Hit (6211) M-73

Mevlana Celaleddin Rumi

Yazar Adı : İlim Dalı : Biyografi
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü : Müstakil
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-07-14 Güncelleyen : /0000-00-00

Mevlana Celaleddin Rumi

Ayten Lermioğlu

En çok bahsi edi­len velilerden biri Mevlâna Muham­medi Celaleddîn-i Rûmî'­dir. "Mevlâ­na" ismi hal­kın kendisine verdiği lâkaptır; fakat öylesine kullanılmıştır ki, âdeta isminin yerini almıştır. Mevlana Celâleddin, sözle anlatılabilecek, ke­lime kalıplarına sığacak bir mevzu değildir. Mâ­na Sultanını anlamak, ancak yoluna başkoymakla, aşkına boyan­makla mümkündür.

Mevlana'yı anlamak herkesin irfanı nisbetincedir. Bunun için Mes­nevinin ilk beyitlerin­den birinde:

Herkes bana kendi zannınca yâr oldu Kimse içimdeki sır­lan araştırmadı

buyurur.. Muhakkak kî, Mevlâna ve ilahî aşk, sözle anlaşılmaz. Öm­ründe parmağı yanmamış insana yanık acısı­nın tarif edilemeyeceği gibi, aşk Sultanı ancak insanın talebince, îmanı nisbetinde yaşanarak öğrenilir.

Mevlâna Celâleddin, sadece bir mütefekkir, bir mutasavvıf ve şâir değildir. Evliya burcu­nun güneşidir. "ULE­MÂ, ENBİYANIN V­RİSİDİR" Hadisi hük­münce, Hz. Peygamberin manevî vârisidir; velâvet sırrının tecelligâhıdır.

Mevlâna, Hakk'ın aş­kıyla, aklın, fikrin çok ötesine varmış, "Bir ayağını Şeriatte, bir ayağımla pergel gibi yetmiş iki milleti dola­şıyorum" buyurmuştur. Kendisi hayatını: "HAMDIM,PİSTİM,YANDIM" diyerek üç kısa fakat ateşli sözler­le hulasa etmiş, "yan­dım" kelimesiyle neler neler anlatmıştır. "Hamdım" sözüne ge­lince . Doğrusu bu şaşı­lacak bir sözdür. Bu­nunla beraber, ihtimal ki, "Hamdım" kelimesi, Hazret-i Şems'e mülâki olmazdan evvelki devre­yi ifade etmektedir.

Mevlana, bir seçilmiş olarak dünyaya salınmıştır. Velîler dünyaya geldikten sonra olmuş değil, olup gelmiş seçkinlerdir. Ancak, iba­det, mücahede ve çile, cevherlerini gün ışığına çıkarmakta, kendilerini kendilerine tanıtmakta­dır.

Bir mısraında Mev­lâna: "Sevgide derlenip toparlananlar şu insan kalabalığı gibi ölmez­ler" buyurmuştur. Ko­ca Veliyi işte bu yön­den mütalâa etmek ge­rekir: Pişmesi, yanma-sı, açıkçası sevgide der­lenip toparlanması ve şu insan kalabalığı gibi ölmeyişi...

Dünya tarihinde hiç-kimse onun kadar aşk­la gıdalanmamış, hiçkimse onun kadar aşkı dile getirmemiştir.Divan-ı Kebir'i, Rubaiyat'ı sonsuz aşkının, Fîhi mâ fih'i, Mecalis'i Saba'sı sohbetlerinin, yirmi altı bin beyitlik Mesnevî'si kemalinin semeresi ola­rak meydana gelmiştir.

Mevlâna, şiiri şairlik için değil, vâsıl olduğu ilâhî HAKİKAT sırları­nı âşinâlarına açıkla­mak gayesiyle söyle­miş, vecdini ifadeye va­sıta etmiştir. Sözleri hikmet, hakikat kayna­ğıdır. Kur an-ı Kerim'in, Hadis-i Kudsî ve Ha­dislerin tefsiri, açıkçası İnsanı Kâmil tarafın­dan izahdır. Bunun için bir şiirinde:

"BEN SÖYLEMİYO­RUM, HAKK'IN 'NAH NÜ NEFAHNA (Biz üfledik) nefesi içimde üflüyor da iniltilerim tâ Süreyya'ya kadar çıkıyor. Bu tenimin ka-

mışını aziz ve yüce Al­lah, yokluk kamışlığın­dan kesti, yonttu, ney yapıp üfledi" diye ses­lenmektedir.

Şu eşsiz beyana göre, Mevlâna Celâleddin, ney gibidir. Ondaki ses, ya­ni kelâm Haktandır. Hakk'ındır. Zaten aşık­ların Mevlâna'sı için ney, Rabbin Halifesi olan  D E M'in, ÎNSAN-I KÂMİL in rem­zidir. Bu itibarla Mesnevî-i şerife :

Bişnov in ney çün hikayed mikoned (Dinle bu neyi neler ne­ler hikâye ediyor) di­yerek başlamış, "Dinle İnsan-ı Kâmil i" buyur­muştur; dinlemenin ehemmiyetini belirtmiş­tir.

