Yazar Adı : | İlim Dalı : Tasavvuf |
Konusu : | Dili : Türkçe |
Özelliği : | Makale Türü : Müstakil |
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-07-21 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Râbıta Aleyhinde Yazılmış Bazı Makale Ve Kitapçıklar
1. İktibas dergisinin Haziran 1991 sayısında Mehmet Durmuş imzası ile yayınlanan makale.
2. Tasavvuf ve İslâm. Yazarı Ercüment Özkan. 79. sayfasındaki bir makalede râbıta aleyhinde yazı bulunan bu kitap, 1993’te yayınlanmıştır.
3. Mehmed Fevzî Efendi’nin, hakkında reddiye yazdığı mâhut risâle. Bunun matbu‘ veya el yazması bir nüshasını göremediğimiz için isminin de ne olduğunu bilemiyoruz. Muhteviyâtında nelerin olduğunu ise, kitabımızın ikinci kısmında yer alan, M. Fevzî Efendi’nin “Aynü’l-Hakika fî Râbitati’t-Tarîka” isimli o güzel risâlesinde nakledilen inkâr, itiraz ve ithamlarından anlıyoruz.
4. Tarîkatta Râbıta ve Nakşibendîlik. Yazarı Ferit Aydın. Süleymaniye Vakfı Yayınları arasında 2000 yılında çıkan bu kitabın, elimizdeki nüshasında kaçıncı baskısı olduğu yazılmamış. Ancak, içindeki “Açıklama”da belirtildiğine göre II. baskısı olduğu anlaşılmaktadır. Kendi ifadeleriyle, “adların ve terimlerin yazılışında Batı dillerine ait (Q, W, Sh) gibi özel karaterler kullanılmıştır.” 293 sayfadan ibaret olan bu “yapıt”, râbıtaya karşı kaleme alınanlar arasında en genişidir. Kendi ifadesiyle yazar, “Kuşaklar boyu Nakşî Tarîkatı’nın liderliğini yapmış olan bir ailenin çocuğu olarak 1945’te dünyaya gelmiş. Güneydoğu'nun Şeyh’ul-Hazîn (Hazinoğulları) adıyla ünlü bir şeyh ailesinden gelen ve ‘beşik şeyhi’ sayılan AYDIN, yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra aile geleneğine uyarak 1968 yılında özel tasavvuf terbiyesi aldı ve şeyhlik makamına getirildi.” Evet, bütün bu ünvanların sahibi olan Aydın, Nakşî yolunun üssü’l-esâsı olan râbıta’nın İslâmla ilgisinin olmadığını ve tıpatıp Hind yogasına benzediğini iddia ediyor ve bu iddialarını da “bilimsel bir metodla!” kanıtlamaya ve okuyanları aydınlatmaya(!) çabalıyor.
Ortaya konulan tablo insana; ister istemez, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!” tâbirimizi hatırlatıyor. O bakımdan temel İslâmî ilimlere vukûfu olmayan, tasavvufî zevk ve neş’eye sahib bulunmayan Müslümanların bu kitabı okumaları, i‘tikadî-amelî ve ahlâkî bakımdan kendileri ve çevreleri için fevkalâde zararlı olacağına dair âcizane kanaatimi belirtmeyi bir vazife telakkî ediyorum.
***
Yukarıda isimleri geçen makale, risâle ve kitaplardan başka çeşitli mektup, lûgat ve ansiklopedilerde de râbıtadan az çok bahsedilmiştir. Ayrıca, râbıtaya karşı yazılmış başka yazılar da elbette ki vardır. Ancak bunların hepsini sayıp dökmeye lüzum da yok, sanırız ihtiyaç da yoktur. İlgilenenler zaten bulmakta güçlük çekmezler.