Hit (3790) K-1128

el Mevakıf fi İlmil Kelam

Yazar Adı : Adudüddin el İci İlim Dalı : Kelam
Kitap Dili : Kitap Tipi :
Konusu : Sitedeki Kayıt Türleri :
Ekleyen : /2014-07-22 Güncelleyen : Fıkıh Dersleri/2014-07-22
el-Mevakıf fi İlmi'l-Kelam
Adudüddin el-İcî'nin (ö. 756/1355) kelâma dair eseri.

Müellif, kitabının adını doğrudan zikretmese de mukaddimede eserini "mevkıf" olarak adlandırdığı altı bolüm halinde düzenlediğini belirterek "mevâkıf' kelimesini kullanır.

İbn Hacer eserin adını el-Mevakıffi İlmi'l-kelâm olarak kaydetmiş bazı kaynaklarda ve Keşfü'z-zunûn'da (II, 1891) sadece el-Mevakıf ismi verilmiştir.

Serkîs el-Mevâkıf fî İmi'l-kelâm ve tahkiki'l-makâsıd ve tebyini'l-merâm, Brockelmann ise el-Mevâkiî fî İmi'l-kelâm adını kullanmıştır.

Eser, müellifin kâdıl kudâtlıgını yaptığı İncûlular hanedanından dönemin Şîraz Emîri Cemâleddin Ebû İshak'a ithaf edildiğini bildiren kısa bir mukaddimeden sonra altı bölümden meydana gelmiş olup "mevkıf" başlığını taşıyan bölümler genelde "mersad, maksad", bazan da "mersad. fasıl, nevi, kısım ..." adıyla alt bölümlere ayrılmıştır.

el-Mevâkıf'ın temel bilgiler niteliğindeki birinci bölümü altı kısımdan oluşmaktadır.
Birinci kısımda kelâm ilminin tanımı, konusu, faydaları, İslâmî ilimler arasındaki yeri ve adlandırılışı, ikinci kısımda ilmin tanımı, üçüncüsünde nevileri, dördüncüsünde zaruri ilmin ispatı, beşincisinde istidlal, istidlalin doğru ve yanlış olan çeşitleri, doğru istidlalin şartları, özellikleri ve Allah'ı bilmekte gerekliliği, altıncı kısımda doğru bir istidlalle istenilen sonuca ulaşmanın metotları, delil ve kıyas türleri gibi hususlar üzerinde durulmuştur.

Eserin ikinci bölümü varlık konusuna ayrılmış olup beş kısımdan meydana gelmektedir. Vücud ve adem meselelerinin ele alındığı birinci kısımda vücud-mahiyet ilişkisi, vücud mertebeleri, zihinde varlık ve ma'dûmun "şey" olup olmadığı, mevcud ve ma'dûm arasında varlık alanı olarak hal gibi konular tartışılmıştır. İkinci kısımda mahiyetin tanımı, küllî, cüz'î, basit ve mürekkeb oluşu gibi hususlar işlenmiş.

Üçüncüsünde vücûb-İmkân-imtinâ, kıdem-hudûs, dördüncüsünde vahdet-kesret ve beşincisinde illiyyet-ma'lûliyyet açısından farklı kelâm mezheplerinin yanı sıra felsefecilerin görüşlerine de yer verilmek suretiyle varlık konusu ayrıntılı biçimde irdelenmiştir.

Kitabın arazlara ayrılan üçüncü bölümü beş kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda arazın tanımı, kısımları, mevcudiyetlerinin ispatı, arazların kendi başına var olamayacağı, kendiliğinden yer değiştiremeyeceği, cevhersiz varlık kazanamayacağı ve süreklilik niteliği taşımadığı gibi konular ele alınmıştır. Arazlar ikinci kısımda nicelik, üçüncüsünde nitelik, dördüncüsünde nisbet, beşincisinde izafet kategorileriyle bağlantılı olarak incelenmiştir. Cevherler hakkındaki dördüncü bölüm bir girişten sonra dört kısımdan meydana gelmektedir. Birinci kısımda cismin tanımı, mürekkeb ve basit olarak ikiye ayrılması, ay üstü ve ay altı cisimleri, felekler, arzın mahiyeti, mürekkeb cisimlerin imtizacı, nefis ve nefsin nebatî, hayvanı ve insanî olmak üzere çeşitleri, ikincisinde cisimlerin yaratılmışliğı, boyutlarının sınırlılığı gibi bazı Özellikleri, üçüncüsünde nefisler, nefs-i natıka, nefsin bedene taalluku, dördüncüsünde akıl konusu ele alınmıştır.

el-Mevâkıf'ın son iki bölümü klasik kelâmın akaid meselelerini içermektedir.
İlâhiyyât konularına ayrılan beşinci bölüm yedi kısım halinde düzenlenmiş olup bunlarda sırasıyla Allah'ın varlığı, tenzîhî sıfatları. Allah'ın birliği, sübûtî sıfatlar, rü'yetullah, Allah'ın ve kulların fiilleri ve esmâ-i hüsnâ konu edinilmiştir.
Eserin "Sem'iyyât" başlığını taşıyan son bölümü dört kısımdan meydana gelmiştir. Nübüvvet konularına yer verilen birinci kısımda nebînin mahiyeti, mucize, bi'setin aklen mümkün oluşu, Hz. Muhammed'in nübüvvetinin İspatı, peygamberlerin ve meleklerin ismeti, peygamberlerin fazilet dereceleri ve keramet meselesi işlenmiştir. İkinci kısımda âhiret bahsi ele alınmış oiup burada âhiretin imkânı, haşrin ruh ve bedenle birlikte olacağı, cennet ve cehennemle bunlara gireceklerin durumu, şefaat, tövbe ve bazı âhiret hallerine kısaca temas edilmiştir. Üçüncü kısımda "Esma ve Ahkâm" başlığı altında imanın tanımı ve amelle münasebeti, küfür ve çeşitleri, mürtekib-i kebîre ve tekfir hakkında bilgi verilmiştir. Kitabın son kısmında imamet konusu işlendikten sonra "Tezyif başlığıyla Hz. Peygamber'e nisbet edilen yetmiş üç fırka hadisine işaret edilerek büyük İslâmî fırkalarının Mutezile, Şîa, Havâric, Mürcie, Neccâriy-ye, Cebriyye, Müşebbiheve Naciye olmak üzere sekiz gruba ayrıldığı belirtilmiştir. Ardından bu fırkaların kollan hakkında kısa bilgi verilmiş, kurtuluşa eren fırkanın (nâcîye) Eş'arîler'le Selefiyye olduğu belirtilmiştir.

Müellifin büyük fırkalara ait olmak üzere zikrettiği kolların toplamının altmış beş civarında bulunduğu görülmekteyse de muhtemelen bazı fırka kollarının tâli gruplarını hesaba katmış, fakat bunları yetmiş üç sayısının alt kademelerinde zikretmemiştir.
Ehl-i sünnet'in kelâm görüşlerini Eş'ariyye mezhebine göre ortaya koyan el-Mevâkıf klasik kelâm tarihinin son hacimli metni olarak kabul edilebilir. Nitekim VIII. (XIV.) yüzyıldan itibaren mütekaddimîn ve müteahhirînin görüşlerini bir araya getiren hacimli şerhler döneminin başladığı bilinmektedir.
Eserde Eş'ariyye'ye ait klasik kelâm kitaplarının istidlal şekillerinin yanı sıra Gazzâlî'nin dolaylı olarak ve tepki niteliğinde de olsa kelâmın muhtevasına dahil ettiği felsefî konuların tesiri fazlaca görülmektedir, el-Mevâkıfla Fahreddin er-Râzî, Seyfeddin el-Âmidî ve Kâdî Beyzâvî'ye ait eserler arasındaki muhteva benzerliği, Adudüddin el-îcî'nin bu müelliflerin çalışmalarından büyük ölçüde faydalandığını göstermektedir.
Kitapta bazı başlıkların ve cümlelerin Fahreddin er-Râzî'nin ei-Muhassal'ından aynen alındığı görülmektedir.

el-Mevâkıf'ın birçok yazma nüshası bulunmaktadır.
Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi Kütüphanesi bilgisayar kayıtlarına göre çoğu Süleymaniye'de olmak üzere Türkiye'de kırk civarında nüshası mevcuttur.
Kitap, müellifinin de ifade ettiği gibi kendinden önceki ve devrindeki kelâm düşüncesinin özlü ve sistematik bir ifadesi niteliğindedir. Kelâm ilminin önemli kaynaklarından biri haline gelen eser, İslâm düşüncesi ve Osmanlı ilim anlayışı üzerinde kalıcı bir tesir bırakmış, özellikle Cürcânî'nİn şerhiyle birlikte Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulmuştur.
el-Mevâkıf'ın müstakil baskısı yapıldığı gibi Cürcânî'nİn şerhiyle birlikte Abdurrahman Umeyre tarafından Kitâbü'l-Mevâkıf adıyla üç cilt halinde de neşredilmiştir.

Cürcânî'nİn şerhi, Fenârî Hasan Çelebi ve Abdülhakîm es-Siyâlkûtî'nin hâşiyeleriyle birlikte İstanbul (1239, 1292, 131i, 1321) ve Kahire'de de (1322, 1325) basılmıştır.

el-Mevâkıf üzerinde Adudüddin el-îcî'nin öğrencilerinden itibaren muhtelif çalışmalar yapılmıştır. Seyyid Şerif el-Cürcânî'nin Şerhu'l-Mevâkıf adıyla Semerkant'ta 807 (1404) yılında tamamladığı eser el-Mevâkıf'ın şerhleri arasında en meşhurudur.

Kaynaklarda kitabın Şemseddin el-Kirmânî, Seyfeddin el-Ebheri, kısmen Alâeddin Ali et-Tûsî ve Haydar el-Herevî tarafından da şerhedildiği kaydedilmektedir.
İbnü'n-Nakib el-Halebî'nin el-Mevâkıf in astronomiyle ilgili kısmına bir şerh yazdığı belirtilmektedir. Kılıçzâde İshak Çe-lebi'nin, Sahn-ı Semân müderrisliği imtihanı için ei-Mevâin/'tan kendisine verilen bir konu hakkında kaleme alıp imtihan heyetine takdim ettiği Risâle-i İmtihâ-niyye adlı Arapça bir eseri mevcuttur.
İslâm âlimlerinin Cürcânînin şerhi üzerine pek çok haşiye ve ta'likat yazmış olmaları, el-Mevâkıf kadar şerhinin de İslâm düşünce geleneğinde önemli bir yere sahip bulunduğunu göstermektedir.
Fenârî Hasan Çelebi'nin kaleme aldığı ve 886 (1481) yılında tamamladığı haşiyenin müellif hattı nüshası günümüze ulaşmıştır.
Kınalızâde Ali Efendi bu haşiyeye ta'likat yazmıştır. FethuIIah eş-Şirvânî Şerhu'l-Mevâkıf üzerine bir haşiye kaleme alrmş olup eserin Râgıb Paşa Kütüphanesi, Escurial Library, Münih'te Hofund Staatsbibliothek ve India Office'te nüshaları mevcuttur. Şirvânî ayrıca Şerhu'l-Mevâkıf'ın ilâhiyyât bahislerine bir haşiye yazarak II. Bayezid'e takdim etmiştir. Bunun Süleymaniye Atıf Efendi ve Tire İlçe Halk kütüphanelerinde yazmaları bulunmaktadır.
Hoca Sâdeddin Efendi'ye göre Fenârîzâde Hasan Çelebi, Şirvânî'nin bu eserindeki bazı görüşlerini eleştirmiştir. Şirvânî'ye kaynaklarda TalikâtAla Evaili Şerhi'l-Mevâkıf adıyla bir eser daha nisbet edilirse de bunun Haşiye alâ Şerhi'l-Mevâkıfın ilk şekli veya eksik bir nüshasının baş tarafı olması muhtemeldir.
Sinâneddin Yûsuf b. Hızır el-Bursevî, Cürcânî'nin şerhi üzerine haşiye ve ta'likat yazmıştır. Hocazâde Musühuddin Efendi de Cürcânî'nin şerhine bir haşiye kaleme almış, vefatı dolayısıyla eser öğrencilerinden Molla Bahâeddin tarafından temize çekilmiştir. Eserin bazı nüshaları Süleymaniye Beyazıt Devlet ve Tire İlçe Halk kütüphanelerinde mevcuttur.

