Edinburgh

İskoçya'nın başkenti ve ikinci büyük şehri. Kayaların üstüne kurulu olan ve tarihi şehirle, şehrin ana caddesi Royal Mile'ye hakim bir konumda bulunan şatosu başta olmak üzere birçok tarihi ve turistik özelliğe sahiptir.

Gizemli ve doğal güzellikleriyle ünlü İskoçya'nın en etkileyici şehri olan Edinburgh, son derece estetik binaları ve büyüleyici anıt ve tarihi eserleri ile Büyük Britanya'nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biridir. 2. Dünya Savaşı sırasında bombalanmayan ender Britanya şehirlerinden biri olduğu için kentteki bütün tarihi kalıntılar ve eski binalar ayaktadır ve bunlar şehrin güzelliğine ayrı bir anlam katmaktadır. Ayrıca bir endüstri şehri olmaması ve geniş topraklarına rağmen 500 bin civarında nüfusa sahip olması da Edinburgh'un bu güzelliğini korumasına yardımcı olmuştur. Kentin orjinal ismi tepedeki kale anlamına gelen Dinedien.

Eğlenceyi seven İskoç halkının ve şehre gelen ziyaretçilerin katılımıyla oldukça hareketli bir gece hayatı ve eğlence anlayışına sahip olan Edinburgh; İskoç viskisi, erkeklerin giydiği "kilt" adı verilen etekleri ve gayda isimli ünlü müzik enstürmanıyla "İskoçyalı"yı yakından görmek isteyen öğrenciler için ideal bir şehirdir.

Şehrin en çok ziyaretçi alan yerlerinden biri Edinburgh Kalesidir.Bu kalenin içinde bir Norman Kilisesi olan Saint Margeret bulunur. Bu kilise 1000?li yıllarda yapılmış.
Edinburgh, kültür ve eğitim açısından da önemli bir kent. Edinburgh Üniversitesi ve Kraliyet Lisesi 1500?lerde kurulmuş iki köklü eğitim kurumu. 1682?de kurulan kütüphane, Kraliyet Akademisi, İskoçya Kraliyet Müzesi ve İskoçya Milli Galerisi diğer önemli kurumlar. Her yıl düzenlenen Uluslararası Edinburgh Sanat Festivali, müzik ve tiyatro etkinlikleriyle bütün dünyadan katılımcı ve izleyicileri kendine çekiyor.
Edinburgh’un en önemli endüstrileri içki, özellikle de bira üretimi. Ayrıca tekstil ve kağıtçılık da önemli yer tutuyor.
İskoçyanın nüfusunda en az İskoç barındıran şehri burası. Diğer şehirlerin aksine multikültürel bir şehir. Bunda da eğitim kurumlarının ve sanatsal faaliyetlerin rolü büyük.

İskoçya geçmişe ve geleneklerine bağlı, gizemli, kültürüne sahip çıkan ve birçok doğal güzelliğe sahip bir ülke. Her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği başkent Edinburgh ise bu ülkenin en etkileyici şehri. Yerleşim bölgesinin kuruluşu yaklaşık 250 sene öncesine dayanır. İskoçya'nın güneydoğusunda Forth Körfezi'nin güneyinde bulunur.

Şehir merkezinde ünlü Edinburgh Şatosu yer alır. Kentin en eski yapısı yaklaşık 1000 yıllık olan St. Margaret Kilisesidir. Şehirdeki diğer tarihi yapı St. Giles Katedralidir, 16. yüzyılda yapılmıştır. Edinburgh'un eşsiz manzarasını görmek isteyenlerin ziyaret ettiği Artur's Seat Tepesi şehirden 250 metre yüksekliktedir. Edinburgh denilince gezilecek diğer yerler arasında Parlamento Sarayı, İskoçya Ulusal Galerisi, İskoçya Kraliyet Gözlemevi ve Napolyon şavaşlarında ölen İskoçyalılar için yapılmış olan ulusal anıt bulunmaktadır.
Dünyanın en uzun deniz altı tüneli olan Deep Sea World'den yürüyerek geçmek ve köpekbalıklarını izlemek münkün.

18. yüzyılda yapılan ve şehir plancılığının başlangıcı olarak kabul edilen New Town'un simetrik sokaklarında yürüyüş yapmanız da mümkün.

%13 öğrenci nüfusu ve Britsh Council onaylı 13 dil okulu ile Edinburgh kalabalık şehirlerden ve gürültüden uzak durmak isteyen, her gün gezip göreceği bir yerin olmasını bekleyen öğrenciler için uygun bir şehirdir.

Londra'ya trenle 4 saatlik bir mesafede bulunan Edinburgh, şehre 14 kilometre uzaklıkta olan Edinburgh Uluslararası Havaalanı'nı sayesinde dünyayla bağlantısını kurmaktadır. Havaalanı'ndan şehir merkezine düzenli otobüs seferleri mevcuttur ve yaklaşık 20 dakika sürmektedir. Şehir içi ulaşımda da en önemli ulaşım aracı geniş bir ağa sahip olan otobüslerdir.

Denize olan konumundan dolayı oldukça değişken bir iklime sahip olan İskoçya tüm Ada gibi bol yağış almaktadır. Çoğu zaman sisli, soğuk ve yağmurludur.