmeliydi. Ve oldu da.
Devlet'in Türkiye'nin güvendiği Emin Eller N. Erbakan'ı Konya'ya getirdiler. Türkiye'nin güvendiği İnsanlar Albay Seyfettin Doğan, Mehmet Emin Alpkan, N.Yalçıntaş, Prof.Mustafa Çalışkan, Prof. Saadettin Çalışkan Rol üstlendi. Bu Üstatlarımız'ın Tasvip ve Tezkiyeler'inden geçen İnsanlar Türkiye'de Söz Sahibi oldular.
Mücadeleciler Birliği Başlangıç İtibariyle İslam'a Gönül vermiş Arkadaşlar tarafından kurulmuştur. Mevlut Baltacı, İrfan Küçükboy, Kemal Yaman, Mevlut İslamoğlu. Bu Arkadaşlar hem İbadi, hem Fikri, hem Siyasi olarak İslam'ı anlamak ve anlatmakla kendilerini Görevli sayıyorlardı.
O sırada Konya Milliyetçiler Derneği Şube'sini bize verdiler. Orada Bildiriler neşrettik. Örneğin Konya'da Hz.Aişe'ye saldıran bir Film'in oynatılacağı hakkında veya Hizbu't-Tahrir aleyhinde vb.Bildiriler'di bunlar. Hizbu't-Tahrir hakkında fazla Bilgimiz yoktu. Afyon'da Rasim Hancıoğlu, Haluk Nurbaki ile Aykut Adibali ve bazı Arkadaşlar'ın Hizbu't-Tahrir ile Temasları varmış.
Afyonlu Arkadaşlar Yaz Ayları'nda Konya'ya gelmişlerdi ve Hizbu't-Tahrir hakkındaki Bilgiler'i bizlere onlar aktardı. Zaman zaman M.E.Alpkan da İstanbul'dan Konya'ya geliyordu ve Hizbu't-Tahrir aleyhinde bir çok Malumatlar Rivayet ediyıordu.
Komunistler'in Hücre, Masonlar'ın Loca Faaliyetleri vardı. İslam'ı Yozlaştırma Amac'ını güden bir çok Klüpler, Gizli ve Açık Faaliyet gösteriyorlardı. Türkiye'de İslam'a Düşman Devletler'in Ajanları Faaliyet gösteriyorlardı. Türkiye'de İnsanlar'ın İslam'dan uzaklaşabilmeleri için bir çok daha Güçlü olabilecek bir Faaliyet'in yapılmasının gerekliğine inanıyorduk. Ve Allah'a Dayananlar'ın daha Güçlü olacağı İnanc'ıyla Hareket ediyorduk.
Hz.Muhammed Küfr'ün Göbeğinde, çok daha Azgın olan İnsanlar'ın arasında nasıl çalışmışsa, nasıl Başarı'ya ulaşmışsa biz de Başarılı olup, Cahiliyye'yi yenebilirdik. İşte Arkadaşlarımız'la bu Ciddiyet'te bir Çalışma yapmaya Karar verdik.
Uzun Müddet Kur'an üzerinde çalıştık, Ayetler'i Konular'ına göre tasnifledik. Hareket Kabiliyetimizi geliştirebilecek Bütün Ayetleri ezberledik. Önemli Hadisler'i derledik. Konya'da birbirine çok yakın 4-5 Arkadaş böyle bir Çalışma içinde olduk. Sonunda o Dönem'e göre Yoğun bir Bilgi Birikime Sahip olduk. Etrafa Etki edecek Canlı bir Bakış'a ve Hayat'ın içinde bir İman'a Sahip'tik.
Konya'da bu Çalışmalar'ı yaparken, İstanbul'da ve Türkiye'nin Değişik İller'inde bu Çalışmalarımız yavaş yavaş duyulmaya başlandı. İrtibatlarımız arttı. Bu İrtibatlarımız'ı ve Birikimimiz'i bir Dernek Çatısı altında Teşkilatlanma Fikri Gündem'e geldi. Türkiye'deki , İslam Dünyası'ndaki bu tür Teşkilatlanmalar'ın nasıl olduğunu, Başarı'ya ulaşmış veya ulaşmamış Çalışmalar'ı Göz'den geçirdik. Sonuçta Çalışmalarımız'da bir Adım olsun diye Resmi bir Kuruluş olarak Mücadeleciler Birliği'ni 1967 de oluşturduk. Merkez'ini Konya'da açtık.
