Bakara 222 ayeti bu fiili yasaklamaktadır.

"Kadınlar hayızlıyken onlarla cinsel ilişkiye girmeyin..." buyurulmuştur.

 

 

Bu esnada bu ilişkinin hükmü haramlıktır.

Kadının eşinin harama düşme tehlikesi "cimadan başka her şeyin serbest olması" hadisi sebebiyle olmaması gerekir.

Bu konuda Enes (ra) hadisi vardır. “Efendimiz eşiniz hayızlıyken cimadan başka her şeyi yapabilirsiniz" [1]buyurmuştur.

 

 

Efendimiz Aişe validemizle birlikte olmak istemiş ama o hayızlı olduğunu söylemiş efendimiz de aç bakayım demiş gösterince ibadetiyle meşgul olmuş sonra yanına yatmış ondan diğer şekillerde faydalanıp uyumuştur.

-Ama erkeğin kendisini tutamayıp ilişki durumu oluşursa sadaka vermesi ve Allaha istiğfar etmesi salık verilmiştir.

 

Hayızlı eş ile kanın geldiği yerden ilişkiye girilmesine zarurete binaen cevaz verilmesi fetvası uygunsuzdur.

Ayet açıktır. Zinaya düşecekse düşmemesi için hayızlı eşiyle ilişkiye girsin demek cür'et ister.

İstihaze kanında efendimizin sukutu ve takriri ile cevaz vardır. İstihaze kansa hayız da kandır, onda caizse bunda da caiz olur demek, ayetin hükmünü iptal olacaktır.

 

=====

Hanefi fukahası istihaze kanı geldiği zamanlarda cinsel ilişkiye girilmesine ise cevaz vermişlerdir. [2]

 

Malikiler (ed Desuki, el Haşiye I.174) ve Şafiiler (en Nevevi, el Mecmu II.358) hatta imam Ahmed’den de bu konuda cevaz rivayeti vardır. (ibn Kudame, el Mugni I.33 vd. ve en Nevevi şerh Sahih Muslim IV.17) delil olarak da;

- İsithaze kanının hayız kanı olmaması ve ikisinin hükümlerinin farklı olmasını

- hamne hadisinde nakledilen eşinin istihaze kanı sırasında fercini temizletip onunla ilişkiye girmesine efendimizin men etmemesini göstermişleridir.[3]

 

 

Ebu Davud es Sünen h no: 309 ve 310 ayrıca bk. İbn Hacer Fethul Bari, I. 511

en Nevevi, el Mecmu Şerhul Muhezzeb II. 400 vd.

 

Bazı ilim adamları (imam Ahmed gibi) istihaze halindeyken de cinsel ilişkiye ancak zinaya düşülmesinden korkulursa cevaz vermişlerdir. (Bk. en Nevevi şerh Sahih Muslim IV.17 )

-------

Eş tarafından zorlama varsa eşe durum ifade edilmeli Allahtan korkması hatırlatılmalıdır.

Kadının elinden bir şey gelmez ve ilişki gerçekleşirse kadın mazur eşi günahkar olur.

Eşlerin Cinsel isteklilikleri haram fiili işlemeye varırsa tevbe etmek ve sadaka vermek gerekir.

 

 

el Cevab: Konu Hakkındaki hadisi okuyunuz.

Ebu Hureyre (ra) dan

"Eşi bir kadını yatağına (ilişkiye) davet eder de eşi onunla birlikte olmazsa ve eşi de ondan kırgın (ya da kızgın) gecelerse melekler ona sabahlayıncaya kadar beddua ederler"

 

 

Hadis sahih bir hadistir. [4]

-

Hadisten anlaşılan hükümler.

Eşler birbirlerinin davetlerini reddetmemelidirler.

Eşler bırakın haftada 3 güne indirgemeyi bedensel takatleri ve sosyal hayatları imkan veriyorsa bir günde birden fazla ya da çok sayıda istenilse ona da icabet etmeye çalışmalılardır.

 

 

Eşler arasındaki dengesiz cinsel dürtü seviyesi ise evlenmeden önce mutlaka ifade edilmelidir ki evlilik sonrasında isteksiz bir erkek istekli bir eşe ihtiyacını gidermeyerek eziyet durumunda olmasın.

Bu durum gibi daha birçok konu evlenmeden evvel erkekle kadının birbirlerini kendilerine ifade etmeleri yoluyla öğrenilmeli ve sağlıklı bir aile kurulmalıdır.

 

 

el Cevab: Bu bilgileri nereden alıyorsunuz. Genel kültür mü bir yazılı kaynaktan mı?

Eşlerin birbirlerine gün tayin etme ve ya adet tayin etme sinden ziyade eşlerin arasında adaletli davranma çerçevesinde bazı nakiller var. Ama konumuz erkeğin eşini daveti durumunda kadının nasıl davranması gerektiği konusuna indirgendiğinden o bahisleri es geçiyorum. Kadın erkeğin istediği zamanlarda istemediğinde bu büyük sorundur. "Devamlılığı durumunda" dindeki yeri boşanmayı meşrulaştırabilecek sebeplerden bile mütalaa edilebilir.

Kadının eşinin kendisini binek üzerinde yolculuk ederken bile davet ettiğinde onu reddetmemesi tavsiye edilmiştir. Hadis sahihtir. [5]

 

 

Bu şehvetin helal yoldan giderilmesi prensibi çok önemlidir. Evliliğin yarısı şehvetin meşru yoldan giderilmesi, diğer yarısı aile kurarak toplum halinde yaşamanın temeli olmasıdır. Efendimizin "evlenen dininin yarısını tamamlamış olur, kan yarısında Allahtan korksun"[6] sözü buna işaret eder.

 

 

Evliliklerde en temel sorun karşılıklı isteklilik şeklindeki mülahazayı aslında hadislerle cevapladım.

----

Düşünce alt yapısı itibarıyla da cevaplamam gerektiğini anladığım için bu eklemeyi yapıyorum.

Kadın istemese de erkek istediğinde buna mecbur mu ve neden diye soruyorsanız.

 

Bu, spesifik bir konu ben bunu anlattım bir yönüyle, devenin üstündeki hörgüçte otururken bile adamın canı istese adamla ilişkiye girsin, hadisi bu soruyu cevaplıyor.

 

Şehvet giderilmesi Allah korkusu gibi önemli bir "zina kalkanıdır."

Adam aklında şehvet yoksa öğrendiği dini kurala kolayca riayet edebilecektir.

Karnı tok olan yemek güzel denilse de ya da görse de yemek ihtiyacıyla ortalıkta dolanmayacaktır.

Kadınlarımızın işte bu sebeple kendilerini iş hayatı davet çalışmaları, hobiler, araba kullanma, kültürel ve sosyal etkinlikler, spor, yürüyüş teknoloji vs. gibi modern hayatın getirilerine önem verdiklerinden daha fazla bu konuda kendi psikoloji ve duyarlılıklarını eşlerinin ihtiyaçlarını da gözeterek tekrar ele almaları ve hayatlarının öncelikleri arasına inanç ibadet ve ahlaki sorumluluklarının 4. 5. sırasına eşlerinin doyurulmasını koymaları gerekmektedir.  Bu aşağılık bir şey değildir. Cariyelik değil, etini satmak değildir.

---

Oryantalistler bir zamandır Müslüman kadınları, kadın hakları ve kadın erkek eşitliği konularında etkilemiş ve kadınların en önemli özellikleri olan kadınlığı ve kadınsılığı ve kadının eşine görevlerini ihmal edeceği şekilde ona psikolojik etki yapacak bir farklı gündem vermişlerdir..

 

Cumhuriyet liderleri cumhuriyet kadınını yaratmak istemiş onlar da erkekleri kadınları cinsel obje gibi görecek hale getirmişler. Kadınlara da siz bireysiniz cariye değilsiniz hürriyetinizi elinize alın diyerek toplumdaki kadın- anne anlayışını dini yönüne darbe vurmuşlardır.

Eski erkekler kızları eş adayı ya da kız kardeş kadınları eş ya de bir Müslümanın haremi ve kutsalı olarak görürlerdi. Bu anlayışta erkeklerden kaybolunca kadına şehvet objesi olarak bakan erkekler ve bunlara şehvet objesi olmadıklarını ispata çalışan kadınlar türemiştir.

Biz Müslümanlar medeni hayattaki cumhuriyet liderlerinin bu yapay gündeminden devletin idare ettiği eğitim kurumları ve devletin ipini elinde bulundurduğu hacı hoca ve akademisyenlerin de etkileyici telkinleriyle uzak kalamadık.

Bu laik metni etkiyi de önemsemek lazımdır.

---

 

Kadınlar annelik görevini canları istediğinde çocuk doğurmak ve canları istediğinde erkekle birlikte olmak olarak görmeye başladılar. Ve ev işi ile mükellef olmadıkları sosyal hayatta ve iş hayatında kendilerine yer etmeye hakları olduğunu iddiayla ve ispata çalışarak hayata hazırlanmaya başladılar.

Ailelerde büyük sorunlar var. Kadın sosyal hayattaki rolünü aile hayatındaki rolünden daha fazla önemsemeye başladı. Erkeğine karşı daha sorumsuzlaştı. Hır çıkarmak isteyen her geçimsizin yaptığı gibi erkekte olumsuzluk adına ne bulabilirse onu bahane ederek aile hayatındaki görevlerini ihmal etmeye başladı. İşte cinselliğe de kendi isterse yapacağı bir fiil olarak görmeye başlaması bundandır. Kadınlar aile hayatındaki çocuk bakımı ve erkeğin ailesinin ve evinin işlerini takip ve düzenleme işini de ihmal edip kendi ayakları üzerinde durma ideasını yaşamaya çalışıyor.

Ailenin reisinin erkek olmasına savaş açtılar. Erkeğin cinsel ihtiyacını değil kendi cinsel ihtiyacını gidermek için aile kuruyorlar. Çocuklarına karşı eski kadınların sorumluluklarını duyumsamıyorlar. Çocuklarını azcık büyütenler ailelerini yıkmayı kolayca göze alıyorlar artık.

-

"Kadın namazını kılar namusunu korur haccını yapar orucunu tutar eşine itaat ederse cennete girer." hadisini kadını aşağılayan bir rivayet gibi algılayan kadınlar --bilinçli müslüman kadınlar-- o kadar çok ki.

 

 

 

el Cevab: Bu konu dini bir konudur.

Bir konu aynı zamanda farklı dinlerde de konu olabilir.

Farklı ilim dallarına da konu olabilir.

Sosyoloji ya da psikolojinin konusu haline getirilmesi "tanrıyı eleştirme hakkını insana vermez."

İslam sosyolojisi ve İslam psikolojisi tefsir fıkıh veya hadisi içselleştirmediği müddetçe bu ilimlerin cahili sosyologların İslami metinleri veya kavramları yorumlamalarına itibar edilemez. Ama belki cevap verilebilir.

Ataerkil nitelemesi İslama ve metinlerine oryantalist bir yaklaşımdır ve dindışıdır.

Adem insanların babasıdır, peygamberler erkeklerden gönderilmiştir. Erkekler çok eşlilik yapabilirler, aile reisi erkektir, devlet başkanı kadınlardan seçilemez, çocukların velayeti kadınlara verilmez çocuklar ana ya değil babaya nispet edilirler, mirasta kadının payı çoğu kere ikide birdir. Kadınlara cihad farz değildir. Kadınlar yolculuğa mahremsiz çıkmaz, kadın iddet bekler erkek beklemez vs. vs...

Ataerkillikten İslam dininin Allah ve rasulü tarafından teşri edilmiş bu kurallarını kastediyorsanız söyleminiz dindışıdır.

 

---