Bişnov to zi ney çehâ miguyed mısraı ile başlayan bir rubaisinde şöyle seslen­miştir:

Dinle sen neyden neler neler söylüyor Kibriyanın esrarını söylüyor... Âşıkların Mevlâna'sı büyük bir Hak aşıkıdır; aşkta kemale ve ölüm­süzlüğe ermiştir. Aşkın kıymetini bildirmek için: "AŞKI SEÇ Kİ SEÇİLMİŞ BİR İNSAN OLASIN" buyurmuş-tur. Potasında eridiği aşkın ne olduğunu so­ranlara: "Benim gibi ol da bil" cevabını vermiş­tir. Bununla insana, ilim ile bilmekten (ilm el yakin),görerek bil­mekten (ayn el yakin) geçip, olarak bilmeyi (Hakk al yakin)i işa­ret etmiştir. Sonra da buyurmuştur: 'İSTER NUR OLSUN, İSTER KARANLIK; O OL­MADIKÇA ONU TAMAMÎLE BİLEMEZ­SİN.."

Az evvel Mevlâna için: "ölümsüz" kelime­sini kullandık; çünkü kendisi: "Eğer sen diri isen beni ölmüş görme" buyurmaktadır..

VELÎ için ölüm ne­dir?.. Velî dünya âle­minde nefsinden geç­miş, benliği HAK'ta eritmiş, daha doğrusu nefsini bilmiş, "ÖLME­DEN EVVEL ÖLME" sırrına ermiş kutlu in­sandır.

VELÎ, gerçek insan­dır; Hz. İnsandır. Mad­deten dünya âl aminden göçtüğünde hay'dır. Bu sebeple Mevlâna açıkla­maktır: "AŞIKLARA ÖLÜM YOK Kİ YASA DERDE DÜŞE­LİM..."

Mevlâna, güzeli, iyi­yi doğruya, tek kelime ile Hakikati arayanlara müjdeler veren. Tevhi­de boyanmış, âlemi bir­leşmiş bir PÎR'dir. "Bi­zim Mesnevimiz vahdet dükkânıdır, orada bir­den gayrı gördüğün herşey puttur" buyur­ması, vahdete garkolmasındandır. Bununla beraber Mesnevi, her mertebedeki insana ay­rı ayrı hitap etmekte, çoklukta BİR'i göster­mektedir.

Mevlâna, insanı ebe­dî saadete kavuşturan, mâna yolunu gösteren, beşeri kusur ve zaaf­larıyla çağıran rahmet ve sevgi deryasıdır; hikmet, marifet ummanıdır. Veliyi ekmeldir.

Bir Hadiste: "Kişi sevdiği ile beraberdir" buyrulmuş, insanın sev­diği zümreden olduğu işaret edilmiştir. Şu halde Velîyi seven en büyük kârdadır; zira Veliler, Rabbin sevgili­leridir. Gözbebeği insa­na ne ise, Velî de Hakk' ın o derece kıymetlisidir. Onlara yakınlık, şüphesiz, Rabbe yakın­lıktır.

Allah, Kur'an'da em­reder: "Ey îman eden­ler! Allahtan korkun ve sâdıklarla beraber olun."

Mutasavvıf müfessirlere göre: "Sâdıklar

Velilerdir."

Hz. Peygamber buyu­rur: "Cennet ağaçları­nın gölgesinde oturun."

Mutasavvıflara göre: "Cennet ağaçları da Velîler'dir."

Mevlâna ise seslenir: "Allah ile olmak isteyen Evliyanın huzurunda bulunsun." Âşık ve Ma­şuk Mevlâna yine Mesnevisinde buyurur: "Gül mevsimi geçince gül kokusunu nereden alacaksın? Gülsuyundan..."

Mesnevîhanlara göre, "GÜL" Hz. Muhammed, "GÜLSUYU" Evliyaul-lahtır.

Evet böyle..

Mevlâna, Kutbul âşıkindir.

Mevlâna, Kutbu1 ari­findir.

Mevlâna, Kutbul vâsılindir. Bir coşkunlu­ğunda açıklamıştır : "Herkes bizi suret gö­zü ile nasıl görecek, biz, Kibriyanın su ve bal­çık içindeki nuruyuz."

Mesnevinin ilk beyit­lerinde de buyurmuş­tur: "Denizi bir testi­ye dökersen ne kadar alır? Bir günün kısme­tini.."

İşte derleyip arzettiklerimiz, bir kabın miktarıncadır ve bu kabın derinliklerinden Mevlâ­na'yı çok sevmiş

ŞEYH GALİB sanki ses ver­mektedir:

Ey kâşif-i esrar-ı Hûda Mevlâna

Sultan-ı fena, şah-ı baka Mevlâna

Aşk etmededir hazretine böyle hitab

Mevlâ-yı güruh-u Evliya Mevlâna..

Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki : Ara.72
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort