İlim Dalı : Akaid | Konusu : |
Soruyu Soran : | Cevaplayan : Önder Nar |
Cevaplayanın Mezhebi: | |
Ekleyen : /2003-01-15 | Güncelleyen : /0000-00-00 |
Soru: Hocam 3 kardeş meselesini araştırıyorum yardımcı olur musunuz?
el Cevab: Mutezilenin 5 esası ile ilgili eserlerde.
el Eşarinin el Cübbai ile tartışmaları ile ilgili eserlerde.
Salah-aslah nazariyesi ile ilgili eser ve makalelerde
---
Eşari mezhebi üzerine yazılmış eserlerde ortaya çıkışı bölümlerinde bu konuyu bulursunuz.
Hikayenin özeti:
el-Eş’arî ile hocası Ebu Ali el- Cübbai arasında geçen üç kardeş meselesi;
“Mutezile ’ye göre kullar hakkında hayırlı olanı yaratmak Cenab-ı Hakka vaciptir. Bu görüşün doğruluğundan şüphe eden el-Eş ’arî, hocası Ebu Ali el- Cübbai el-Muteziliye sorar:
-Biri kafir, biri Salih mü’min, biri de sabi iken ölen üç kardeş hakkında ne dersin?
- Mü ’min yüksek derecelere ulaşır, kafir azapta kalır, sabi ise ne sevaba erdirilir ne de azaba duçar olur.
- Sabi, mü’min-i salihin derecelerine gitmek isterse izin verilir mi?
- Hayır. Ona şöyle denir; Senin kardeşin bu yüksek derecelere taat ile ermiştir. Senin ise taatın yoktur.
- Eğer Çocuk: Ya rab kusur bende değil, sen beni yaşatmış olsaydın sana itaat ederdim... derse Cenab-ı Hak ne buyurur?
- Şöyle buyurur: Sen yaşamış olsaydın isyan edecek azabıma duçar olacaktın. Bunu bildiğimden seni yaşatmadım, senin için hayırlı olanı yaptım.
-Ya Kafir: Ey alemlerin Tanrısı, Ey acıyanların en çok acıyanı! Onun halini bildiğin gibi benim halimi de bilirdin, neden onun hayrına olanı yaptın da benim hayrıma olanı yapmadın... derse?
- Vesveseye tutuldun.
- Hayır. Ben vesveseye tutulmadım. Ne var ki şeyhimizin söyleyecek sözü kalmamış.
Topaloğlu, Bekir, Kelam İlmine Giriş, İstanbul, 1981, s. 22, 24
Hikayenin nakledildiği Arapça temel eserler:
eş Şehristani, el Milel ven Nihal I.81;
İbn Hallikan, vefeyat el A'yan IV.267 ;-269
es Sübki, Tabakat eş Şafiiyye II.250
Hikayenin Arapçası:
الأشعري: أتوجب على الله رعاية الصلاح أو الأصلح في عباده؟
ـ أبو علي: نعم.
ـ الأشعري: ماتقول في ثلاثة إخوة: أحدهم كان مؤمناً برّاً تقياً، والثاني كان كافراً فاسقاً، والثالث كان صغيراً فماتوا; كيف حالهم؟
ـ الجبائي: أمّا الزاهد ففي الدرجات، وأمّا الكافر ففي الدركات، وأمّا الصغير ففي أهل السلامة.
ـ الأشعري: إن أراد الصغير أن يذهب إلى درجات الزاهد هل يؤذن له؟
ـ الجبائي: لا، لأنّه يقال له: إنّ أخاك إنّما وصل إلى هذه الدرجات بسبب طاعاته الكثيرة، وليس لك تلك الطاعات.
ـ الأشعري: فإن قال ذلك الصغير: التقصير ليس منّي، فإنّك ما أبقيتني ولا أقدرتني على الطاعة.
ـ الجبائي: يقول الباري جلّوعلا: كنت أعلم أنّك لو بقيت لعصيت، وصرت مستحقاً للعذاب الأليم، فراعيت مصلحتك.
ـ الأشعري: لو قال الأخ الكافر: يا إله العالمين، كما علمت حاله فقد علمت حالي، فلم راعيت مصلحته دوني؟
ـ الجبائي: إنّك مجنون.
ـ الأشعري: لا بل وقف حمار الشيخ في العقبة