Hit (4896) M-1783

Mustafa Reşit Tarakçıoğlu Kitabına İlişkin Bazı Tespit ve Düşünceler

Yazar Adı : İlim Dalı : Kitap Hakkında
Konusu : Dili : Türkçe
Özelliği : Makale Türü :
Ekleyen : Nurgül Çepni/2009-11-16 Güncelleyen : /0000-00-00

Mustafa Reşit Tarakçıoğlu Kitabına İlişkin Bazı Tespit ve Düşünceler

Tarihine baktığımızda, bir medeniyet merkezi olan Trabzon’da her faaliyetin merkezine kitabın konduğunu görürüz. Trabzon Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti ilk faaliyet olarak kütüphane kurmuş, yani silâhtan önce kitap temin etmiştir. Şehirdeki sportif faaliyetlerin arasına futbolun girişi de kitapla olmuş ve ülkemizde ilk futbol kitabı basılan şehirlerden birisi Trabzon olmuştu. Yaşanan bazı olumsuzluklara rağmen, günümüzde de bu durum değişmiş değildir. Kitap yayıncılığı yönünden baktığımızda, arkada bıraktığımız 2008 yılının Trabzon için hareketli bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Bu yıl da Trabzon, kitap yayını hususunda önde gelen şehirlerimiz arasında yer aldı. Trabzon’u konu alan bu kitapların bir kısmı kamu kuruluşları tarafından, önemli bir kısmı ise özel yayınevleri tarafından neşredildi. Bu yayınevlerinden, neşrettiği kitapların hazırlanmasında ve basımında gösterdiği titizlik ve zerafetle Serander Yayınevi’nin öne çıktığı söylenebilir.


Yakın tarihimizin önemli simalarından merhum Mustafa Reşit Tarakçıoğlu’nun hayatını, hatıratını ve günlüklerini ihtiva eden kitap da yıl içinde Serander yayınları arasında neşredildi. Doç. Dr. Hikmet Öksüz ve Veysel Usta’nın hazırladığı eser, “Mustafa Reşit Tarakçıoğlu Hayatı, Hatıratı ve Trabzon’un Yakın Tarihi” adını taşıyor. Mustafa Reşit Trakçıoğlu’nun Hayatı, Hatıraları, Tarakçıoğlu’nun daha önce KTÜ yayınları arasında çıkan eseri ‘Trabzon’un Yakın Tarihi’ ve Günlükleri’nin ayrı bölümler halinde yer aldığı 384 sayfalık kitap, Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Faruk Nâfiz Özak Beyefendinin değerli katkılarıyla üretilmiş.


Takdire şayan bir kadirşinaslık ve vefa örneği sergileyerek, bu kitabın hazırlanması ve neşrinde emeği geçen Hikmet Öksüz ve Veysel Usta ile Serander yayınları mensuplarını tebrik ediyorum. Trabzon’un tarihine ve kültürüne hizmet yolunda ortaya koyduğu takdire şayan bu asil davranışı dolaysıyla Sayın Faruk Nâfiz Özak’a şükranlarımı sunuyorum.


Mustafa Reşit Tarakçıoğlu, yaşadığı döneme rengini veren, ülkemizin maarifinde, cemiyet hayatında, siyasetinde önemli izler bırakan son dönemin mümtaz şahsiyetlerindendir. Trabzon’un efsane matematik hocası Ahmet Saka’nın kayınpederi, bilim adamlarımızdan Prof. Dr. Polat Saka’nın dedesi olan merhum, gerçek bir Trabzon sevdalısı, gerçek bir vatansever idi.

Mustafa Reşit Tarakçıoğlu ve Faruk Nâfiz Özak

Kitabın yayımını arzu eden, masraflarını karşılayan Faruk Nâfiz Özak ile rahmetli Tarakçıoğlu’nun hayatlarını incelediğimizde birçok benzerliklerinin, ortak noktalarının bulunduğunu görürüz. Bu ortak noktalardan birkaçına değindikten sonra esas konuya, kitap hakkındaki tesbit ve değerlendirmelere geçmek istiyorum.


Bu iki mümtaz şahsiyetin ortak vasıflarının başında Trabzon sevgisi gelmektedir. İkisinin de düşünce ve faaliyetlerinde belirleyici unsur; ‘hubbul vatan minel iman’ sözüne uygun bir şekilde, mensubu oldukları Trabzon’a olan aşk derecesindeki sevgileridir.