Biz Konya Yüksek İslam Enstütüsü'nde iken Şam'da, Bağdat'ta, Kahire'de okuyan Arkadşlarımız ve Öğretim Görevlilerimiz vardı. Mısır'da okuyan Adana'dan Abdulkadir Şener, Seyyid Kutub'tan bahsediyordu. İhvan-ı Müslimin'i tanıtıyordu. Yoldaki İşaretler'i çevirdiği için yargılanmış ve hapsedilmişti. Şam'da Mustafa Sıbai'nin Talebesi olarak okuyan Mustafa Kapçı Arkadaşımız vardı. Bağdat'ta okuyan Hocalarımız'dan Hüseyin Küçükkılınç, Ali Ara, Şevket Meraki'de bizleri o Bölge'deki İslami Hareketler'den ve Fikri Tartışmalar'dan Haberdar ediyorlardı.
O zaman şu Düşünce'deydik: Ekonomik, İdeolojik, Sosyolojik Bütün Sıkıntılar, Buhranlar İslam'dan Uzak kaldığımız için bizi kuşatmıştı. İslam'da Ruhban Sınıfı olmadığından Herkesin İslam'ı anlaması ve anlatması gerekmekteydi. Kur'an'dan uzaklaşıldığı için İnsanlar'ımızın Buhran içinde olduğuna inanıyorduk.
Konya Yüksek İslam Enstütüsü Talebe Cemiyeti Ad'ına Yeni Ümit Dergi'sini çıkartmıştık. Bu Dergi'de Yazı yazmaya alışan bir çok Arkadaşımız oldu. Bu Dergi Çevresinde yapılan Çalışmalar'da bulunan Arkadaşlar'ın bir Çoğu Fikir ve Kültür Hayatı'nda Önemli Roller aldılar. Topluma Açılış Kapımız oldu. Mevdudi'nin, Seyyid Kutub'un Kitaplar'ının Tesir'indeydik.
Mücadeleciler Birliği Halis Niyetler'le kuruldu. Ama Fikri ve İmani bir olgunluğa ermeden kurulmuştu. Netleşmiş bie Şekilde İslam Düşüncesi ve İslami Hareket Anlayışı oluşmadan davranıldığından Zaman içinde bazı Arkadaşlarımız'da Fikri Sapmalar oldu. 1969 da oluşmaya başlayan bu tür Rahatsızlıklar Karşısındaki Bekleyiş en azından kendi Şahsım Ad'ına 1978 e kadar Devam etti. Yine kendi Ad'ıma söyleyeyim bu 9 Senelik Sabır'la Yanlışlar'ı Islah edebilme Niyet'iyle sürdürülen bir Bekleyiş'tir. Arkadaşlarımız ilk Niyetler'imize tekrar dönebilirmiyiz diye bekledik. Ama olmadı.
Edibali Yeniden Milli Mücadele'nin sadece Başyazılar'ını yazıyordu, Kapak Konuları'nı İstişare ediyorduk. İç Konuları da yaptığımız İstişareler Sonucu Dergi'nin Yazı Kadrosu araştırıyor ve Kalem'e alıyordu. Ahmet Taşgetiren, Hüseyin Gülerce gibi Arkadaşlar İç Sayfalar'daki Yorumlar'ı yapıyordu.
O zamanlar bugünkü kadar Dergi yoktu. Diyanet Görevlileri'nin çıkardığı Hakses vardı. Oku Dergisi vardı. Hilal Dergisi vardı. Hilal'de 60lı Yıllar'da çok Güzel Yazılar Yer alıyordu, sonradan Eski Canlılığını yitirdi. Kemalettin Şenocak'ın İslam Dergisi vardı. Aralıklarla çıkan Büyük Doğu vardı. Bütün bu Dergiler Şahıslar'ın Gayretler'iyle çıkan Dergiler'di. Yeniden Milli Mücadele ise Kadro Dergisiydi. Bütün bunlar İbadet Aşkı ile yapılıyordu.
Dergi dışarıda satılıyordu. Mesela Kapalı Çarşı'da, Vapur İskeleleri'nde, Meydanlar'da Dergi sergilenirken Tanıtım Amacıyla HalK'a bir Nevi NutuK çekiyorlardı. Dergi satan Arkadaşlar El'de ettikleri Kültürel Birikimler'iyle dakikalarca konuşuyorlar, sanki Dergi Satış Yeri'ni Meydan Mitingi yapıyorlardı.
Rejim bu Dergi'ye Müsade etmiştir, denebilir. Mısır'da olduğu kadar Müslümanlar'ın Başına inmiyorlardı.
Milli Cephe belki Yanlış bir Taktik'ti. Bir taraftanda AP'nin Gençlik Kolları'nı El'e Geçirme gibi Politik bir Çizgi oluşmaya başladı. Orayı El'e geçirirsek Devlet'e varmış oluruz.
Edibali "Bir yerde ben ancak Baş olurum, herhangi bir Yerin Muavini olmam" derdi. Ancak onun Öncülüğünde AP Gençlik Kolları'yla birlikte Bursa'da Miting yapıldı. Müstakil Parti olsak çok İtibar edilmezdik. O zaman en Yaşlı Eleman bendim.
O Dönem'de AP Gençlik Kolları'nda çalışılması için Edibali ile Demirel'in İlişkiler'ini Mehmet Emin Alpkan sağlamıştı. Bunlar sonra parçalanmaya Sebeb oldu.
Mücadeleciler Birliği İstişare Heyeti olarak bir Dergi çıkartmaya Karar vermiştik. Dergi İstanbul'da çıkacaktı. Teknik düzenlenmesini İstanbul'daki Arkadaşlar'a bırakmıştık. Çok Dar Maddi İmkanlar içindeydik. Ancak Finansman'ı kendi Harçlıklar'ımızla, Hanımlar'ımızın bozdurduğu Bilezikler'iyle, Maaşlar'ımızla sapladık.
Bilgi ve Arşiv Birikimimiz Dergi'de değerlendiriliyordu. Geniş Çap'ta Basın'ı Takip etmiş, binlerce Dosya oluşturmuştuk.. Bu Dosyalar YMM Dergisi'nin Beslenme Kaynağı oldu.
Beraberliğimizi İstişari Temel üzerine oluşturmuştuk. Mücadeleciler Birliği'nde de Şahıslar'ın Belirleyiciliğinin olmadığı Kesin bir Prensip'ti. Fikrin ve İman'ın Belirleyiciliği vardı. Kullar Fani'ydi. Liderler Kişisel değil, Fikri idi. Dolayısıyla Kişiler'in Tasallut'u bizim Düşünce'mizde olamazdı. Cemaatler'in, Partiler'in, diğer Teşkilatlar'ın Başındaki Cuntalar'ı Tenkit ediyorduk ve bu tutuyordu. İslam'da Liderlik Cuntası yoktur, İslam'da İstişare vardır; Fikir Lider'dir, İman Lider'dir Düşünce'si bizi Başarı'ya götürüyordu.
Ne zamanki Fikri Liderlik, Ferdi Liderliğin Tasallut'u ve İhtiraslı Düşünceler'in Egemenliği altına girdi, ki bu önde gelen Arkadaşlar arasında Temayuz etmeye başlamıştı, Rakatsızlıklar uyanmaya başladı. Bu Tavır içinde olan Arkadaşlar kendi indi Düşünceler'ini Teşkilat'ın Prensipleri ve Düşünceleri Şeklinde Takdim etmişlerdir. Böyle olunca da Arkadaşlar arasında Rahatsızlıklar ve Düşünce Ayrılıkları baş göstermiştir.
İşte o Dönem'de İstanbul'da bulunan ve Fikri Çalışmalar'da Belirleyici Rol üstlenen Aykut Edibali İndi Düşünceler'i "İlmi Sağ" Başlığı altında dayatmıştır ve bu Düşünceler Teşkilat'a Mal edilmeye çalışılmıştır. Oysa İslam "ne " İlmi Sağ" denilen ve sonunda İlmilik İddiasıyla saptırılan İndi Düşünceler'le, ne de İslami Görüşümüz budur diyerek Milliliği öne çıkartan Tavırlar'la İfade edilemezdi. Bu Yanlışlık dolayısıyla da zaten bir çok Arkadaşımız Tedrici olarak kopmaya başladı ve Teşkilat'ın dağılmasına Sebeb oldu.
Teşkilat Zor kurulmuştu. Prensip olarak Arkadaşlar'ın bir araya gelmesi gerçekten çok Zor olmuştu. Resmi Halinden önce veya sonra çok Büyük Eziyetler çekilmişti. Olumsuzluklar vardı ama İzan'a, İnsaf'a gelinir mi Düşüncesi Farklı olan veya farklılaşan Arkadaşlar'la aynılaşır mı Düşünce'si bir çok Arkadaş'ımızı Tehir edici Duygular'a hapsediyordu. İlmi Sağ İdeolojik bir İzah Tarzı olarak Kabul edilse de Öncü olan Arkadaşlar'ın Çoğu Nezdinde Kabul görmüyor; ama sabrediliyordu... Millet Kelime'sini Ümmet Anlam'ında kullanmıştık. Bir çok Türkçü'nün Hucumlar'ına uğradık. İman Terim'i yerine İdeoloji Kelime'sini kullanıyorduk. Muhtevası itibariyle bir Hayat Görüşü Anlam'ında bizim "Din" Kavram'ını karşılayabiliyordu. O zaman Toplum'da ve Entellektüel Plan'da "Din" Dar Anlam'da kullanılıyordu.
Konya Sahip Ata Camii'nde verdiğim Hutbeler'i bir çok Subay, Hakim, Savcı, Bürokrat, Polis dinlemeye geliyordu, öğrenmek ya da İstihbarat için. İdeoloji'yi hangi Anlam'da kullandığımı ve İslam'ı Bütün Boyutları ile anlatıyordum.
Daha sonra Türk Milliyetçiliği gibi İfadeler kullanılmaya başlandı.1973 de çıkmaya başlayan Gerçek'teki Fikirler'denden sonra YMM adeta bir Milli Hareket Haline gelmişti. İşte o zaman Bomba patladı. Kürt, Çerkez Arkadaşlarımız Hassasiyet göstermeye başladılar."Büyük Türk Kültür Sistemi"nden bahsediyordu. İslam bu Sistem'in bir Alt Kültürü Haline indirgeniyordu. Nedense Kemal Yaman, Halil Bayrakçı hibi Arkadaşlar böyle Şeyler yazdılar.
Arkadaşlar arasında şunlar konuşuluyordu: Komunistler aleyhinde ne kadar çok konuşursak o kadar çok Adam gelecektir.
Müslümanlar'ı İnsanlar'a tapınmaktan, İnsanlar'a Tabi olmaktan kurtarmalıyız. İnsan'ımızı Vakıf Başkanlarından, Parti Başkanlarından, Şeyhler'den, Abiler'den kurtarmalıyız ve İslam'ı yaşar ve düşünür hale getirmeliyiz. Ondan sonra yan yana gelinmeli. İstişare'den önce İstişare etme gücü olmalı Müslümanlar'ın.
Çiçek, ANAP’tan sonra Refah-Fazilet Çizgi'sinde Politik Hayat'ını sürdürdü.
1970 Kültür Birliği Terimi Hizbu’t-Tahrir’deki Halka Çalışması’na Vurgu'dur en az 3 Kişi en çok 7 Kişi ile gerçekleşir.
Piyes1973,1974,1979,1984,1986,YMM nin 1-22. Sayılarında Ön Arka Kapak'ta Tefrika edildi.
Siyer'e önem veriliyor, Zekai Konrapa'nın "Peygamberimiz" adlı Siyer Kitabını Temel alan Çalışmalar yaptırılıyordu.
Kadrolar'a Teşkilatcılığın İlkeleri öğretiliyordu.

ESERLERİ:

  • Milli Mücadele Kadroları'nın Vazifeleri
  • Komunist İhtilal'e Karşı Tedbirler
  • Beş Çayı
  • Türkiye'nin Kıprıs Politikası Ne Olmalıdır,
  • Sosyal Sistem'in Temelleri,
  • Islahatcı Demokrasi Partisi Proğramı ve Tüzüğü,
  • 24 Ocak Kararları,Kur'an'ın Aksiyon Öğretisi, 2005, Bayrak Yayıncılık, Hayat, Siyaset ve Fikir Olayları’nın, Kur'an Işığı’nda Tezahür eden Mahiyetlerini, Esaslarını yorumluyor

Basılmamış Olanlar:

  • İlmi Sağ
  • İnkılap İlmi
  • Milli Mücadele'nin Stratejisi
  • Türkiye'de Vatan Bölme Faaliyetleri
  • Metin Toker'e Cevap
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort