Toplumsal Harcımız ve Ahmet Arvasi

Türkiye, yeni bir yüzyıla geçmişte olduğu gibi kimlik tartışmalarıyla girdi. Din ve milliyetçilik ilişkisi bu tartışmalarda en çok dikkat çeken noktalardan birisini oluşturuyor.
Bir insanın hem dindar, hem milliyetçi olabileceğini kabul etmek yerine, dini ve milliyetçiliği birbirine zıt ve rakip değerler olarak görmek, toplumsal harcımızı erozyona uğratır. İki önemli değerden birini tercih etmek mantığı yerine, bunların her ikisini toplumsal kimliğimiz içinde çağın gerekleri doğrultusunda anlamlandırmak toplumsal yapımızı güçlü hale getirecektir.
Dini ve milliyetçiliği birbirinden ayrılmaz iki değer olarak görüp bu iki değerin yaratacağı manevi sinerji eşliğinde, çağın gerektirdiği bilim ve teknoloji donanımına sahip bir millet, geleceğine güvenle bakabilir. Türklüğü bedeni, İslamiyet'i ruhu bilen Alımcı Arvasi, bu yaklaşım doğrultusunda önemli düşünceler ortaya kovmuştur.
Türk- İslam Sentezi yerine Türk- İslam Ülküsü düşüncesinin mimarı olan ve Asrın Yesevisi olarak değerlendirilen Ahmet Arvasi, 15 Şubat 1932 tarihinde Ağrı'da doğdu. Ailesi, Van-Bahçaaray'a bağlı Arvas (Doğanyayla) köyündendir. Burada Arvasiler olarak tanınırlar. Babası, Anadolu'da yetişen büyük velilerden Seyyid Abdülhakim Arvasi'dir. Erzurum Erkek Öğretmen Okulunu 1952'de bitirdikten sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji bölümünü 1958 yılında bitirdi. Milli Eğitim'de uzun yıllar öğretmenlik yaptı. 1979 yılında. Milliyetçi Hareket Partisi Genel İdare Kuruluna seçildi. 12 Eylül Dönemi'nde yargılandı ve daha sonra serbest bırakıldı. Ömrünün büyük bir bölümünde makale, kitap ve konferanslarla meşgul oldu, özellikle gençliğe rehber olmaya çalıştı. Gönülden bağlı milliyetçi
Hz. Muhammed'in soyundan yani Seyyid olması nedeniyle ecdadı aslen Arap olan Ahmet Arvasi. ırkçılığa, bölgeciliğe ve dar kavmiyet anlayışına düşüncelerinde yer vermeyerek, Türk - İslam Ülküsü düşüncesi eşliğinde Türk Milliyetçiliği'ne gönülden bağlı bir düşünce adamıdır. Yarınlarımızın güvencesi gençlerimizi iyi yetiştirilmesi, sahip olması gereken değerlerin neler olması gerektiği konusunda sürekli düşünen Ahmet Ar-vasi, eğitim, bilim ve teknoloji konularına önem vermiştir. Eğitim alanında geri kalmayı en büyük tehlikelerden birisi olarak gören Arvasi, eğitimli insanlardan oluşan bir toplumu zengin bir toplum olarak değerlendirmiştir. Ahmet Arvasi, geri kalmış bir memleketi şu şekilde tanımlamaktadır:
"...Denebilir ki geri kalmak demek, eğitim bakımından geri kalmak demektir. İnsanı muasır ihtiyaçlarına göre yetiştirip kadrolaştıramayan cemiyetler, isterlerse dünyanın en zengin coğrafyalarında otursunlar, dünyanın en mühim körfezlerine, limanlarına, boğazlarına ve kanallarına sahip olsunlar, topraklarının altında petrol denizleri bulunsun, yabancı mühendislerin ellerinden çıkan lüks ve konfora sahip olsunlar yine de geri kalmış memleketlerdir.
Türk-İslam Ülküsü, Kendini Arayan İnsan, İnsan ve İnsan Ötesi, Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz, Şiirlerim, Eğitim Sosyolojisi, Doğu Anadolu Gerçeği, İleri Türk Milliyetçiliğinin İlkeleri. Hasbihal gibi önemli eserlerin yazarı olan Ahmet Arvasi, 31 Aralık 1988 tarihinde daktilosunun başında geçirdiği kalp kriziyle hayata veda etmiştir. Ellialtı yıllık ömrünün büyük bir bölümünü, milletimizin bütünlüğü, kalkınması ve güçlenmesi davasına adayan, Asrın Yesevisi olarak değerlendirilen bu gönül insanını rahmet ve minnet duygularıyla anıyorum.