Trabzon’un merkez mahallelerinde dünyaya gelen bu iki şahsiyetin, aile yapılarında ve çevrelerinde de benzerlikler, ortak noktalar vardır. Mustafa Reşit Tarakçıoğlu, 1892 yılında hâfize bir annenin oğlu olarak, Trabzon’un eski adı Kindinar olan Bahçecik Mahallesinde dünyaya geldi. Faruk Nâfiz ise, şöhreti ülke sınırlarını aşmış hafız bir babanın oğlu olarak, 1946 yılında aynı şehrin Gazipaşa Mahallesinde gözlerini dünyaya açtı.


Faruk Özak Bey’in anne tarafından yakın akrabası, Trabzon Milletvekili rahmetli Fikri Karanis; Tarakçıoğlu’nun siyasetteki yol arkadaşı, aynı zamanda da 27 Mayıs 1960 sonrasının karanlık günlerinde mahpushanedeki kader arkadaşı idi. Mustafa Reşit Bey’in bir başka dava ve siyaset arkadaşı ise, Trabzon’un eski belediye başkanlarından, Faruk Özak’ın kayınpederi, merhum Ahmet Rasim Karanis’tir. Damadı, meşhur matematik hocası Ahmet Saka ise Trabzon Lisesinde Faruk Bey’in hocası.

Trabzon’un Tarihiyle, Kültürüyle Hemdert İki İnsan

Tarakçıoğlu ömrünün her anında Trabzon’u düşünmüş, özellikle bu şehrin tanınması, karanlıklar içinde kalmış tarihinin aydınlatılması için gayret göstermiştir. Bu sahadaki en önemli teşebbüslerinden birisi Trabzon Tarihi yazdırılması idi. Merhumun Erzurum Maarif Müdürlüğü döneminde hazırlıklarına şahit olduğu ve 3 üncü Genel İspektörlük (Bölge Valiliği) Müfettişliği döneminde kitaplaştığını gördüğü Erzurum Tarihi onu heyecanlandırmıştı. Rahmetli Abdurrahim Şerif Beygü tarafından son derece titiz bir şekilde hazırlanan ve kitap olarak basılan Erzurum Tarihi üzerine İnan Mecmuasında övücü yazılar kaleme almıştı. O, Trabzon’un da böyle bir tarihi hak ettiğine inanıyor ve bunun kısa zamanda olmasını arzuluyordu. Bu arzusunu gerçekleştirmenin kestirme yolunun, sevdiği ve takdir ettiği Abdurrahim Şerif Bey’e bu görevi vermek olduğunu düşünmüş ve bu değerli tarihçinin tayinini Trabzon’a aldırmıştı.. Şerif Bey’in, tayini tarih öğretmeni olarak Trabzon Lisesine yapılmıştı. Öğretmenlikten ziyade ondan istenen, Erzurum’a olduğu gibi Trabzon’a da bir tarih kitabı yazmasıydı. Şerif Bey göreve başlar başlamaz bu isteği gerçekleştirmek üzere kolları sıvar. Bu hususta bir iki makale de yazar. Ancak Şerif Bey’in sağlığı pek iyi değildir. Kısa süre sonra hastalanır ve sağlık sebebiyle tayini Eskişehir’e yapılır. Kısa süre sonra da vefat ettiği için çalışma tamamlanamaz. Mustafa Reşit Bey’in Trabzon tarihi üzerine çalışan, içlerinde Kemal Yanbey’in de bulunduğu, başka kişileri de desteklediğini biliyoruz.


Mustafa Reşit Bey, Trabzon’a kâmil mânada bir tarih kitabı yazdırma hayalini gerçekleştiremedi ama, kendisi hayatı boyunca geçmişe ve dönemine ait bildiklerini yazarak istikbalin tarihçilerine Trabzon’a ait belge ve bilgi bırakmaya çabaladı. İnan Mecmuası’nda yer alan yazıları bu arzu ve gayretlerine delildir. O, bir Trabzon Tarihi yazılması yanında bir de Trabzon Ansiklopedisi arzuluyordu. Onun için 1940’lı yıllarda adı geçen dergide “Trabzon Büyükleri” başlığı altında ‘Enveri Sadullah Efendi’, ‘Aşık Mehmet bini Ömerurumi’, Miralay Nuri Bey’, ‘Ali Naki Bey’, ‘Süleyman Sudi Bey’ başlıklarını taşıyan Trabzonlu bazı meşhur kişilerin biyografilerini yazmıştı. ‘Trabzon’da Oğuz Türkleri’ makalesi de bu dergide neşredilmişti.(Sayı: 16, Ocak 1945) Elimizdeki bu kitabı da bu çabanın bir ürünü sayıyoruz.

Trabzon’a Yönelik Tanıtım, Tarih ve Kültür Faaliyetlerinde Faruk Nâfiz Özak

Faruk Nâfiz Özak'ı yakından tanıyanlar onun, bediî zevk sahibi, kültürlü, geçmişine ve değerlerine sımsıkı bağlı bir kişi olduğunu bilirler. Bu özellikleri kazanmasında mensup olduğu ailenin, özellikle de hafız baba ve ressam amcanın tesirinin büyük olduğu şüphesizdir.


O da tıpkı Mustafa Reşit Bey gibi, Trabzon’un tanıtılmasına, karanlık tarihinin aydınlatılmasına, kültürel değerlerinin ortaya çıkmasına yönelik azamî gayret sarf etmektedir. Onun, bir iş adamı olarak, Trabzon Lisesi’nin 100’ncü yıl kutlamalarına katkılarının bizzat şahidiyim. Bu tarihî müessesenin şanına lâyık bir şekilde tanıtılması, şerefli mazisinin ortaya çıkması için azamî fedakârlığı gösteren, maddî ve fiili katkılarda bulunan kişilerin ilk safında Sayın Özak vardı. Tarihine, değerlerine bağlı bir kişi olan Özak, sporcuyken de mühendis ve iş adamıyken de kendini daima Trabzon’a yönelik bu tür kültür faaliyetlerinin içinde bulmuştur. Siyasetçi Özak’ın bu özelliği daha da belirgin haldedir. Bayındırlık ve İskân Bakanı olduktan sonra ise, Bakanlığın yoğun mesaisine rağmen, Trabzon onun gündeminin ilk sırasını daima korumaktadır.


Bu dönemde Trabzon’un tanıtılmasına yönelik en geniş kapsamlı organizasyon olan “Trabzon Etkinlikleri” onun en önemli faaliyetlerindendir. Trabzon’un kurtuluş yıldönümlerinde düzenlenen, diğer şehirlerimizce de taklit edilmeye çalışılan ve her kesimden büyük takdir alan bu faaliyet, sahasında bir ilktir. Bir başka önemli çalışması ise KTÜ’de Trabzon Araştırmaları Enstitüsü kurulması çalışmalarıdır. Sayın Bakan, Trabzon’la bilgili kitap, bilgi, belgenin bir araya getirilerek ciddi bir alt yapı oluşturulması, bu altyapıya dayalı Trabzon odaklı akademik çalışmaların kalitesi ve sayısının artırılması için ilgili kişi ve kuruluşlarla temaslarını sürdürmektedir. Devlet Arşivlerinde bulunan Trabzon ile ilgili belgelerin bir kısmının temini, Rusya arşivlerinde bulunan Trabzon’un işgal günlerine ait filmlerin kopyalarının ülkemize getirilmiş olması, çalışmaların ilk olumlu ve heyecan verici sonuçlarındandır.


Sayın Bakan’ın Trabzon’a yönelik kitapların basımına sağladığı destek neticesi, tesbit edebildiğim kadarıyla yıl içinde 10 civarında kitap çıkmıştır. Bunlar arasında Serander yayınevi tarafından yayınlanan; Trabzonlu Köseç Ahmet Dede’nin “Et-Tuhfetü’l-Behiyye Fi’t-Tarikati’l-Mevleviyye” adlı eseri, Yrd. Doç. Dr. İsmail Akbal’ın “Millî Mücadele Döneminde Muhalefet” adını taşıyan doktora tezi, Haydar Gedikoğlu’nun “Masallar Öyküler Söylenceler Destanlar” adlı çalışması ile Mustafa Reşit Tarakçıoğlu’nun hayatını, hatırat ve günlükleri ile bir eserini ihtiva eden, bu yazımıza konu ettiğimiz kitap: “Mustafa Reşit Tarakçıoğlu Hayatı, Hatıratı ve Trabzon’un Yakın Tarihi” önem arzetmektedir. Yine 2008 yılı başlarında yayımlanan “Trabzonlu Meşhurlar Ansiklopedisi” de Sayın Bakanın sözü edilen destekleriyle Vadi Yayınlarınca gerçekleşmiştir. Hüseyin Albayrak tarafından hazırlanan ve ciddi tenkitler alan bu kitap da üzerinde durulması gereken bir çalışmadır.

Mustafa Reşit Tarakçıoğlu Kitabı

Tarakçıoğlu kitabı Serander yayınevi tarafından hazırlanmış ve basılmış. Serander Yayınevi Trabzon’da kurulmuş, faaliyetlerini burada sürdüren, kitapları arasında içerik ve estetik açıdan birinci sınıf eserler bulunan bir yayınevimiz. Ancak, üzülerek söylemek zorundayım ki, bu çalışması önceki çalışmalarına gölge düşürecek cinstendir. Yazım, aktarım ve hazırlık yönlerinden aceleye getirilmiş olduğu, kitabın gerektirdiği titizliğin gösterilmediği, kuyumcu işçiliğinin yapılmadığı, biyografideki eksikliklerden, okuma hatalarından, indeksteki özensizlikten anlaşılmaktadır.
Burada kitapta tesbit ettiğim yanlış ve noksanların bir kısmına değinmek istiyorum.

Biyografi Bölümünde Tesbit Edilen Eksiklikler, Yanlışlar

1 – Tarakçıoğlu’nun hayatı kaleme alınırken; yazdığı dergi ve gazetelerin koleksiyonları, MEB, Emekli Sandığı arşivlerindeki ve benzer arşivlerdeki dosyaların incelenmediği, sadece TBMM arşivi ile yetinildiği anlaşılıyor. Bu durum çalışmanın önemli bir eksikliği olarak karşımıza çıkıyor.
2 – Hayatı yazılan kişinin ailesi ve yakın çevresi ile ilgili bilgi verilmedi. Ailesi nasıl bir aile idi. Kardeşleri var mıydı. Varsa kimlerdi ve nasıl kişileri? Evlenmiş ve çocuk sahibi olmuş ise bu kişiler hakkında da mümkün olduğunca bilgi verilmeli idi.
3 – ‘Eğitimciliği’ başlığı altında verilen bilgiler, çoğunlukla tarih verilmeden afakî ifadelerden oluşuyor. Oysa yukarıda belirtilen arşivlerdeki dosyalarına bakılsa idi bu eksiklik giderilir ve görev yaptığı yerlere ait başlayış ve ayrılış tarihleri net olarak verilebilirdi.
Meselâ;
- Dosyasına göre Diyarbakır Maarif Müdürlüğüne atanma tarihi 26.09.1934 tür.
- Kitapta İzmir Maarif Müdürlüğüne atanma tarihi net olarak verilmiyor. (s. 27) Dosyasına bakılsaydı atama kararnamesinin tarihinin 16.06.1941, göreve başlamasının ise 21.07.1941 olduğu görülecekti.
- Tarakçıoğlu’nun, “1943 yılının Eylül ayında” emekli olduğu kaydediliyor. (s. 31) Resmî kayıtlar ise 22 Aralık 1943 tarihini gösteriyor.

Mehmet Galip Bey’den Sonra Trabzon Valisi Kim oldu? Deli Hamit Bey mi? Deli Halit Paşa mı?

Kitabın üçüncü bölümünü, merhum Tarakçıoğlu’nun 1986 yılında KTÜ tarafından yeterli özenin gösterilmeyerek yayımlanan “Trabzon’un Yakın Tarihi” kitabı oluşturmaktadır. Önsözde; “Bu kitabın birinci baskısındaki bazı maddi hatalar tarafımızdan “hazırlayanların notu (H.N.)” şeklinde dipnot olarak düzeltilmiştir.” (s. 18-19) deniliyor. Gerçekten Mustafa Reşit Tarakçıoğlu’nun bu kitabında çok sayıda yanlış bulunmaktadır. Onun için hazırlayanların bu uygulaması doğrudur ve yerindedir.