Yûsuf b. Hüseyin el-Kirmastî Muslihuddîn-i Lârî, Muham-med b. Hasan el-Kevâkibî ve Mirzacan Habîbuüah eş-Şîrâzî Cürcânî'nin şerhi üzerine birer haşiye kaleme almışlardır.

Kaynaklarda Bisâtî Fethullah es-Şirvânî'nin Şerhu't-Mevâkıf adlı eserinin ilk iki sayfası
Hakîm Şah el-Kazvînî ve Celâlzâde Salih Çelebi'nin de bu esere haşiye yazdıkları kaydedilmiştir.
Cürcânî'nin eserine dair yapılan kısmî çalışmalar arasında Ali Kuşçu'nun haşiye ve ta'likatı Hayâlî'nin ikinci mevkıf üzerine haşiyesi Hasan b. Abdüsselâm Samsûnî'nin ilâhiyyât bahislerine dair ta'liki Molla Lutfi'nin haşiyesi, Hatibzâde Muhyiddin Efendi'nin kitabın baş tarafıyla ilgili haşiyesi Muslihud-din Mustafa b. Muhammed Kestelî'nin anlaşılması zor yedi konuyu şerhettiği risalesi.
Süleymaniye Ktp., Karaçelebizâde Hüsâmeddin, bu risaleye müellifinin yanı sıra İbnü'l-Hatîb Muhammed'in yazdığı şerh ve Kemalpaşazâde'nin Şerhu'î-Mevâkıf'm ilâhiyyât bahisleri için kaleme aldığı haşiye zikredilebilir.
Süyûtî, Cürcânî'nin şerhindeki hadislerin tahricine dair bir eser kaleme almıştır.
Hâfız-ı Acem, Sultan II. Bayezid adına Şerhu 'l-Mevâkıf'ın anlaşılması güç bazı kısımları üzerine bir haşiye yazmıştır. Ancak Bursalı Mehmed Tâhir bu eserin Ferhad Paşa için yazıldığını kaydeder. Müellif hattı bir nüshası Üsküdar Hacı Selim Ağa Kütüphanesi'nde olup bir nüshası da Beyazıt Devlet Kütüphanesi'ndedir.
Ahmed b. Abdülevvel el-Kazvînî, Cürcânî şerhinin başlangıç bölümleri için bir haşiye kaleme almış. Cürcânî'nin eserinin ilim ve varlık konularının ele alındığı bölümlerine Mîr Zâhid el-Herevî tarafından yazılan haşiye üzerine Bahrülulûm el-Leknevî bir haşiye kaleme almıştır.
Kâtib Çelebi, Adudüddin el-îcî'nin Cevâhirü'l-kelâm adlı eserini el-Mevâkıf'm muhtasarı olarak kaydetmişse de îcî'nin İlhanlı Veziri Gıyâseddin Muhammed b. Reşîdüddin'in isteğiyle 727 (1327) yılında Şîraz'a dönerek kadılığa başladığı ve el-Fevâ'idü'l-Ğıyâsiyye ve Şerhu'l-Muhtasar adlı eserleri yanında Cevâhirü'l-kelâm'ı da Gıyâseddin Muhammed'e ithaf ettiği, bir süre sonra Şîraz'dan ayrıldığı, Gıyâseddin Muhammed'in 739'da (1338-39) ölümünün ardından Şîraz'ı ele geçiren Cemâleddin Ebû İshak'ın yönetiminde kâdılkudât olduğu ve el-Mevâkıf'ı da ona ithaf ettiği bilindiğine göre Cevâhirü'l-kelâm'm daha önce kaleme alındığını, dolayısıyla el-Mevâkıf'ın iik şekli olarak kabul edilmesinin daha isabetli olacağını söylemek mümkündür.
el-Mevâkıî üzerine şarkiyatçılar tarafından da bazı çalışmalar yapılmıştır.
Th. Soerensen eserin "İlâhiyyât" ve "Sem'iyyât" bölümlerini Latince'ye çevirerek kendi görüşleriyle birlikte yayımlamıştır. Joseph van Ess doçentlik çalışması olarak eserin birinci mevkıfını Almanca'ya çevirip şerhetmişir.

Bibliyografya :

Adudüddin el-îcî, el-Meuâkıf, Beyrut, ts. (Âle-mü'1-kütüb); Fahreddin er-Râzî. et-Muhaşşal (nşr. Tâhâ Abdürraûf Sa'd], Kahire, ts. (Mektebe-tü'l-külliyyeti'l-Ezheriyye}. s. 18; İbn Hacer, ed-Dürerü't-kâmine, 11, 322; Süyûtî. Buğyetü'l-uu'ât, Kahire 1908, s. 296; Taşköprizâde, Mif-tâhu's-sa'âde, 1, 211; Keşfû'z-zunün,, 871; II, 1891-1894; İbnû'I-İmâd, Şezerât(Arnaût), VI, 174; Osmanlı Müellifleri, I, 275;Serkîs, Mu'cem, II, 1332-1333;Brockelmarın, GAL,[], 102,269-270; SıtppL, 11, 289-291; HediyyeLü 'l-ıârifin, II, 243; Kehhâle. Mu'cemü'l-mü'ellifîn, V, 119-120; İ. Hakkı Uzunçarşılı, "Onaltıncı Asır Ortalarında Yaşamış Olan İki Büyük Şahsiyet: Tosyalı Celâlzâde Mustafa ve Salih Çelebiler", TTK Belleten, XXII/87 (1958), s. 437-438; Sadık Erdem, "İshak Çelebi'nin Hayatı-Şahsiyeti ve Eserleri", TDA,sy. 91 (1994), s. 112-113; Joseph van Ess. "al-ldjî", E!2{ln%.), İH, 1022; Metin Yur-dagür, "Bahrululûm el-Leknevî", D/A, IV, 519; Cemil Akpinar, "Fethullah eş-Şirvânî", a.e., XII, 465; a.mlf., "Hasan Çelebi, Fenârî", a.e., XVI, 314; Ömer Faruk Akün, "Hâfız-i Acem", a.e., XV, 82; Saffet Köse, "Hocazâde Muslİhuddin Efendi", a.e., XVIII, 209; Salim Aydüz, "İbnü'n-Nakib el-Halebî", a.e., XXI, 165; Rıza Kurtuluş, "tncûlular", a.e., XXII, 280-281; İlyas Çelebi, "Kemalpaşazâde", a.e., XXV, 246; Salih Sabri Yavuz, "Kestelî", a.e., XXV, 314. Mustafa Sinanoğlu
...
Otel Tekstili antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakir escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort ad?yaman escort afyon escort> ağrı escort ayd?n escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elaz?? escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ?sparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort adana escort