Ancak, kitap incelendiğinde çok az düzeltme yapıldığı görülür. Bunların bir kısmı gerçekten isabetli düzeltmeler. Bir kısmı ise akla ziyan, doğru bilgileri düzeltme adı altında yanlışa tebdil eden, yanlışı düzelteceğim diye bir başka yanlışa sebep olan açıklamalardır.

Şöyle ki;
Mustafa Reşit Tarakçıoğlu, Mehmet Galip Bey’in valilik görevinden uzaklaştırılmasının ardından Trabzon Valiliğine Deli Hamit lâkaplı Kapancızâde Hamit Beyin atanmasını şöyle anlatır: “Onun yerine Samsun mutasarrıfı olan ve milli direnme taraflısı olduğu Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıktığı zamandan beri bilinen Deli Hamit, Trabzon’a vali tayin edildi.” (s 164) Müellifin bu ifadesi tarihi gerçeklerle birebir örtüşüyor. Hiçbir tereddüt taşımayan bu açık-seçik tarihi hakikat, ne hikmetse değerli hazırlayanlar tarafından yanlış kabul ediliyor ve 2 numaralı şu dip not düşülüyor:
“Bu kişi Hamit Bey değil, Deli Halit Paşa olacaktır. Halit Paşa bu tarihte 15. Kolorduya bağlı III. Kafkas Tümeni Komutanı olup, Mustafa Kemal’den aldığı emir üzerine Vali Mehmet Galip’i tutuklayarak Erzurum’a sevk etmişti. H.N.” (s.164)

Şimdi bu düzeltme notunu inceleyelim:
1 – Nota göre, Trabzon Valisi Mehmet Galip Bey’in görevden uzaklaştırılmasından sonra Trabzon Valiliğine Deli Halit Paşa getirilmiştir. Oysa bugüne kadar, Cihan Harbinde ve Milli Mücadele’de büyük kahramanlıklar gösteren, Ardahan Milletvekili olarak bulunduğu TBMM’nde 1925 yılında öldürülen Deli Halit namıyla maruf Halit Bey’in (o tarihte henüz paşa değil) Trabzon valiliği görevine getirildiğine dair bir kayıt, belge, bilgi ortaya çıkmamıştır. Bu iddia ilk defa ortaya atılmıştır. Müddei iddiasını isbatla mükellef olduğuna, iddia sahiplerinin de üniversite mensubu ciddi kişiler olduklarına göre, hakikat adına kendilerinden bu iddialarını belgelendirmelerini bekleme hakkımız olduğunu düşünüyorum.
2 – Düzeltme notundaki Deli Halit Paşa ifadesindeki ‘paşa’ tabiri doğru değildir. Malûmdur ki; o dönemin sisteminde bir subay mirliva rütbesine kadar ‘bey’, bu rütbeden itibaren ‘paşa’ sıfatını alırdı. Deli Halit, Mehmet Galip Bey’in tutuklanmasının gerçekleştiği 24 Eylül 1919 tarihinde ‘kaymakam’, yani ‘yarbay’ rütbesinde bir subaydı. Yani ‘paşa’ değil ‘bey’di. Kendisi 6 Aralık 1920 tarihinde ‘miralay’ rütbesine, 31 Aralık 1922 tarihinde ise ‘mirliva’ rütbesine yükselerek ‘paşa’ sıfatını kazanmıştır.
3 – Bu 2 numaralı düzeltme notu, yazarın tashih hatası olarak Mehmet Galip yerine Ali Galip ismini vermesi (arka sayfada Mehmet Galip dendiği için bilgi değil, tashih hatası olabileceği anlaşılıyor) üzerine verilen 1 numaralı dipnot ile de çelişmektedir.
Söz konusu düzeltme notunda; “Heyeti Temsiliye emriyle 24 Eylül 1919’da Kazım Karabekir tarafından tutuklanarak görevinden uzaklaştırılmıştır. H.N.” (s.163) denmektedir. İki ayrı dipnotta iki ayrı bilgi… Mehmet Galip Bey Heyeti Temsiliye emriyle mi, yoksa Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle mi tutuklandı? Tutuklayan Halit Paşa mı? Kâzım Karabekir mi?


Bu dipnotlar yazılırken keşke Mehmet Galip Bey hakkında tek kaynak olan Prof. Dr. Ali Birinci’nin çalışmasına bakılsaydı.

Rahmetli Mustafa Reşit Bey “Trabzon’un Yakın Tarihi” adlı kitabını, kitabın sonunda yer alan kaynaklardan da anlaşılacağı gibi, çoğunlukla hafızasına dayanarak hatırat şeklinde kaleme almış. Dolaysıyla kitabın birçok yerinde olduğu gibi İzzet Bey’in şehadeti ile ilgili bölümde de yanlış bilgiler vermektedir. Eyüpzade İzzet Bey ile birlikte Trabzon’dan seçilen milletvekilleri; “Sakazade Hasan (Hasan Saka), Ali Şefik, Süleyman Sırrı, Servet, Hacıalizade İsmail, Görele Müftüsü Ali Şevket, Alaybeyzade Faik, Eyüpzade İzzet, Ali Şevket Bey” (s. 167) diye sayılarak, bu milletvekillerinin “23 Nisan 1920’de açılacak olan Millet Meclisine katılmak üzere” yolculuk hazırlığı yaptıkları ifade ediliyor.
Burada verilen isimlerin çoğu yanlış. Bir kısmı, Görele Müftüsü Ali Şevket Bey gibi, daha sonraki dönemlerde milletvekili olmuş kişilerdir. (Ali Şevket Bey 2. dönem ve sonrasında, yani 1923 seçimi ve sonrasında Trabzon’dan değil, Giresun’dan birkaç dönem milletvekili olmuştur.) İzzet Bey’in şehadeti 6 Mayıs 1920 tarihinde vukua geldi. “23 Nisan 1920’de” açılacağı söylenen bir meclise, açılış tarihinden 13 gün sonra gitmek gibi garip bir durum ortaya çıkıyor ki tashihe muhtaçtır. Yanlış isimlerin düzeltilmesi için konan notta; “23 Nisan 1920’de açılan TBMM’nde Trabzon milletvekilleri şunlardır” ifadesi altında 1. dönem Trabzon milletvekilleri sayılıyor. Ancak, TBMM’nin açılışındaki Trabzon Milletvekilleri Hüsrev (Gerede) ve Ali Şükrü Beylerdir. Diğerleri, 23 Nisan 1920 tarihinden sonra, dönem içinde çeşitli tarihlerde seçilerek TBMM’ne katılmışlardır.

Kitaba Göre 1955 yılında Trabzon Milletvekillerinden Bir Kaçı: Sami Örük, İsmail Şenkaya, Emrullah Lütfü
Merhum Tarakçıoğlu, 20 Ocak 1955 tarihinde günlüğüne Trabzon’a ait işleri görüştüğü notunu düşer. Nota görüştüğü Trabzon milletvekillerinin adlarını da ekler. Kitabı hazırlayanlar bu notu bize şöyle aktarıyor:
“Trabzon mebuslarından Mahmut Goloğlu, Sami Örük, İsmail Şenkaya, Emrullah Lütfü Beyle Mecliste toplanarak Trabzon’a ait işler üzerinde görüştük” (s. 325)
Hayret!.. Bir cümlede bu kadar hata nasıl yapılabilir? İnsanı ürperten, hayrete ve dehşete düşüren bu cümleyi birkaç kez okudum. Yapılan fahiş okuma hatalarına mazeret aradım, yazık ki bulamadım. Sayılan dört milletvekilinden üçünün adı Sami Örük, İsmail Şenkaya, Emrullah Lütfü olarak veriliyor. Dönemle ilgili kulaktan dolma bilgi sahibi olan kişiler bile bu adlarda Trabzon milletvekilinin bulunmadığını bilecekken, birisi akademisyen iki değerli tarihçimizin böyle bir yanlışa, özensizliğe, dikkatsizliğe imza atmalarına üzüldüm.


Sami Örük diye okunan kişi E. Tümgeneral Sami Orberk’tir. Sami Orberk (Trabzon 1891-Ankara 1957), 1954 yılı seçimlerinde Demokrat Parti listesinden Trabzon milletvekili seçilmiş bir Trabzon evlâdıdır. Sami Orberk’in adının bir başka yerde Sami Yerli olarak okunması ise hayreti muciptir.(Bkz. s. 332)
İsmi İsmail Şenkaya olarak okunan ise ülkemize bürokrat, teknokrat ve politikacı olarak değerli hizmetlerde bulunan Dr. İsmail Şener’dir. İsmail Şener (Vakfıkebir 1913-Ankara 2000) 1954-1960 tarihleri arasında Trabzon milletvekili olarak TBMM’nde görev yapmış, KTÜ ve Atatürk Üniversitesi’nin kurulmasına önemli katkılar vermiş bir kişidir.


Emrullah Lütfü ise aslen Oflu olan, meşhur denizciler çıkartan (meşhur bahriye tarihçisi Ali Rıza Seyfi, Ord. Prof. Ata Nutku bu ailedendir) bir aileye mensup Emrullah Nutku’dan başkası değildir. Erzurum ve Trabzon milletvekillikleri yapan Emrullah Nutku’nun adı kitapta sadece Emrullah Lütfü (Lütfü için ayrıca 327, 328 ve 329’ncu sayfalara bkz.) olarak değil, maalesef Emrullah Mustafa (s. 340) olarak da geçmektedir.


Şahıs adlarını değiştirmek sadece bu milletvekilleri ile sınırlı tutulmamış, çok sayıda kişi aynı akıbete uğramış. Bunlar arasında Trabzon Milletvekili Ali Sarıalioğlu’nun soyadı Sayın (s.309), Rize Milletvekili Ahmet Morgül’ün soyadı Murgul (s. 333), ünlü cerrahlarımızdan Trabzonlu Prof. Dr. Kerim Sebati (Göker)’in adının Kerim Şakir olarak okunduğunu (s.59) kaydedelim.


Cemal Rıza Osmanpaşaoğlu ve Zeki Yağmurdereli Trabzon’un yetiştirdiği iki ünlü gazeteci. Bu iki merhum gazetecinin isimleri biraz çarpıtılarak ve ‘Hacı’ sıfatı da kazandırılarak kitapta yer almış. Trabzon Gazetesi sahibi, o günkü soyadı ile Cemal Rıza Çınar “Trabzon gazetesinden Hacı Cemil Rıza” (s. 328), Doğu Gazetesi’nin sahibi, merhum Osman Yağmurdereli’nin babası, Trabzon eski milletvekillerinden Zeki Yağmurdereli ise “Doğu gazetesinden Hacı Zeki Yağmur” (s. 328) olarak okunarak kitaba dercedilmiş.

Yanlış Okuma Neticesi Oluşan Devlet Kurumları

17 Şubat 1955 günü Tarakçıoğlu yanına Trabzon milletvekillerinden Halit Ağanoğlu’nu da alarak Tarım Bakanı –o günkü tabirle Ziraat Vekili- Besim Beyi makamında ziyaret ederler. (Burada zikredilen Besim Bey adı da yanlış okuma neticesidir. Çünkü bu tarihte Ziraat Vekili olan kişi, bu görevi uzun yıllar sürdüren, eski Maliye Bakanlarından Maraş Milletvekili Mahmut Nedim Ökmen’dir. Nedim’in hazırlayanlarca Besim okunduğu anlaşılıyor.) Talepleri Akçaabat ve Vakfıkebir kazalarında çay ekimine müsaade edilmesidir. Bakan talebi kabul eder, ancak durumu tetkik için emir verdiği birim insanı hayrete düşürecek cinsten.


Mezarlıklar Umum Müdürlüğü ve Çay
Kitaptan aynen okuyalım: “Vekil Bey mezarlıklar umum müdürlüğüne emir vererek mahallerinden malumat alınmasını istedi.”(s. 327) Mezarlık ve Çay… Tarım Bakanlığına veya o günkü deyişle Ziraat Vekâletine bağlı Mezarlıklar Umum Müdürlüğü diye bir birimin bulunduğunu, bu kitap dışında bir başka kaynaktan okumanın mümkün olduğunu sanmıyorum.
“Trabzon Daire-i Umumi Müdürü” (s. 326) ifadesiyle müdüründen söz edilen birimi de ilk defa duyduğumu ifade edeyim.

Yanlış Okunan Yer Adlarından Bir Kaçı

El yazısı metinlerde yer adlarının okunmasının zorluğu malûmdur. Kitapta bir çok şehre ait yer adları bulunmaktadır. Bu adların doğru okunup okunmadığını, yer adlarını ihtiva eden eserlerden, özellikle de İçişleri Bakanlığı’nın neşriyatı arasında yer alan “Meskun Yerler Kılavuzu”, “Son Teşkilât-ı Mülkiyede Köylerimizin Adları” gibi kitaplara müracaat ederek test etmek gereklidir. Kitabı hazırlayanların bu zahmete katlanmadıkları, yer adlarındaki fahiş okuma hatalarından anlaşılıyor. Bu hususu sadece Trabzon köyleriyle ilgili birkaç örnekle geçeceğim:
-Okul yaptırıldığı kaydedilen köyler arasında Sürmene’nin Mahno ve Vizera köylerine yer veriliyor. (s. 225) Kayıtlarda bu adlarda Sürmene köylerine rastlamadım. Maho Mahura veya Aho olabilir. Visera bilindiği üzere Akçaabat Işıklı köyünün eski adıdır.


-Tarakçıoğlu 23 Ocak 1955 tarihinde günlüğüne; “Trabzon camilerine yardım yapılması için görüşüldü” notunu düşmüş. (s. 325) Altında da yardım yapılması kararlaştırılan yerleri saymış. Ancak burada, okuma hataları sonucu, belirtilen ilçelerde olmayan köy adları karşımıza çıkıyor.. Asrin ilçesinde Nomil, Araklı’da Racan, Beybahtan, Sürmene’de Hamzaköy, Zarvana (Sürmene’ye bağlı eski adı Zavzaka, yeni adı Yoncalı olan köy olabilir), Yomra’da ise Şifaköy adlı köyler veriliyor ki kayıtlarda bu ilçelerin bu adlarda köyleri gözükmüyor.


-Yanlış okunduğunu düşündüğüm bir başka köy adı da Akçaabat köyü olarak verilen İsteremela..(s. 338) Akçaabat’ta böyle bir köy bulunmuyor. O nedenle, bugünkü adı Gökçeler olan İhtimena Köyünün İsteremela olarak okunduğu düşünülebilir.

Netice-i kelâm

Yakın tarihimiz, özellikle de Trabzon’un yakın tarihi için son derece önemli bir kaynak olan bu eserin hazırlanmasına keşke daha fazla özen gösterilseydi. Eski adlarıyla günlüklerde, hatıratta geçen yerlerin yeni adlarının dipnotlarla verilmesi, adı geçen kişiler ve olaylar hakkında kısacık da olsa açıklama yapılması mümkün olsaydı, şüphesiz ki kitabın değeri kat kat artardı.


Ben Serander’i sevenlerdenim. Onun yeni ambarlar kazanarak büyümesini, ambarlarının kaliteli tahıllarla, türlü türlü meyvelerle, yalılarının Ağasar ballarıyla, küleklerinin yağlarla, peynirlerle dolmasını isterim. İsterim ki; ambarlarında çürük meyve bulunmasın, kapısını açınca burnumuza ağır kokular değil, serandere has kokular, mis gibi ayva kokuları gelsin.


Serander mensuplarına sözlerim acı gelmiş olabilir. Dilerim ki; Seranderdeki çürük meyvelerin ayıklanması dışında bir amacı olmayan bu sözleri, bir dostun acı sözleri olarak kabul ederler. Hakikat adına, kendilerinin ve Serander’in itibarı adına bu yanlışı tashih ederler. Yanlış insani bir şeydir. Önemli olan alınganlık göstermeden yanlışın kabulü ve düzeltilmesidir. Güzel insanlara da yakışan budur. Onun için, güzellikleri hataların ve eksikliklerin gölgesinde kalan bu güzel eser yeniden ele alınmalıdır. Veysel Usta ve Hikmet Öksüz bu eseri tashih edip, gerekli dipnotlarla baskıya hazır hale getirmeli, Serander de azami titizliği göstererek yeniden basmalıdır.
Bunu kitabın hak ettiğini, Serander’e ve kitabı hazırlayan dostlarıma yakışanın da bu olduğunu düşünüyorum.

Yayınlandığı Kaynak :
Yayınlandığı Dergi :
Sanal Dergi :
Makale Linki :
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort